Aranan adam gözleri morartılmış şekilde basına gösterildi. Bir polis ise onu evinde saklayan arkadaşının başına ayağını basıp resim çektirdi. Saldırganın elleri arkadan acı verecek şekilde kelepçelenmişti.
Polis bunu niye yaptı? Kamuoyunu rahatlatmak istemiş olmaları bir neden olabilir ama ondan daha önemlisi, polisin Reina katliamı gibi iğrenç bir saldırının faili ile uğraşırken toplumu bir şeylere eğitmek istiyor olmasıdır. Öyle ki polis yarın devrimcilerin ya da mesela CHP’lilerin kafasına da basarsa insanlar Reina saldırganını hatırlasın ve polise hak versin diyedir. Böylece polisin boşuna kimseyi dövmeyeceği ve kimsenin boş yere kafasına basmayacağı imajı verildi. Yarın bu şahıs idam cezasını meşrulaştırmak için de kullanılabilir.
Olay ise akla şunları getiriyor: Saldırı eğer en başından polisin bilgisi altında yapılmadıysa, saldırgan yakalanmadan kaçmayı başardı fakat polis teknik takip olanakları ve IŞİD içindeki temasları sayesinde aradığı şahsın izini çoktan saptadı. Zaten basındaki haberler aranan şahsın denetim altına girmiş olduğunu açıkça gösteriyordu. Polisin aradığı saldırganı hemen almamış olması ise akla iki amacı getiriyordu: Bir yandan kamuoyu üzerinde pozitif etki yapmak, yani polisin kendi propagandası; diğer yandan ise IŞİD örgütlenmesi hakkında yeni bilgiler edinmek.
Bir FETÖ macerası daha yaşanıyor. Dünkü müttefik IŞİD bugün tüm muhalefeti kötüleme malzemesine döndürüldü. IŞİD ile PKK ve bir kısım sol gruplar şimdiden aynı kategoriye kondular. AKP, giderek diğer sol kesimleri ve CHP’yi hatta tüm muhalefeti bu cani örgütlenme ile aynı kefeye koyacaktır. Bu nedenle solun birliği temelinde muhalefetin en geniş birliği artık daha bir önem taşıyor.
Peki saldırgan yakalandıysa onu azmettirenler nerede? Bilindiği gibi, IŞİD Irak’ın işgali ile ana rahmine düşmüştü. ABD, işgale karşı tepkileri dünyanın en adi dinci siyasi hareketine kanalize edecekti. IŞİD’i kullanıp hem Esad’ı ve İran’ı vuracaktı hem de Kürt hareketini kendi inisiyatifi altına alacaktı. Türkiye oligarşisi bu işe giderek ABD’den daha fazla bulaşmaya başlayacaktı. O da Suriye hükumetini devirmek, Ortadoğu’da inisiyatif sağlamak, elinin altında uluslararası bir tehdit gücü edinmek ve Türkiye’de dinciliği geliştirmek için IŞİD’e el verdi ve kucak açtı. Zamanla daha çok ağırlık kazanan bir neden ise IŞİD vasıtasıyla Kürt hareketini ezmek idi. IŞİD Rusya’nın yoğun şekilde devreye girmesiyle yenilince artık her gün “şu kadar IŞİD’li öldürdük, şu şu hücreleri çökerttik”, propagandası yapılmaya başlandı.
Aynı Gülen Cemaati macerası! Dün IŞİD’i azmettirenler bugün onun baş düşmanı geçiniyor(!). Yarın karşılarında kim varsa IŞİD’ci bile ilan edebilirler.
