ABD’nin dört bir yanındaki üniversite kampüslerinde İsrail’in Filistin halkına yönelik saldırılarına karşı düzenlenen protesto gösterileri sırasında 50’den fazla akademisyen gözaltına alındı. Amerikan Üniversite Profesörleri Birliği, akademik özgürlüğe yönelik derin bir tehdit olduğunu belirtti.
New Hampshire’daki Dartmouth College’da düzenlenen bir protestoda yere düşürülen ve plastik kelepçelerle tutulan Annelise Orleck, daha sonra polislerin coplarıyla darp ettiğini belirtti. Washington Üniversitesi’nde ise protestoları filme alan Steve Tamari, polisler tarafından yaka paça gözaltına alınırken birden fazla kaburga kemiği ve eli kırıldı.
Yahudi olan Orleck ve Filistin asıllı Amerikalı Tamari, protestolara katılma motivasyonlarının kısmen ifade özgürlüğü haklarını kullanan öğrenci protestocuları destekleme arzusundan kaynaklandığını ifade etti.
ABD merkezli CNN Televizyonu’nun polis kayıtları, mahkeme dosyaları ve haber raporları üzerinde yaptığı inceleme, Orleck ve Tamari’nin ülke genelindeki kampüs protestolarında tutuklanan en az 50 profesör arasında yer aldığını ortaya koydu. 18 Nisan’dan bu yana 50’den fazla kampüsteki protestolar sırasında ise 2 bin 500’e yakın öğrenci gözaltına alındı.
“30 Yıllık Profesörlük Hayatında Böyle Bir Şey Görmedim”
Dartmouth College’da profesör olan Annelise Orleck, CNN ile yaptığı bir telefon görüşmesinde, İsrail’in Filistin’e yönelik saldırılarını protesto etmek için katıldığı gösteride yaşadıklarını “sanki silahlı bir istila gibi” olarak tanımladı. Otuz yılı aşkın bir süredir profesörlük yapan Orleck, hayatında hiç böyle bir durumla karşılaşmadığını ifade etti.
Gösteri sırasında çekilen videoda, polis memurlarına yaklaşarak “öğrencilerimizi rahat bırakın, onlar suçlu değil!” diyen Orleck’in ardından polisler tarafından yere yatırıldığı ve gözaltına alındığı görülüyor. Orleck, daha sonra elleri bağlanarak aralarında bir profesörün de bulunduğu 89 kişiyle birlikte gözaltına alındı.
Protestocu öğrencilerin saygılı olduklarını ve hiçbir zaman antisemit yorumlarda bulunmadıklarını belirten Orleck, “Özellikle Emory ve Washington Üniversitelerindeki bazı meslektaşlarıma çok daha acımasızca davranıldığını söylemek istiyorum. Yani, gerçekten çok acımasızca. Evet, yaralarım var ama bilirsiniz, benimkiler iyileşecek” diye de ekledi.
Akademik Özgürlüğe Yönelik Tehdit Daha Derin
Amerikan Üniversite Profesörleri Birliği’nin Akademik Özgürlükleri Savunma Merkezi Direktörü Dr. Isaac Kamola’ya göre, profesörlerin kelepçelenerek götürülmesi dikkat çeken “viral anlar” olsa da, üniversite kampüslerindeki akademik özgürlüğe yönelik tehditler daha incelikli ve çok daha derin. Kamola, öğretim üyelerinin ders vermekten alıkonulduğu, yasal süreç olmaksızın cezalandırıldığı daha ince anların gözlemlenmediğini belirtiyor.
Gazze’deki savaş gibi tartışmalı konularda kamuya açık bir duruş sergileme konusunda “inanılmaz derecede savunmasız hisseden” kadrolu olmayan öğretim üyelerinin sayısının artması, sorunu daha da kötüleştiriyor. Kamola, üniversite yöneticilerinin akademik özgürlüğün parametrelerine ilişkin iç tartışmaları çözmek için giderek daha fazla kolluk kuvvetlerine başvurduğunu belirtiyor ve “Kampüste polislerin olması normalleşmeye başladı” diyor.
Los Angeles’ta doçent olan Graeme Blair, Kaliforniya Üniversitesi’nde (UCLA) öğrencilerinin protesto haklarını desteklemek için gösteriye katılan “15 öğretim üyesi” arasında yer aldığını belirtiyor. Blair, tüm profesörlerin “tutuklanmayı beklediklerini” ifade ediyor. Blair’in kendisi gözaltına alınmamış olsa da, o gün en az dört UCLA profesörünün gözaltına alındığı biliniyor.