19 Mayıs, Kurtuluş Savaşı’nın başlatılması kabul ediliyor. Bilindiği gibi emperyalist işgale karşı direnişler önceden başladı. Mustafa Kemal ve arkadaşları direnişlerin örgütlenmesini sağladılar.
Ne yazık ki savaş çok yerde Türk, Kürt, Rum, Müslüman, Hristiyan halklarımızın birbirini boğazlaması halini aldı.
Büyük umutlarla ve Sovyetler Birliği’nin de fedakarca desteğiyle kurulan iktidar giderek gericileşti ve Türkiye’yi emperyalizme teslim etti. Gerici güçler emperyalizmle işbirliği içinde Kurtuluş Savaşı’nın ilerici kazanımları bir bir ortadan kaldırıldı. Ulusal kurtuluşu emekçilerin kurtuluşuna ve halkların kardeşliğine dönüştürmeye çalışan yurtsever aydınlar, anti-emperyalist gençlik on yıllar boyunca ezildi ve Türkiye giderek dinci AKP’ye teslim edildi.
Şimdi sol adına bir kesim, “Keşke Kurtuluş Savaşı olmasaydı!” demeye getiriyor. Bu yaklaşım emperyalizme teslimiyete ve hatta işbirlikçiliğe çıkar.
Kurtuluş Savaşı yıllarında Mustafa Suphi liderliğindeki Devrimciler daha uyanık davranıp tasfiye edilmeseydi kuşkusuz her şey daha farklı olurdu.
Emperyalizm karşısında çok büyük yenilgi aldık ama halkın kendi kendisini kurtaracak gücü ortadan kaldırılamaz. Sorun Denizlerin Mahirlerin ruhuyla o gücün açığa çıkarılması ve birliğidir.
ODAK
