Boğaziçi eylemlerinden İstanbul Sözleşmesi’ne

0
782

Tülay Sönmez

Hep diyoruz ya Türkiye’de gündem çok taze. Sürekli sıcak gelişmeler yaşıyoruz. Hissettiğimiz kadar tepki koyuyoruz ama sanki tepkilerimiz gece uykusu kadar sürüyor. Bu duruma üzülmekten çok özeleştiri yapıp toparlanmamız gerekiyor. Sık değişen gündem hemen hemen herkesi yaşamın her alanınında çok etkiliyor. Tüm dünyanın birinci gündemi olan sağlıkta bile normalleşme yaşayamıyoruz.

Kovid-19’da bir yılı geride bırakmanıza rağmen günlük hasta sayısı 30.000, ölümler ise 170 civarında. Tüm ülkede yüksek riskle salgın devam ediyor. İktidarın salgındaki başarısızlığı toplumu fakirleştirmek oldu ve halkı evlere kapattı. Aşılama topal ördekten beter gidiyor. Mart ayının sonu olmasına rağmen 60-65 yaş aralığı henüz aşılanamadı. Sağlık Bakanı muhalefetin aşı ile alâkalı sorularına cevap bile vermiyor. Bakan sosyal medya hesabı üzerinden arada bir maske, mesafe, hijyen derken son gittiği cenazede ve kongrede kendini kamufle etme derdine düştü. Çünkü itibarı yerlerde.

Halkın tek sorunu salgın da değil sesini çıkardığı an başında nalıncı keseri. Buna rağmen işçiler, kadınlar, öğrenciler direnmeye devam ediyor. İşte Boğaziçi Üniversitesi direnişi bir örnek. Öğrenciler eylemlerine üç aydır devam ediyor. Bugün Yol TV YouTube kanalında, Boğaziçi Üniversitesi’ndeki sergi çalışmasında tutuklanan gençlerden birisi dinledim. Röportajda iki vurgusundan bahsetmek isterim. Gözaltına alınırken “Bundan sonrası sizde” diyor. Bize diyor, bu çok önemli ve de çok gurur verici. Hani biz gençlerimize çok güveniyoruz ya, onlar da arkalarında bizler olduğunu biliyorlar.

Tutuklanan öğrenci, yaklaşık 40 gün hücrede kalmış. Hücrede kaldığı bu süreyi ise değerlendirmiş ve biraz hukuk öğrenmiş. “Kitap okudum” diyor ve “Eylemlere devam edeceğiz, çok şey istemiyoruz” diye de ekliyor. Yani hakkımı gasp edemezsiniz, biz buna izin vermeyeceğiz, diyor. Bizlerden destek beklerken söylediği cümle dikkat çekiciydi: “Desteklendiğimizi biliyoruz; umarım insanların enerjisi tükenmez”. Bizler hep birlikte daha güçlüyüz, tutuklanan öğrenci bu mesajı veriyor ve gençler meseleye doğru yerden bakıyor.

Boğaziçi öğrencilerine ilgimizi, milletvekilliği düşürülen Ömer Faruk Gergerlioğlu’na niye çok gösteremedik? Oysa ki onun siyasi kimliğinden ziyade aktivist kimliği cok daha öne çıkmıştır. Milletvekilliği düşürülünce Meclis’ten ayrılmayan vekil, sabaha karşı sürüklenerek gözaltına alındı ve hemen ardından serbest bırakıldı. Parti binasında hak arama eylemine devam ediyor ama hakkını aradığı KHK’lı bireyler sadece çiçekle, yanındayız mesajı veriyorlar. Çünkü toplum sindirildi ve iktidardan tarafından sürekli korku pompalanıyor. AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan, mesaisine gece de devam edip ciddi kararlara imza atıyor. İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararını bir gece aldı ama kadınlar da o gecenin sabahını eylemlerle değerlendirdi. “Korkmuyoruz”, dedik her şehirde. “İstanbul Sözleşmesi hakkımızdır” diyerek sesimize ses katmaya devam edeceğiz.

Biz kadınlar korkmuyoruz derken sözleşmenin iptali ile her gün en az 6 veya 7 kadın, cinayetlerde ölmeye devam ediyor. Odak Dergisi’nin her çarşamba Zoom üzerinden yaptığı `Demokrasi Okulu’ toplantılarında iki haftadır, gündeme dair konular üzerinde çok güzel tartışmalar gerçekleştirdik. Orada “Bizler ne yapmalıyız?” sorgulandı. Başka şeyler yanında, bu konuyu orada da ele almak gerekiyor.

Ulaşabildiğimiz herkese ulaşıp anlatmalıyız. Birlikte olunca daha güçlü olacağımızı ve asgari müştereklerde buluşup, birlikte adım atmanın bizleri iyileştirebileceğine inanarak hareket etmeliyiz.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.