Acaba?

0
1788

H. Toprak

1915`de Osmanlı Ermenilerinin maruz kaldığı Büyük Felaket`e duyarsız kalınmasını, bunun inkâr edilmesini vicdanım kabul etmiyor. Bu adaletsizliği reddediyor, kendi payıma Ermeni kardeşlerimin duygu ve acılarını paylaşıyor, onlardan özür diliyorum.`

Ey yazı, sen nelere kadirsin. Bazı aydınlar kendi adlarına bir bildiri çıkarıp imzaladılar, Türkiye artık o bildiri öncesi Türkiye değildir. Bir tartışmadır başladı. Elbette eski nakaratları tekrar edenler çoğunluktadırlar, ama bizler çoğunlukta olmanın haklı demek olmadığını çoktaaan öğrendik. Evet, çoğunluktasınız ve yanlışsınız. çoğunluktasınız ve manipüle edilmişsiniz, kendi sözünüz yok, yüzyıllık yalanı ezberlemiş tekrar ediyorsunuz. Bu ülkede 20. yüzyılın başında milyonlarca Ermeni yaşarmış, şimdi kimse kalmamış, nereye gitti bu İnsanlar? Buhar olup uçtular mı? Masallarda olur buhar olup uçmak. Ama bizler zaten masal dinlemeyi severiz, demek ki artık masallara da acayip inanır olmuşuz. Ey kardeşim, ey arkadaşım, ey soydaşım “kim haklıydı, kim haksızdı” yı bırak! Milyonlarca insan buhar olmuş, evini barkını bırakıp yok olmuş, ne oldu bu insanlara diye sormak aklına gelmez mi?

Kayseri milliyetçi Türklerin sevdiği ve çoğunlukta olduğu bir yerdir, değil mi? Galiba Türkeş´de Pınarbaşılı imiş (Kayseri’nin bir ilçesi). Ben de oralıyım. Orada bile Ermeniler yaşamamış mı? Bir zamanlar sinema diye bildiğimiz, sonra düğün salonu olan ve şimdilerde çöp kamyonlarına garaj olmuş diye duyduğum o yapıyı biliyor musunuz, hemşehrilerim? O bir kilisedir. Siz o kilisede seks filmi oynatıp, mastürbasyon yapılmasına seyirci kalmış milliyetçilerim, dindarlarım, birisi camiye yan baksa celalleniyorsunuz, bu mudur sizin adaletiniz, kültürlere, dinlere saygınız?

Ermeniler buhar oldu…ama bu toprakta yaşıyorlardı. Şu tarla onlara aitti, şu ev, şu atölye. Niye bırakıp gittiler dersiniz?

Dedem (biz büyükbaba demeyiz, dede deriz) asker kaçağıydı, yani vicdani redci! Az anlatmadı gördüklerini. Bırakalım artık mazlum ve hep haksızlığa uğramış millet masallarını. Bu topraklarda ölündü ve öldürüldü. Varsın bunun adına ne denileceğine tarihiciler karar versin. Ama yerinden yurdundan edilenlere bir özür borcumuz yok mu Allah aşkına?

Onlar dünyanın her yanına dağılmış, Türkiyeli Ermeniler…biz ise bu topraklarda kalmışız, yerleşmişiz iyice. Bu yara kabuk bağlamış ama iyileşmemiş, bu kabuk kaldırılacak ve birbirimizin  yaralarını göreceğiz, ve birbirimizin yaralarına gözyaşlarımızla merhem olacağız ancak öyle iyileşir bu yaralar.

Ermeni´yi küfür diye kullanıyorsunuz. İmza kampanyası hakkında “memlekette demokrasi var” diye kendine pay çıkarmaya çalışan Cumhurbaşkanınızı bile “Ermeni” yaptınız.  A. Gül Ermeni olsa ne olur? Bunu iddia eden de “sosyal demokrat” bir bayan milletvekili. Demek ülkemde artık sosyal demokrasi ile ırkçılık da bağdaşabiliyor! Bu, herkes bize düşman, herkes Türkiye’yi bölmeye uğraşıyor paranoyası ile siz yakında taptığınız Atatürk’ü de reddedeceksiniz. Bu ülkede, bu ülkenin bir parçası olup da sizin gibi olmayanların varlığına inanmak istemiyorsunuz. Ama varlar işte, bakın Kürtler var, Araplar, Çerkesler var, Aleviler var, Hıristiyanlar, Süryaniler var. ‘Ya sev ya terket!’ de tutmuyor artık. “Terketmiyoruz, çünkü seviyoruz ama gerçeği de bilmek istiyoruz” diyorlar. Bugün Cumhurbaşkanınızdan, yarın iş arkadaşınızdan, öbür gün bakkalınızdan ve giderek eşinizden ve çocuklarınızdan kuşkulanacaksınız, acaba Ermeni mi, acaba dış mihrakların  oyunlarına mı geliyor diye. Herkes yanlış bir siz doğrusunuz. Herkes vatan haini bir siz vatanseversiniz. Ne mutlu size! Ama bu doğruluğu ve vatanseverliği kendinden menkul olma durumu tuhafınıza gitmiyor mu? Hiç ‘acaba’ diye sorar mısınız, yoksa acaba sorusu kafanızda belirdiğinde kendinizden de kuşkulanırsınız diye soru sormayı da mı bıraktınız?

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.