Hamza Yalçın
Partisi eriyip dağılmakta olan adam çareyi Suriye’ye saldırıda gördü.
Biliyor ki konu özellikle Türklük-Kürtlük davası olunca herkes ona göre taraf seçmek zorunda kalacaktır. Muhalefet beklendiği gibi “Askerimizin arkasındayız” demek zorunda kaldı. Herkes biliyordu ki asker savaşı kim başlatmış ve yürütüyorsa onun emindeydi. Propaganda cihazları meselenin iktidardaki şahsın saltanatı değil TÜRKLERİN ve TÜRKİYE’nin bekası olduğunu anlattılar. Basına verilen günlük askeri raporda öldürülen insan sayısındaki artışlar, savaşın nasıl işe yaradığını göstermek için yayınlanıyordu.
Ölen askerler her zaman olduğu gibi “şehit” ilan edildi.
Bir kaç gün sonra ABD Başkan Yardımcılarından Mike Pence tarafları ayırmaya geldi. Kameralar robot adamın buz gibi bakışlarıyla Erdoğan’ı nasıl etkilediğini gösterdi. Trump hemen öncesinden “Sakın aptallık etme, sözümü dinlemezsen kişisel banka hesaplarına el koyarım, ekonomik ambargo uygularım, beni biliyorsun!” şeklinde bir mektup göndermiş ve o mektubu medyada yayınlatmıştı. Mesaj alındı ve muhalefet liderlerinin arkasında olduklarını ilan ettikleri asker durduruldu.
“Biraz kavga etmeleri gerekiyordu.” dedi Trump. “Kavga etmelerine izin verip sonra ayırmıştı”. “Bir kaç gün” süren, “bir tek Amerikalının kanının akmadığı” “oldukça şiddetli kavga”da Kürtlerin “müthiş” olduğunu sevinerek ifade etti.
Trump tarafların biraz kavga etmelerini niye gerekli gördüğünü açıklamadı ama Kürtler üzerinden hesapları vardı onun. Trump kavgayı başlatmasına izin verdiği adamın seçime gitse kazanmasına da izin verir mi, dersiniz?
AKP yi eleştiriyorsunuz eleştirin güzel.
Peki PKK, emperyalizm?
Amerikanın kuyruğunda olmak bir sosyalist için sorun değil midir?