Doğan Baran Yazdı: Grup Çalışmaları Üzerine

0
1874

Doğan BARAN

Çalışmaların nicel anlamda büyümesi, niteliksel gelişme ile eş zamanlı ilerlemediği takdirde, tartışmasız olarak yenilgiye uğramaya mahkûmdur. Büyümesini istediğimiz bir çalışma, her iki yönün de dengeli şekilde gelişmesi ile mümkündür. Aksi halde sağlıklı bir gelişme elde edilemeyecek, bir biçimde çalışmalar sekteye uğrayacaktır.

Nitel gelişim, nicel gelişim ile birlikte düşünülmelidir. Belli bir niceliğe ulaşmanın ardından niteliğe önem vermek olmaz. Nitelik; örgütlülüğün, sistemin insanına karşı devrimci insanın ve devrimci insan ilişkilerinin; grupçuluktan, bireycilikten ve rekabetten arınan devrimci insanın gelişmesi de demektir. Çünkü ne yazık ki önümüzdeki en önemli engel örgütsüz, bireyci, rekabetçi insan yönlerimiz ile yüzleşmekteki cesaretsizliğimizdir. Çalışmalar içerisinde en baştan itibaren bu yönlerle mücadele edecek grup çalışmaları kurmak ve geliştirmek temel görevimiz olmalıdır.

Grup çalışmalarının çok ciddi ve gelişime hizmet edecek şekilde ele alınması gerekmektedir. Kişinin en kolay değiştiği ve devrimci yaşama en kolay adapte olduğu yer, grup çalışmalarıdır. Nasıl ki sistem bireyi toplum içinde eritip bütün insani taraflarını yok etmeye çalışıyorsa; bireyin tekrardan özgürleşmesinin en önemli yerlerinden birisi de grup çalışmaları olacaktır.


Mesela bir bölgede geliştirilmeye gayret edilen bir çalışma ilk adımını ilişkiye geçilen insanlar ile birlikte yan yana gelinen, ortak kararlar alan, ortak tartışmalar geliştiren, kendisini ilerleten ve daima büyütmeye çalışan gruplar kurarak atmalıdır. Rekabet ve bireycilik muhakkak bu noktada aşılması gereken özelliklerimizdendir. Öyle ki çok zaman dışımızdaki solun hatta çalışma arkadaşlarımızın çeşitli noktalardan başarısızlığı neredeyse içten içe sevinebileceğimiz bir hal alabilmektedir. Başarı olarak ise, salt kişisel başarımız ile yetinebilmekteyiz. Örneğin bir etkinliğin örgütlenmesinde üzerinde durduğumuz yer, sadece kendi görevlerimiz olabiliyor. Kendimize yapmadığımız eleştiriyi çok zaman arkadaşlarımızın başarısızlığı üzerinden yapabiliyoruz. İşte bu noktalarda içimizdeki bireyci ve rekabetçi yönler somut şekilde açığa çıkabiliyor. Bu yönlerimizin net bir şekilde görülmesi ve üzerine gidilebilmesi gerekmektedir.


Kurulan grup çalışmaları tam manasıyla devrimci yaşamı ve devrimci ilişkileri açığa çıkaracak alanlar olmalıdır. Çok zaman devrimci yaşam, ilişki denilince biçimsel bir durum akla gelir. Belli bir tarzda giyinmek, bazı kalıp cümleler kurmak gibi. Halbuki çok zaman bu basmakalıp insanın sistemin insanından biçimsel ve görüntü haricinde hiçbir farkının olmadığı görülmüştür. Neredeyse bir gerilla kıyafeti ile dolaşmadığı kalan kişiler; alabildiğine bireyci, alabildiğine rekabetçi olabilmektedir. Aksine devrimci insan dayanışmacı, yardımsever ve rekabetten uzak yönleri ile belli eder kendisini.

Ortak okumalar yapmak, bir konuya hep beraber eğilmek, karar verilen bir etkinliği hep beraber örgütlemek ve başarısı doğrultusunda bir grup olarak çalışmak, yeri geldiğinde kişisel sorun ve problemlerimize karşı dayanışma içinde bulunmak gibi çokça durum ele alınmalıdır grup çalışmalarında.

Çalışmalarda şu süreçte yaşadığımız toparlanmayı bu temelde değerlendirmemiz gerekmektedir. Geçmişte nitel gelişime hizmet etmeyen hareketlenmelerin kolay şekilde dağılma yaşadığını bizzat gördük. Bu anlamda gelişen çalışmaları, aynı hatalara düşmeyecek şekilde ilerletmek durumundayız.

Bulunduğumuz alanlarda kurduğumuz çalışmalar daima sosyalist insanı açığa çıkaracak şekilde geliştirilmelidir. Çalışmalarda devrimci yenilenme temel alınmalıdır. Kim olursa olsun, hangi niyetle gelirse gelsin toplumdaki insanın kapitalist insan ilişkilerinden etkilendiğini unutmamak gerekir. Bu eleştiri bir hakaret değil, aksine toplumsal bir gerçekliktir. Dolayısıyla bu anlamda devrimci mücadele alanları da toplumsal gerçekliğimizi görüp yeni insan ilişkilerinin geliştirilmesi gereken alanlardır. Karşılıklı sevgi, sorumluluk ve dayanışma ilerletilmeli; rekabetten ve bireycilikten uzaklaşılmalıdır. Arkadaşlarımızın eksikliklerini kendi eksikliğimiz, başarısını da aynı düzeyde ortak başarımız olarak görmeliyiz. Hareket gelişir ise, hareketin insanları da gelişir. Eğer toplumda bir güç olmayı istiyorsak; gücümüzün birliğimizden, beraber hareket etmeyi öğrenmemizden ileri geleceğini kavramalıyız.

27/07/2016

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.