Ayvalık Yerel İnisiyatifi’nden Mustafa Emir ile röportaj

0
1784

Pandemi süreci dayanışma çalışmalarını daha görünür bir ihtiyaç haline getirdi. Bu süreçte bir çok yerde yeni dayanışma grupları da kuruldu. Biz de pandemi sürecinin epey öncesinden beri Ayvalık’ta yerel inisiyatif olarak çeşitli çalışmalar yürüten Ayvalık Yerel İnisiyatifi’nden Mustafa Emir ile çalışmaları hakkında konuştuk. Şimdiden iyi okumalar dileriz…

Odak: Merhaba öncelikle. Uzun zamandır Ayvalık Yerel İnisiyatifi olarak çeşitli konulara dair çalışmalarınızı görüyoruz. Bize öncelikle bu inisiyatiften bahsedebilir misiniz? Ne zamandan beri var, neler yapılıyor, hangi amaçla yan yana gelindi?

Mustafa Emir: Ayvalık Yerel İnisiyatifi, Ayvalık Demokrasi Platformu’nun çağrısı ile, yerel seçimler öncesi başlayan bir süreçti. Partiler ve demokratik kurumların katılımı ile oluştu diyebiliriz. Yerelde neler yapabiliriz, sorunlarımız ve taleplerimiz nelerdir, nasıl bir belediyecilik, nasıl bir yerel yönetim istiyoruz vb. gibi sorulara cevap bulabilmek için bir araya gelindi. O zamandan beri de çeşitli konularda çalışmalar yapıyoruz veya demokratik tepkiler gösteriyoruz.

Odak: Anladığımız kadarıyla somut sorunlar üzerinden hareket ediyorsunuz. Yerele dair sorunlar. Kararlarınızı nasıl alıyorsunuz, yerel halk ile bütünleşmek için neler yapıyorsunuz? Sizce inisiyatifiniz bir alternatif oluşturabiliyor mu?

Mustafa Emir: Evet, somut sorunlar üzerinden hareket ederek başladık çalışmalarımıza. Bunun için forum ve paneller yaptık. Demokratik katılımcı, herkesin fikriyle katılacağı ortamlarda konuyu tartıştık, Fikri Sönmez belgeseli de etkinliği daha görünür hale getirdi.

Herkesin kentin sorunlarına sahip çıkabilmesi, kendi fikri ve emeğiyle hareket kabiliyeti kazanması için mahallelerde meclisler oluşturuldu. Mahalle meclislerinde bir araya gelip sorunlarımızı konuşuyoruz, taleplerimizle ilgili neler yapabileceğimizi katılımcılarla tartışıp herkesin fikrini alıp karara bağlıyoruz.

Ayvalık’ta toplu taşıma ve ulaşım büyük bir sorun, özellikle de yaz aylarında tam bir çileye dönüşüyor. Bunun için binlerce imza toplandı. Bu sayede hem yerel düzeyde hem de Büyükşehir Belediyesi Meclisi’nin gündemine taşınmasını sağladık. Bazı kazanımlarımız oldu. Bir araya gelince neler yapabileceğimiz konusunda daha da cesaretlendik. Başka etkinlikler de yapıyoruz; film gösterimi, piknik gibi etkinliklerle de bir araya gelip dayanışmayı pekiştiriyoruz. Mahalle meclislerinin yanısıra, çalışma grupları oluşuyor. Sokak hayvanları, dönüşüm, ulaşım, sağlık, eğitim, deprem ile ilgili başlıklarda konuyla ilgisi ve bilgisi olan arkadaşlarla neler yapabileceğimizi tartışıyoruz. Pratik adımlar atmak için zemin oluşturuyoruz.

Sorunları önce mahalle meclislerinde tartışıyor, her katılımcının düşüncesini özgürce ifade etmesini sağlamaya çalışıyoruz ve neleri birlikte yapabileceğimizi konuşuyoruz. Sorunun görünür hale gelmesi için afiş, imza kampanyası, anket çalışması yapıyoruz. Anket çalışması ile insanların yaşadıkları yerle ilgili düşüncelerini almaya çalışıyoruz ve sorunlar için katkı sunmalarını istiyoruz. Mesleki bilgileri ile sorunlara sahip çıkmalarını, yardımcı olmalarını istiyoruz.

İnisiyatif bir alternatif çalışma değil sorunların görünür hale gelmesi ve onların çözümüne ilişkin dayanışma çabası aslında.

Odak: Dayanışma kelimesi, dayanışmak eylemi, son süreçte biraz da iktidarların yaşama dönük müdahalesine karşı bir duruş olarak kendisini ortaya koyuyor. Dünyada ve özellikle de ülkemizde AKP hükümetinin neoliberal saldırılarına karşı bu daha çok açığa çıktı. Sizce dayanışmak, ezilenlerin dayanışması neden önemlidir?

Mustafa Emir: Pandemi süreci başladığında dayanışma fikri daha çok ön plana çıktı. Yoksul insanlar ihtiyaçlarını karşılamada sıkıntıya düştüler. Pandemi, zaten var olan işsizliğin artmasına neden oldu. Neo-liberal politikalar nedeniyle doğanın talanı, yaşam alanlarına saldırılar, sağlıklı gıdaya ulaşım zaten sıkıntılı idi ve hastalıkla bunlar iyice su yüzüne çıktı. Bencillik, bireycilik insanlar arasındaki komşuluk ilişkilerini bozdu. Bireycilik toplumu yordu.

Pandemi süreci ezenler ile ezilenler arasındaki uçurumu derinleştirdi. Ezilenlerin dayanışması zaruri hale geldi. İnisiyatif, salgın süreci başladığında neler yapabilirizi tartışmaya açtı. Hastalıktan korunmak için maske ihtiyacı arttı. Özellikle sağlık çalışanlarının maske ihtiyacı karşılanmaz hale gelmesi üzerine, insiyatif çalışma grubu oluşturmak, yerelde bu ihtiyacı karşılamak için insanların dayanışmasıyla maske ve siperlik üretimine başladı. Maske dikim malzemesi halkın dayanışmasıyla sağlandı. Siperlik ve maske üretilip sağlık çalışanlarına, belediye çalışanlarına, sağlık ocaklarına ve ihtiyacı olan insanlara ulaştırıldı. Komşu olan belediyelerin talepleri de karşılandı. Dayanışma yaşatır, düşüncesiyle hareket edince insanların bir şeyler yapma azminin arttığını gördük.

Odak: Önümüzdeki sürece dönük planlarınız nelerdir? Bu dayanışma çalışmalarını büyütmek için, eksikleri de görerek, neler yapılabilir?

Mustafa Emir: Pandemi ile birlikte insanların bir araya gelmesi zorlaştı. İnsanlarla iletişim sosyal medya üzerinden sağlanıyor. Çalışmalarımız devam ediyor. Önümüzdeki sürece daha deneyimli gireceğiz ve yaptığımız çalışmaları daha görünür hale getirmek için, dayanışmayı geliştirmek için çaba göstereceğiz.

Odak: Çalışmalarınızda başarılar dileriz…

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.