DAĞLIK KARABAĞ SAVAŞI- ERDOĞAN İYİ YERE TEZGAH AÇTI

0
2107

Hamza Yalçın

Erdoğan sıkıştıkça içeride ve dışarıda etnik ve dinsel çatışmalara hevesi artıyor. Dağlık Karabağ meselesi Erdoğan için iyi bir fırsat oldu. Yandaş medya sabah-akşam Türklük ve Müslümanlık naraları atıyor. HDP tutuklamaları tam da aynı günlere denk geldi.

Erdoğan’ın Libya’daki “Osmanlı bakiyesi” edebiyatı artık toplumu oyalayamayacak duruma gelmişti. Erdoğan, Libya’da onca restleşmenin ve gürültü-patırtının ardından, hamiliğini yaptığı İslamcıları dahi kaybetmişti. Libya’nın petrol bölgelerini Hafter’den alma hayali suya düştü. Libya’daki savaşın General Hafter (Fransa ve Mısır destekliyor) ve Erdoğan’ın desteklediği Sarraç tarafları, ABD ve AB’nin inisiyatif koyması üzerine iktidarı paylaşmaya rıza temelinde görüşme sürecine girdiler. Libya ve Doğu Akdeniz sorunları nedeniyle medya vasıtasıyla her gün Fransız Devlet Başkanı Macron’a çıkışan Erdoğan şimdi yelkenleri indirdi. Belki de Macron’dan silah satın alarak Fransız silah şirketlerini zengin edecek. Macron’un Türkiye’ye satmak istediği silahların parasını Erdoğan kendi cebinden ödemeyecek. Rusya’dan parası ödenerek alınan hava savunma sistemi, Libya’da ve Suriye’de sürdürülen askeri faaliyetlerin masrafı nasıl ödeniyorsa öyle ödenecek. Libya’da ölen Türk askerleri iktidarın macerasının kurbanı oldular.

Libya Erdoğan için Suriye’de yaşadığı sıkışıklığı gidermek için bir olanaktı. Yandaş basın bu konuda her gün propaganda yaptı. Gerçeği halka anlatmak isteyen basın hapislik dahil yeni baskılarla karşılaştı. “Milletin ve devletin yüksek menfaatleri adına” ülkede faşist baskılar artırıldı. Aynı günlerde içeride halkı galeyana getirmek için AB ve Yunanistan ile “Mavi Vatan”, “kara sularımız” vb edebiyatı ile bağırıp-çağırmaların ardından gene AB ve ABD müdahalesi üzerine sakinleşmek zorunda kalan Erdoğan sonunda Dağlık Karabağ’da gayet uygun bir malzeme bulmuş görünüyor. Erdoğan’ın maaşa bağladığı IŞİD cihatçılarının bir kısmının Karabağ’a sevk edildikleri ileri sürülüyor.

Dağlık Karabağ, Erdoğan için gayet uygun bir istismar meselesidir. Bilindiği gibi Erdoğan devlet adına istediği kararı alır ve içeride onu engelleyecek ne devlet kurumları ne de muhalefet vardır. Dağlık Karabağ konusunda, karşısında Ermenistan var. Ermenistan, 3 milyonluk nüfusu Hristiyanlardan oluşan küçücük ve çok fakir bir ülkedir. Ermenilik Türkiye’de şovenizmin ve dinciliğin geleneksel hedefidir. Şovenizm Hrant Dink gibi bir Türk dostunu bile hem de Türklük adına katletmiştir. Ortada kolay istismar edilebilecek Türklük ve Müslümanlık bulunuyor. Dağlık Karabağ (etnik Ermeniler bu bölge için Artsakh ismini kullanıyor) nüfusunun çoğunluğu Ermenilerden oluşan ama Azerbaycan’ın sınırları içinde bulunan ve Azerbaycan’ın kendi toprağı gördüğü bir coğrafyadır. Sovyetler Birliği yıkıldıktan (1991) sonra Karabağ’ın hangi tarafta kalacağı o günlerden bu yana bir yığın çatışmalara sebep olmuştur. Çatışmalar daha Sovyetler Birliği’nin zayıfladığı 1980 sonlarında başlamış ve 20-30 bin insanın hayatına ve büyük çoğunluğu Azerbaycan Türk’ü yüzbinlerce insanın da göç etmesine malolmuştur. Ermenistan Karabağ’ı çevreleyen Azerbaycan kasabalarını da güvenlik gerekçesiyle işgal etmiştir.

Konu tam da Büyük Ortadoğu Projesi’nin operasyon alanı içindedir. Bölgede Rusya’nın ağırlığı var. İkisi de 1991 yılına kadar Rusya ile aynı devleti oluşturuyordu. Azerbaycan Rusya ile sınırdaş ülkedir. Rusya Federasyonu’na bağlı Müslüman nüfuslu Dağıstan, Çeçenistan gibi ülkeleri içeren bölge bir yanıyla Gürcistan’a ve Karadeniz’e diğer yanıyla ise Hazar Denizi’ne çıkıyor. ABD; Romanya, Bulgaristan, Ukrayna ve hatta Türkiye gibi NATO ülkeleri vasıtasıyla Rusya’yı Karadeniz’de hapsetmek istiyor. Azerbaycan’ın sağında Hazar Denizi var. Oradan Türkmenistan, Kazakistan gibi Türki ve Müslüman ülkeler. Türkmenistan ve Kazakistan petrolünün Bakü-Ceyhan hattından Avrupa’ya gitmesi için çalışmalar yürüyor. Büyük Ortadoğu Projesi Rusya’yı Kafkaslar’da ve Orta Asya’da da tecrit etmeyi ve istikrarsızlaştırmayı amaçlıyordu. Erdoğan BOP Eş Başkanı olduğunu açıklamıştı.

İsrail, Azerbaycan’da çok önemli bir faktördür. İsrail Azerbaycan’a silah satıyor ve petrol ihtiyacının yüzde 40’ını Azerbaycan’dan alıyor. İsrail Azerbaycan’dan doğal gaz da almak istiyor. Azerbaycan’ın haberleşme sistemini organize etmiş olan İsrail, toplanan bilgileri kendisi de kullanıyor yani İran’ın hareketlerini gözlüyor.

İran’ın Kuzey’i, Güney Azerbaycan sayılıyor. Üstünde 10 milyonluk İlham Aliyev Azerbaycanı bulunuyor. İran’da en az 20 milyonu Azeri olmak üzere 25-30 hatta bazı iddialara göre 40 milyon Türki halkları yaşadığı ileri sürülüyor. Bağımsız-Birleşik Azerbaycan diye bir ayrılıkçı hareket gelişse ABD, İsrail ve Batılılar “İran’ı parçalıyoruz!” diye bayram edecekler. Hatırlanacaktır, Ergenekon yargılamalarının sanıklarından Veli Küçük, Ergenekon yargılamaları sırasında ABD’deki Türki hakları ayaklandırma konusundaki isteklerine uygun yanıt vermediği için içeri atıldığını söylemişti.

Erdoğan güç kazanırsa ABD, İsrail, İşbirlikçi Arap Devletleri ve AB ile birleşerek Azerbaycan’ı, Gürcistan’ı, Çeçenistan ve Dağıstan gibi Müslüman çoğunluklu Kafkasya ülkelerini, Orta Asya’daki Türki cumhuriyetleri Rusya’ya karşı çevirmek için gayretle çalışabilir. Sadece IŞİD çetelerinin oradan-oraya taşınması ihtimali dahi Rusya’nın rahatsız olması için yeterlidir.

Erdoğan’ın (hala BOP Eş Başkanı ise) organize bir uluslararası hamle yapmış olduğu söylenebilir. Erdoğan artık eş başkan değilse kendisine iyi bir istismar alanı ve malzemesi bulmuştur. Fakat Rusya daha düne kadar egemen olduğu alandaki inisiyatifini kolay terk etmez. İran ise kolay yem olmadığını defalarca kanıtladı.

Tam da Azerbaycan meselesi sırasında 6 sene önceki Kobani olaylarını hatırlanması, Ermeni sınırındaki Kars Belediyesi’ne kayyum atanması, AKP hükümetinin 2011 sonrasında Suriye sınırında yapmış olduklarını akla getiriyor. Erdoğan en azından Azerbaycan-Ermenistan çatışmasını kullanarak Suriye’deki cihatçılar konusunda Rusya ve İran ile pazarlık etmeyi düşünüyor olabilir.

İlham Aliyev yolsuzluklar ülkesi Azerbaycan diktatörüdür. Ancak İlham Aliyev Erdoğan’a bir yere kadar tahammül edebilir. Erdoğan’ın paralı askerleri olan cihatçı güçlerin Azerbaycan’ın kimyasına uyacağını sanmıyoruz. Bununla birlikte Erdoğan Azerbaycan meselesini HDP’yi kapatıp muhalefeti yasaklaması için bir fırsat haline getirmeyi düşünebilir. HDP kapatılırsa sıranın CHP’ye geleceği bellidir. HDP kapatılırsa ABD- İsrail-AB’nin Kürt hareketi üzerindeki etkisi artar.

Erdoğan iktidarının dışarıda maceralara ihtiyacı var. ABD emperyalizminin de BOP hedefleri için hala Erdoğan’a ihtiyacı var. ABD’nin Suriye Başdanışmanı James Jeffrey Kasım 2018’de “Türkiye’nin aktif katılımı, işbirliği ve koordinasyonu olmasaydı Suriye’de bugün yaptıklarımızın hiçbirini yapamazdık” diyordu. “Türkiye” dediği Erdoğan iktidarıdır. Hesabımızı ona göre yapalım.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.