Haftanın özeti: AKP; iktidarını Türkiye’yi ve bölgeyi tehlikeye atarak sürdürmeye çalışıyor

0
530

Haftalık özetimizde gündeme ilişkin haber ve yorumlarımıza Birleşmiş Milletler’in gıda krizi konusunda yaptığı uyarı ile başlıyoruz. BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, Ukrayna’da süren savaşın gıda, enerji ve finans sistemlerine etkisi üzerine yayınlanan yeni rapora ilişkin BM Genel Merkezi’nde gazetecilere yaptığı açıklamada, “Savaşın gıda güvenliği, enerji ve finans üzerindeki etkisi sistematik, şiddetli ve hızlanıyor. Savaş, eşi benzeri görülmemiş bir açlık ve yoksulluk, sosyal ve ekonomik kaos getiriyor.” uyarısında bulundu.

Kuşkusuz, Ukrayna’da süren savaşın mevcut sorunlara etkisi vardır. Fakat yarın savaşın bitmesi ile bu sorunların çözülmeyecegi bir gerçek. Gıda, enerji vb. tedariklerinde yaşanan sorunların temelinde milyarlarca insanın emeğiyle ürettiği zenginliğe bir avuç sermaye sahibinin el koymaya devam ediyor olması bulunuyor. İnsanlığı derin bir sefalete sürükleyen asıl sorun da bu.
Toplumun büyük kesmi yoksulluk ve açlık kıskacında tutulurken, gıda üretimi ve dağıtımına hakim olan dev şirketler daha önce hiç olmadığı kadar para kazanıyorlar.

İngiltere merkezli yardım kuruluşu Oxfam, küresel eşitsizlikle ilgili ekonomik kriz ve milyarderlerin servetindeki patlamaya ilişkin analizinde; milyarderlerin servetlerini son iki yılda önceki 23 yıldaki kadar arttırdıkları kaydediliyor. Son iki yılda 62 gıda milyarderinin yaratıldığının belirtildiği raporda: küresel gıda devi Cargill’e özellikle dikkat çekiliyor. Dünyanın en büyük şirketlerinden biri olan Cargill, aynı zamanda küresel tarım ürünleri pazarının yüzde 70’inden fazlasını kontrol eden dört firmadan biri konumunda.

Bu hafta sonu Fransa’da yapılacak milletvekilli seçimler umut yaratıyor. Nisan ayında yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimini kazanan Emanuel Macron’un bu seçimlerde sol blok karşısında zorlanacağı görülüyor. Cumhurbaşkanlığı seçiminde birlik ve ittifak kuramayan ve seçimin ikinci turuna kalmayı az bir farkla kaybeden sol, milletvekili seçiminde bunu başardı. Cumhurbaşkanı seçiminde solun adaylarından Jean Luc Melanchon’un partisi Boyun Eğmeyenler, Komünist Parti, Sosyalist Parti ve Yeşiller’den bir sol blok oluştu. Sol ittifakını toplumda bir umut yarattığı ve seçimde başarı kazanması bekleniyor.

Erdoğan’ın Suriye’ye yönelik yeni bir askeri harekâta ilişkin açıklamaları ile devam edelim. Erdoğan’ın “Sınırlarımızı 30 kilometre derinliğinde bir güvenlik hattıyla koruma altına alma kararlılığımızı adım adım hayata geçiriyoruz.” diye açıkladığı fakat asıl olarak, Suriye’de işgalci bir amaç taşıyan harekâta ilişkin değişik cephelerden açıklamalar da devam ediyor.
Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad; topraklarına yönelik herhangi bir operasyona karşı direneceklerini açıkladı.

Russia Today (RT) kanalına gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunan Esad, “Operasyon olursa ilk aşamada halk direnişi olacaktır. Elbette halk, Suriye ordusunun mevzilendiği yerlerde ve Suriye’deki tüm bölgelere konuşlandırılmıyor. Askeri koşullar doğrudan çatışmaya olanak sağladığında bunu yapacağız” diye konuştu. ABD, harekâtın IŞİD’le mücadeleye zarar vereceğini iddia ederken Rusya da rahatsızlığını ifade etmişti.

Neo-liberal politikaların yol açtığı yıkımlardan biri de “kentsel dönüşüm” aldatmacasıdır. “Kentsel dönüşüm” emekçilerin yıllardır yaşadığı evlerden, mahallelerden zorbalıkla çıkarılmasıdır. İstanbul’da AKP’li Beyoğlu Belediyesi’nin Okmeydanı Fetihtepe Mahallesi’nde “kentsel dönüşüm” adı altında zorla evlerinden çıkarılmaya çalışılan yurttaşların direnişi devam ediyor. Elektrik, su ve doğalgaz tesisatları sökülerek evlerinden tahliye edilmeye zorlanan vatandaşlar mahallenin polis ablukası altında tutulmasına tepki göstererek yürüyüş yaptı.

Mahalleye elektrik kesmeye gelen BEDAŞ işçileri direnen mahalleli karşısında işlem yapamadan gitti. Onların yerine taşeron işçiler bölgeye getirilerek elektrik sayaçları kapı kapı sökülmeye başlandı. “Zorla dönüşüm istemiyoruz” diyen mahalle halkı sesini daha çok duyurmak için 10 Haziran Cuma günü saat 15.00’te Beyoğlu Belediye binası önünde buluşacak.

Yine barınma sorunuyla ilgili olarak, AKP iktidarının bir “çözüm” kandırmacası konut kiralarına 1 yıl geçici süreyle yüzde 25 artış sınırının getirilmesi oldu. İktidarı süresince müteahhitlere her türlü fırsat ve kaynak sunmuş olan AKP’nin insanların barınma sorununda yaşadığı zorluğu çözmesi beklenemez. Yüksek meblağdaki kiraları ödemek zorunda kalan yurttaşların geçim dertleri büyüyor.

Erdoğan’ın İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararına karşı kadınlar sözleşmeden vazgeçmiyor. İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararının iptali için açılan davaların esastan görülmeye başlandığı Danıştay 10. Dairesi’nde savcı, İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararının iptalini talep etti. Mahkeme heyeti, kararın daha sonra açıklanacağını bildirdi. Danıştay, kararın iptali istemiyle açılan davalar için özel duruşma kararı almıştı. Duruşmaya katılmak için yaklaşık bini aşkın avukat yetki belgesi alırken, Türkiye Barolar Birliği, çok sayıda baro, kadın örgütleri, siyasi partiler ile meslek kuruluşları da duruşma için çağrıda bulunmuştu.

Suriye’ye karşı askeri harekat ülkemizin ve Ortadoğu’nun geleceği bakımından çok büyük riskler taşımaktadır. Erdoğan’ın asıl sorununun Suriye işgalini genişleterek kendi dinci iktidarını devam ettirmek olduğu açıktır. AKP iktidarının İsrail, Mısır, Suudi Arabistan ve Körfez ülkeleriyle barışmak için türlü çabalara girerken Suriye ile barışmaktan ısrarla uzak durması ve Suriye’de savaşı derinleştirmesi çok dikkat çekicidir. Aynı saldırganlık Irak’ta da söz konusudur. Yunanistan’la sorunlar da benzeri yaklaşımlarla çözülmeye çalışılıyor. Bu saldırgan politikaların ülkemizi batağa saplaması olasılığı çok yüksektir. Bu yüzden anti-emperyalist devrimci ve demokratik güçlerin örgütlü, aktif ve birlik içinde olmaları çok büyük önem taşımaktadır.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.