Arınç’ın damadının beraat gerekçesi açıklandı

0
1599

Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu üyesi Bülent Arınç’ın damadı Ekrem Yeter hakkında Fetullahçı Terör Örgütü’ne (FETÖ) üye olmak suçlamasıyla açılan davada verilen beraat kararının gerekçesi açıklandı. 

FETÖ’ye yönelik yürütülen soruşturmalar kapsamında “silahlı terör örgütüne üye olma” suçundan hakkında dava açılan Ekrem Yeter, Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesince yargılanmıştı. Mahkeme, 17 Ekim 2019’daki celsede Yeter hakkında “delil yetersizliği”nden beraat kararı vermişti.

Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesi, verilen beraat kararının gerekçeli kararını yazdı. Kararda, Yeter’in üzerine atılı suçlamaları kabul etmediği, örgütle bir bağının olmadığını söylediği belirtildi.

Yeter’in 22 Temmuz 2016’ya kadar “yasal bankacılık” faaliyetlerine devam eden Bank Asya’da gerçekleştirilen rutin hesap hareketlerinin “örgütsel faaliyet” ya da “örgüte yardım etmek” kapsamında değerlendirilemeyeceği belirtildi. 

Kitaplar sempati göstergesi

Dava sürecinde dinlenilen tanık beyanlarının Yeter’in net bir şekilde örgüt üyesi olduğuna dair bilgi vermediği, Yeter’in evinde yapılan aramada FETÖ/PDY silahlı terör örgütü liderine ait kitapların ele geçirilmesinin ise sempati göstergesi olduğu ve örgütsel ilişkiyi ortaya koyar mahiyette olmadığına işaret edildi. 

Kararın sonucunda şu ifadeler kullanıldı: 

“Tüm bu izah edilen hususlar neticesinde sanığın FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne bir dönem sempati duyduğunun toplanan deliller ve sanık ikrarı ile sabit olduğu, yine tanık beyanları nazara alındığında sanığın 17/25 Aralık öncesi örgütün düzenlemiş olduğu dini sohbetlere katıldığı kanaatine ulaşıldığı, bununla birlikte nihai amacı, devletin Anayasal nizamını cebir ve şiddet kullanarak değiştirmek olduğu anlaşılan FETÖ/PDY terör örgütünün başlangıçta bir ahlak ve eğitim hareketi olarak ortaya çıkması ve toplumun her katmanının büyük bir kesimince de böyle algılanması, amaca ulaşmak için her yolu mübah gören fakat sözde meşruiyetini sivil alanda dinden, kamusal alanda ise hukuktan aldığı izlenimi vermek için yeterli güce ulaşıncaya kadar alenen kriminalize olmamaya özen göstermesi gerçeği nazara alındığında, sanığın örgüt liderine ait kitap ve CD’leri bulundurması, 2013 yılı öncesi toplantılara katılması, örgüte müzahir olduğu değerlendirilen bir dernekte yöneticilik yapması, Bank Asya Katılım Bankası A.Ş. nezdinde rutin hesap hareketlerinin olması şeklindeki eylemlerinin sempati ve iltisak boyutunu aşan, örgüt üyesi olduğunu ispat etmeye yeterli örgütsel faaliyetler kapsamında değerlendirilemeyeceği, örgütün tepe yönetimi ile olan telefon irtibatının içerikleri ve akabinde yapılan örgütsel faaliyetin tespit edilememesi karşısında sanık bakımından şüpheli bir durum oluştuğu ve bu durumun sanık lehine değerlendirilmesi gerektiği, mevcut delil durumu itibari ile sanığın örgütle organik bir bağ kurarak hiyerarşisine dahil olduğu yönünde cezalandırmaya yeter, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil elde edilemediği, sanığın örgütün kamuoyunca da bilinen operasyonel eylemlerinden sonra örgütsel faaliyetlerinin tespit edilemediği, sanığın örgütün nihai amacını bilerek faaliyet gösterdiği ve bu cihetle yukarıda izah edilen FETÖ/PDY dikey yapılanması içerisinde üçüncü veya daha yukarıda katmanda bulunduğu yönünde de delil elde edilemediği, bu itibarla sanığın 17/25 Aralık 2013 öncesi bir dönemi kapsayan ve yukarıda zikredilen eylemlerinin örgüt üyeliği için gerekli olan süreklilik, yoğunluk ve çeşitlilik taşımadığı ve sempati boyutunda kaldığı, zikredilen tarih sonrası eylemlerinin ise cezalandırmaya yeter mahiyette her türlü şüpheden mücerret olmadığı hukuki ve vicdani kanaatine varılarak, sanığın müsnet silahlı terör örgütüne üye olma suçundan atılı suçu işlediği sabit olmadığından (delil yetersizliği sebebi ile) beraatine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.”

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.