28 Şubat, bugüne gelişin yolunu döşedi

1
1266

Odak Dergisi

28 Şubat 1997 tarihinde zamanın Milli Güvenlik Kurulu Cumhurbaşkanı, Başbakan, Genelkurmay Başkanı, Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı, Milli Savunma Bakanı, kuvvet komutanları ve MGK Genel Sekreteri’nin katılımıyla irtica aleyhine kararlar aldı. Görüldüğü gibi o dönemde askerler MGK ve devlet içinde ağırlıktaydılar. Cumhurbaşkanı Demirel askerlere yakın duruyordu. İrticanın sistemi tehdit ettiğinin saptandığı ve bu tehdide taviz verilmeyeceği şeklindeki karar, zamanın başbakanı Erbakan’ı hedef alıyordu.

Erbakan iktidardan düşürüldü. Dinciliği frenlemeye yönelik bazı önlemler yürürlüğe konuldu. 28 Şubat ayrıca uzun yıllar Kürtlere karşı savaşta her türlü pisliğe bulaşmış olduğu Susurluk skandalıyla da ortaya çıkan devletin tamir edilmesini de önüne koydu.

Kimi yorumcular 28 Şubat’ı askeri darbesini 27 Mayıs askeri darbesine benzetiyor. Menderes iktidarını deviren 27 Mayıs darbesi özellikle 1961 Anayasası ile Türkiye’nin 1960’lı yıllardaki sola gidişine yardımcı olmuştu. 28 Şubat darbesi farklı bir etki yarattı. İrtica adı verilen dinciliğe karşı atılan adımlar, Erbakan’ı tasfiye ederek ABD’nin Ilımlı İslam projesinin yolunu açtı. 28 Şubat Erbakan’a karşı Gülen Cemaati’ni destekledi. Erbakan tasfiye edilince AKP’nin kuruluşunun önü açıldı ve Erdoğan sahne almakta zorlanmadı.

28 Şubat’tın raydan çıkmış olan devlet-çeteler ilişkisine çekidüzen vermesi, devletin barsaklarını temizlemesi ve uzamış kirli tırnaklarının bakımını yapması anlamındadır. Bu işler yapılırken Aczmendi Şeyhi Müslüm Gündüz hadisesinde yaşandığı gibi basın yoluyla tertipler devreye sokuldu. AKP iktidara geldiğinde, devletin o tecrübesini alıp çok daha ilerilere götürerek tertipler ve ahlak infazları yoluyla muhalefeti tasfiye ederek dinci diktatörlüğün temellerini attı.

28 Şubat Türkiye solunu da yeniden düzenlemeye çalıştı. Bu amaçla devrimci örgütleri cezaevi direnişlerine zorladılar. 19 Aralık 2000’de “Hayata Dönüş Operasyonu” adı altına 32 kişinin öldürüldüğü bir hapishane katliamı yapıldı. Devrimci hareketler bu süreçte büyük ölçüde etkisizleştirildiler.

Abdullah Öcalan’ın Suriye’den çıkarıldıktan bir süre sonra ABD ve İsrail vasıtasıyla Türkiye oligarşisine teslim edilmesi bu dönemin önemli gelişmelerinden biridir.

Ecevit’in Başbakan olduğu koalisyon hükümeti bu süreçte aşırı sermaye yanlısı politikalar izlediği için halkın gözünde yıprandı. Ortadoğu’ya saldırı hazırlıkları yapan ABD emperyalizmi, Irak’ın işgaliyle Ortadoğu halklarına karşı başlatılacak savaşa gönüllü olmayan Ecevit hükümetini devirdi. Erbakan’ın yıpratılması ve partisinin bölünmesi sayesinde kurulan AKP’nin, iktidara gelmesi sağlandı.

28 Şubat süreci Devrimci Hareketimizin de hedef alındığı bir süreçtir. Bu süreçte değişen koşullara kendimizi uyarlamakta geç kalmamız nedeniyle Hareketimiz çok önemli zorluklar yaşadı.

Bu süreci daha başarılı yaşayabilirdik. Direnişçi tutumumuzu ısrarla koruyarak mücadeleyi sürdürebilmemiz çok önemli bir kazanımdır. Hayat devrimcilerin önüne daima yeni olanaklar çıkarıyor. İçinden geçtiğimiz dönem böyle bir dönemdir.

1 Yorum

  1. 28 Şubat Kararları’ndan bihaber, bilgi ve araştırmaya dayanmayan, kulaktan dolma bilgi ve olgulara dayanan sığ bir “analiz”.

Saffet Ertaş için bir cevap yazın İptal

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.