“Fakat burjuvazi burada da hırlıyor!”

1
2176

Barış Onay

“İsveç’te de mevcut sisteme karşı mücadele ediyorsan özgürlüklerin kısıtlanabilir, işsiz kalabilirsin, çünkü tehdit olarak görülürsün deniliyor.” dediğimizde sohbet ettiğimiz arkadaşlar genelde aksini iddia ediyorlardı. 
Herkesin ifade özgürlüğü var, belediye başkanları, milletvekilleri, bakanlar, başbakan ve hatta kral bile eleştirilebilir bu ülkede deniliyor İsveç’te. 
Acaba öyle mi? 
Burjuvazinin, patronlar dünyasının, kapitalizmin çıkarlarıyla; mevcut düzenle çelişmediğimiz sürece özgür olduğumuzu sanmamız elbette mümkün. 
Bugün henüz ülkemizde olduğu gibi sırf haber yapmak, yazıp çizmek, sosyal medyada bir şeyler paylaşmak sebebiyle insanlar hapsedilmiyor burada. Evet. 
Peki nasıl oluyor da bu “özgür ülke”de sırf sendikal faaliyetleri sebebiyle insanlar kolaylıkla işten atılabiliyor?  
Skåne’de yaşanan olayın ardından doğru sanılan yanlışlar üzerine düşünmek gerekir sanırım. 
 
Skåne bölgesinde yer alan Pågatågen* işçileri, sendika temsilcisi Ola Brunnström’ün işe iade edilmesi için grev ilan etti. 
Seko adlı sendikanın başkanı tarafından yapılan açıklamaya ve Komünist Parti’nin bildirisinde yer alan bilgilere göre grevin gerekçesi, sendikal faaliyetleri sebebiyle bir işçinin işten atılması. 
Pågatåg’da örgütlü sendika olan Seko’nun üyelerine yolladığı bir mailin ardından şirket yetkilileri harekete geçiyor ve sendikanın iş yeri sorumlularından olan Ola Brunnström’ü işten atıyor. 
Ekim ayının başlarında sendika üyelerine yollanan ve Ola’nın kaleme aldığı mail, “Şeflerden korkmayın, onlar bizden korksun!” sözleri ile sona eriyordu. 
Ve işveren firma konumundaki Arriva’nın şeflerine göre bu söz kendilerine yönelik bir tehditti ve işten çıkartma ile cezalandırılmalıydı. 
 
Bunun bir bahane olduğunu söyleyen Komünist Parti, aslında işveren firma olan Arriva, kendisini rahatsız eden ve mücadele eden sendikayı susturmak, ondan kurtulmak istiyor, diyor. 
Partiye göre bu saldırı, işyerinde örgütlü sendika olan Seko’nun, yaklaşık iki hafta kadar önce demiryolu işçilerinin maaşlarının düşürülmesi girişimine karşı imzaladığı yeni toplu iş sözleşmesinin ardından gelen ve Seko’nun geneline yönelen bir saldırı. 

Ola Brunnström ise, işçilerin lehine sonuçlanan yeni iş sözleşmesini imzalayan heyette, önemli bir konumda yer alan kişi. Yani tesadüfen hedef alınmış birisi değil. 
 
Bu gelişmelerin üzerine iş yerinde örgütlü sendika olan Seko’nun başkanı Valle Karlsson, işveren firma Arriva’nın sendikal mücadeleye karşı savaş ilan ettiğini ve sendikanın Ola’nın işe geri dönmesi için her yola başvuracağını ve bütün gücüyle mücade edeceğine söz verdiğini açıkladı. 
 
Yaşanan bu olay İsveç için ilk değil. Son beş yıl içinde liman işçilerinin tersanelerdeki mücadelelerini engelleme girişimlerine karşı başlattığı grev, sağlık çalışanları ve öğretmenlerin, kiracılar derneklerinin eylemleri ülkedeki bir dizi soruna kulak kabartmak isteyenler için sıralanabilecek örnekler arasında. 
 
Ülkemizden ve Ortadoğu’nun farklı bölgelerinden çok sayıda insan çeşitli gerekçelerle Avrupa’ya, hatta Kanada’ya, Amerika Birleşik Devletleri ve Avusturalya gibi okyanus ötesi ülkelere göç ediyor. 
Bu insanların büyük kısmı güvenceli bir gelecek, mutlu ve huzurlu bir hayat hayaliyle yola düşüyor. 
Oysa artık uzun çalışma saatleri, güvencesiz iş sözleşmeleri, sendikasız çalışma sadece bizim coğrafyamızda değil göç edilen “ileri” ülkelerde de hızla yaygınlaşıyor. 
“Huzurlu ve güvenceli bir gelecek için” göç edilen ülkelerden birisi de İskandinavya’nın gelişkin ekonomisiyle öne çıkan ülkesi İsveç. 
Biz göçmenler, yaşadığımız ülkelerde daha çok, uzun yıllar süren evsizlik, işsizlik, dil ve toplumsal yaşama uyum problemini önemsiyor, bu sorunları öne çıkartıyoruz. 
Oysa bütün bu sorunlar aşıldığında da güvenli bir limana ulaşmış olmuyoruz. Yukarıda anlatılan hikâye bunun bir örneği. 
Para babalarının düzeni sürdükçe, kapitalist üretim ilişkileri dünyaya egemen olmaya devam ettikçe İsveç’e de ulaşsanız, Kanada’ya veya Almanya’ya da varsanız özgürlükleriniz bu çıkar ilişkileri üzerine kurulu düzeni rahatsız ettiği anda sona eriyor. 

Evet…
İsveç’te bir sendikacı, sendikal faaliyetleri sebebiyle işten atıldı.
İş arkadaşları Ola Brunnström isimli sendikacının işe geri alınması için greve başlıyor…
İsveç’i merak eden arkadaşlara…
Hava kapalı, yağış bol…
Ormanlar hala bir miktar yeşil…
Göller ve derelerde kuraklık belirtisi yok…
Fakat burjuvazi burada da hırlıyor!

*İsveç’in güneyinde yer alan Skåne bölgesine ait bölgesel tren sistemi. 

1 Yorum

  1. Tesekkurler artik kacacak yer yok. Bknz Ken Loach filmleri hepsi bogazimda bir yumrudur. Hele son filmi Uzgunuz Size Ulasamadik vahsi kapitalizmin curuttugu duzenin nasil feci “hirladigini”n sinemasal ifadesidir.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.