Che Guevara ve Küba Devrimi, Hamza Yalçın

0
1890

Che Guevara’nın anılması ve Küba Devrimi’nin 60’ıncı yıl dönümünün kutlanması amacıyla 12 Ekim akşamı (dün) İsveç-Küba Derneği tarafından düzenlenen geceye bizler de Eğitim ve Dayanışma Hareketi Derneği olarak katıldık. Anmanın başlamasından 2 saat önce Viktoriahuset’teki dernek binamızda buluştuk ve sohbet ettik. Oradan da etkinliğin yapılacağı Marks-Engels Huset’e yürüdük. Anma programı, İspanyol sanatçıların müzik şöleni ile başladı. 

Ardından Hamza Yalçın konuşma yaptı. Che Guevara’nın ve Küba devriminin sosyalizme katkılarına değinen Yalçın, ayrıca derneğimizin İsveç soluna ortak çalışma önerisini de açıkladı.

Eğitim ve Dayanışma Hareketi Derneği Koordinatörü Hamza Yalçın

Yalçın’ı Küba Konsolosu Victor M Garcia Sanches’in konuşması izledi. 

Küba Konsolosu Victor M. Garcia Sanches

Sanches, Küba’daki son gelişmeleri anlatırken, sözlerini “Biz gençlere güvenin.” diye bitirdi. Ardından soruları cevaplandıran Sanches, Obama döneminde başlatılan ilişkileri Trump yönetiminin kestiğini belirtti ve “ABD sosyalizmden vazgeçmemizi istemediği sürece ilişkiler ABD’nin de yararınadır bizim de.” dedi. 

Aşağıda koordinatörümüz Hamza Yalçın’ın konuşma için hazırladığı metni yayınlıyoruz:

Sözlerime başlarken, Erdoğan rejiminin Kuzey Suriye’de başta Kürtler olmak üzere Suriye halkına karşı emperyalizm ile işbirliği içinde başlattığı saldırıyı kınıyorum.

Türkiye’de sosyalistinden sosyal demokratına ve hatta sağcısına kadar çok insan Che Guevara ve Küba devrimine saygı ve sevgi duyar. Türkiye’de pek çok sayıda insan bir yandan para, kariyer, iktidar hayallerine programlanmış ve özel hayatlarına kapanmış oldukları halde bir yandan da kendisini insanlığa adamış olan ve emperyalizme meydan okuyan Che Guevara gibi bir devrimcinin hayranıdırlar. Çünkü Che insanın en derindeki özelliklerini, yani insan sevgisini, dayanışma, özgürleşme  ve zulme karşı mücadele azmini sembolize ediyor. 

Ezilenler için toplumsal kurtuluş umutlarının çöktüğü, insanların bireysel kurtuluş peşine düştüğü, kariyer ve iktidar için yaşayan insanların model alındığı dünyada hiç sönmeyen ve hala güçlü bir örneğimiz var. Bu örneği Küba devrimi yarattı. 

Sosyalistler olarak Che Guevara ve Küba Devrimi’nden öğreneceğimiz çok şey var. 

Che devrimin en önemli hedefinin yabancılaşmayı ortadan kaldırmak olduğunu yazdı. Che Guevara sosyalizmin en önemli görevinin yeni insan yaratmak olduğunu yazdı. Yeni insan daha iktidarın alınması öncesinde Che, Fidel ve Raul ve arkadaşlarının mücadele ilişkisinde ortaya çıktı. Bu ilişki kendisini geliştirdi ve Küba devrimine dönüştü. Giderek Latin Amerika’nın ve dünyanın en dürüst ve mücadeleci insanlarıyla kopmaz bağlar kurdu. 

Guevara devrimin en önemli motivasyon kaynağının ahlaksal olduğunu savundu. Yani insanın asla kaybolmayacak olan sosyal yanı. Yani sevgi. Che, mücadelesi güçlü bir sevgi tarafından yönlendirilmeyen insanın gerçek bir devrimci olamayacağını yazdı.

Küba devrimi kendinden öncekilerin hatasına düşüp halkla şartlandırma ilişkisi kurmadı. Onlar sosyalizmi parti tarafından kitlelere empoze edilecek dogmalar yağını görmediler. Kitlelerle birlikte düşündüler, keşfettiler ve yarattılar. Kitleler devrimci kuruluşta hem düşünen hem de davranan oldu. Devrim o sayede hem yaratıcı oldu hem de kalıcı. Özellikle tıpta ve eğitimde sağlanan ilerlemeler dünyanın dikkatini çekti.

Che Guevara ve Küba devrimi eleştirici düşünceyi geliştirmeye önem verdi.  Devrim hem iktidara gelmeden önce hem de sonrasında hiçbir devrimi kopya etmeyip kendi bağımsız yolunu çizdi.  Devrimden sonra diğer sosyalist ülkelere yaşandığı gibi liderler birbirlerine girmedi. Diğer devrimlerde yaşanan kötü olaylar yaşanmadı ve devrim Küba’da kendi evlatlarını yemedi. Küba devrimi devrimci düşüncelerin yasak olduğu bir ülke durumuna gelmedi. Bunlar çok güzel bir katkılardır!

Küba devrimi devrimci kararlılığın örneği oldu. Ekonomisi Sovyetler Birliğe’ne bağımlı bir ülke olan Küba Sovyetler Birliği çöktüğü halde ayakta kaldı. Ambargoya ve işgal tehdidine rağmen direniyor. Bu sayede Küba gibi ABD’nin burnunun dibindeki ve olanakları çok çok kıt bir ülkede sosyalizm bugüne kadar yaşayabildi.

İsveçte Che Guevara’nın devrimci eleştirel örneğine çok ihtiyacımız var. İsveçte güçlü bir sola ihtiyacımız var. Neco-liberalizm ilerici güçlere saldırıyor, kitleleri örgütsüzleştiriyor ve solu bölüyor. 

Bölünmeyip birleşmek ve güçlenmek için yeni yollar bulmamız gerekiyor. İsveç sosyalist hareketindeki farklı grupları İsveç’in ilerici güçlerini birbiri için birer engel olmaktan çıkarıp birbirleri için olanak haline getirmeye çalışan yaklaşıma ihtiyacımız var. Bu amaçla biz Che Guevara’nın meta-insan adını verdiği burjuva yabancılaşmayı, yani kendi kaderini belirlediğini sanan, gerçek insan ilişkilerine olan yaşamsal ihtiyacını inkar eden, bireysel kurtuluş peşinde koşan, rekabetçi ve güçsüz, piyasaya ve iktidara hatta milliyetçiliğe teslim olmaya eğilimli, kolektif mücadeleden ve sosyalizmden uzak duran burjuva bireyi ve günümüz kapitalizmini İsveç’teki ilerici güçlerle birlikte tartışmayı öneriyoruz. 

Bunu Che ve Küba devrimcilerinden esinlenerek yaratıcı bir öğrenme metodu geliştirerek yapmak istiyoruz. Birbirimizi daha iyi anlamamıza yardımcı olan, değişik perspektiflerin ve deneyimlerin öğrenmeyi motive edecekleri ve konunun anlaşılmasını kolaylaştıracağı, sonuçta katılanları daha ileri ve ortak bir kavrayışa götürecek bir öğrenme metodu. En önemlisi de mücadele için aletnatif bir iletişim metodu geliştirmeye ihtiyacımız var. Çalışma dönemi boyunca birlikte çok sayıda eylem ve etkinlikler yapabiliriz. 

Yaşasın Che Guevara! 

Yaşasın Sosyalizm! 

ODAK-İSVEÇ

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.