BRICS, Jeopolitik Fırtınada Ne Kadar Dayanıklı? – Kısım 1 

0
93

Çeviri: Ayhan Sarı

Forum Geopolitica’da Peter Hanseler tarafından yazılan makaleyi, Ayhan Sarı Odak Dergisi okurları için Türkçeye çevirdi. Makaleyi sizlerle paylaşıyoruz:

Üyeleri, ortakları ve adayları şu an da önemli zorluklarla yüzleşen BRICS, güçlü bir kuvvettir. Bu ittifakın dayanıklığı üzerine düşünceler analiz ve gerçeklere dayalıdır. 

BRICS’ in güncel pozisyonu nedir? 

Zorlu Bilgi Toplama- ‘Belirsizlik Perdesi’ 

Üyelere, ortaklara ve adaylara dair kesin bir veri elde edebilmek her zaman zor olmuştur, zor bir külfeti üstlendiğimiz bilmek muhtemelen neden bununla ilgilenen tek blog olduğumuzdur. Denis Dobrin durmaksızın interneti taradı bizim için güvenilir bilgi çıkarmak için sıradan dedikodu ve söylentiler çorbasından. 

Bu organizasyona dair esas verilerin üzerine belirsizlik perdesi indi. 

BRICS resmi internet sayfası bilgi konusunda geçmişe nazaran daha sessizken, bu bilgilerin kasıtlı olarak eskisinden daha muğlak tutulduğu belli oluyor. Bu, katılmayı düşünen birçok tarafın, Amerikan baskısı ve saldırganlığı korkusuna karşın bilgi politikasına titizlikle uyduğunun göstergesidir. Bu, zamanımızda iktisadi ittifak için yeni bir olgudur. Lafı dolandırmayalım: bu organizasyona dair anahtar bilgilerin üzerine bir belirsizlik perdesi indi. Bu nedenle takip eden bilgiler en iyi çaba sonucu elde edilenler olarak anlaşılmalıdır, yani doğru bilgileri elde etmek için elimizden geleni yaptık yine de herhangi bir garanti veremeyiz.  

ÜYELER 

BRICS şu an 10 tam üyeye sahip. Endonezya tam üye olarak yeni kabul edildi, 6 Ocak 2025’ de. Endonezya, Batı’ da pek önemsenmiyor. Bu devasa ülke (1,905,000 km²), Almanya’dan (357,022 km²) 5 kat daha büyük ve nüfusu (285 milyon) yine Almanya’nın (83 milyon) 3,5 katı. 

Partnerler 

Partner statüsü, BRICS 2024 Kazan zirvesinde yaratıldı. İkinci sınıf bir üyelik değil.  BRICS yalnızca ekonomiyi kapsamıyor, ayrıca kültür, eğitim, araştırma, insanlar arası ilişkiler ve kadın haklarını da içeriyor. Rusya’nın başlangıcını yaptığı 2024 yılı boyunca, Rusya’da BRICS’ le ilgili 200’den fazla konferans yapıldı. Bu, epey heterojen insanlar arasında çeşitli seviyelerde ortak bir çalışma yaratmak için harcanan muazzam çabayı gösteriyor. Bu nedenle partner statüsü tam üyelik için bir bekleme odası olarak tanımlanabilir ve anlaşılabilir. Partner olan ülkeler tam üye ülkelerle bekleme odasında fikir alışverişinde bulunur ve böylece tam üyelik kazanmak için birlikte uyuma sağlarlar. 

Partner statüsüne erişen ülkelerin, tam üyelerle halihazırda yakın ve daha avantajlı ekonomik ilişkileri bu statü süresince sürdürdüğünü varsayıyorum. 

Adaylar 

Adayların listesine ‘belirsizlik perdesi’ argümanı nedeniyle ihtiyatlı yaklaşılmalı. 

Söylentiye göre listede görünmeyen, Kollektif Batı’dan gelen baskı korkusu nedeniyle dikkat çekmek istemeyen başka ülkelere var. 

Rakamların Anlamlandırılması 

Nüfus Rakamları 

Kollektif Batı dünya popülasyonunun yaklaşık %10’unu oluşturuyor ve bu nedenle ilk olarak Portekiz, sonra İspanya, Almanya, Fransa, Britanya ve şimdi Birleşik Devletler, dünyanın geri kalanın daha azını ya da fazlasının kontrol etti. 

Dünyanın Küresel Güney olarak adlandırdığımız kısmı, yaklaşık olarak dünya nüfusunun %90’nını oluşturur ve artık %10’nu tarafından hükmedilmek istemiyor. Bu da muhtemelen BRICS’ in nasıl bu kadar hızlı geliştiğinin başlıca nedenlerinden biridir. 

Geçmişte, Batı’nın hakimiyeti olasıydı, basitçe söylemek gerekirse, Küresel Güney kendini askeri olarak savunamıyordu, sosyal uyum eksikken, eğitim eksikliğinden dolayı ve dünyanın bu kısmı birinci yerdeki bu insanüstülere karşı başkaldırmaya cesaret edemezlerdi. Bu şimdi tamamen değişti. Örneğin üniversite sıralamalarında Amerikan üniversiteleri hala en iyi fakat bunun başlıca nedeni, bu sıralamanın Batı’da derlenmesi. Mesela bilimdeki sonuçların niteliği bir kriter olarak dahil edilseydi, Küresel Güney’den (Çin, Hindistan, Rusya) üniversiteler muhtemelen bu sıralamalarda kendini daha iyi temsil edebilirdi. 

Gayrisafi Milli Hasıla 

Alım gücü paritesine göre ayarlanmış gayrisafi milli hasılayı gösteriyoruz. ABD dolarını GSYİH için bir ölçüt olarak kullanmak, bir ülkenin ekonomik gücünü çarpıtır. Bir ülkenin finansal nüfuzunu gerçekçi olarak ölçmek isterseniz, bir Big Mac’ın bir yerde başka bir yerde olduğundan iki kat daha fazla ABD doları olup olmaması önemlidir. Sözde Big Mac İndeksi, GSYİH rakamlarını karşılaştırırken satıl alma gücü paritesiyle düzeltilmiş rakamları kullanmak yeterli bir nedendir.  

Batı medyasının düzenlenememiş rakamları kullanmasını nedeni tamamen pazarlama amaçlıdır, ABD dolarının devalüasyonunu gizlemek ve onu olduğundan daha güçlü göstermektir. 

Petrol Üretimi 

Petrol üretim rakamları değerlendirilirken, aşağıdaki bilgiler hesaba katılmalıdır: 

Öncelikle, ABD dünyanın en büyük petrol üreticisi olmakla birlikte, küresel üretimin yaklaşık %18’ini oluşturur; aynı zamanda en fazla petrol tüketen ülke olup küresel tüketimin %20’sinden fazlasını gerçekleştirir. Bu, ABD’nin şu anda kendi tüketimini dahi karşılayamadığı anlamına gelir. Tek başına bu durum, ABD için Suudi Arabistan’a örneğin BRICS’ e katılmasını önlemek için baskı yapmasındaki mücbir sebeptir. 

İkinci olarak, BRISC’ in başlıca petrol üreten üyeleri, OPEC üzerinde bir hayli etkiye sahip hatta onu kontrol ediyorlar. BRICS ayrıca OPEC’ e hükmediyor dolayısıyla petrolün büyük kısmının fiyatı ve dağıtımını kontrol eder, buysa BRICS’ in tekel konumunun kanıtıdır. 

Üçüncül olarak, ABD için üretim maliyetleri, BRICS ülkelerindeki üretim maaliyetlerinden birkaç kat daha yüksektir. 

Bu faktörler ileride BRICS’ in petrole ilişkin avantajlı pozisyonunu güçlendirecek. 

Doğal Gaz 

Doğalgaz hususunda, İran’ın BRICS’ e katılıyla, dünyanın en büyük doğal gaz üreticilerinden her ikisinin de BRICS üyesi olması dikkat edilmeli: Rusya ve İran. 

BRICS üyesi olmayan en büyük gaz üreticisi Katar, hala ABD’yle müttefik. Bu nedenle BRICS doğal gaz açısından da gerçek bir güç merkezidir. 

Altın 

Geçmişte, altın üretimini önemli metalar tablosunda dahil ettiğimizde alay konusuyduk. Fakat bugün altınla beraber gümüş de yalnızca finansal market ve itibari paranın kararsız ortamların önemli olmayacağı, ayrıca stratejik olarak tüm ekonomilerin hayatta kalabilmesi için vazgeçilmez olacağı açıktır. 

BRICS’ in Finansal Gerçekleri 

Yeni Kalkınma Bankası: BRICS Bank 

BRICS bankası, Çin’in Pudong vilayeti merkezlidir. Şu anki başkanı, Brezilya’nın eski başbakanı Dilma Rousseff’ken  yetkin bir şekilde 4 tane başkan yardımcısı ve yaklaşık 300 çalışan tarafından desteklenmektedir. 

US$10 milyar doları eşit paylaşımla 5 kurucu üye tarafından verilmiş olup, bankanın başlangıcında yetkilendirilmiş sermayesi US$100 milyar dolarıdır. Taahhütlü sermaye miktarı, banka finansal yükümlülüklerle karşılaştığında üyelerince temin edilmesi gereken US$40 milyar dolarıdır. 

Birleşik Arap Emirlikleri bankaya 2021’de katıldı. 

Resmi bir operasyonel ve yönetimsel yapı kurulmuştur.  Yönetim oldukça tutucu bir şekilde işliyor. Örneğin: 

-Minimum sermaye oranı 25% ayarlanmıştır fakat 2024’ün sonunda 37%’ e dayanmıştır. 

-Minimum nakit oranı %100 iken 2024’ün sonunda %149’ a dayanmıştır. 

-Minimum sermaye kullanımı %90 iken yılın sonunda %16’a dayanmıştır. 

Bankaya geçenlerde yerel para birimlerinde kredileri tahsil etme yetkisi verilmiştir. BRICS bankası için nihai amaç, üye ülkeler için birincil kredi kaynağı haline gelmek, dolayısıyla Dünya Bankasının ve IMF’ in yerine geçmektir. Bu yeni politika gelişen pazarlarla; yerel para birimlerinde gerçekleştirilen ve nihayetinde   BRICS topluluğunun içindeki yatırımlarla tutarlıdır  

Bu yeni politika                                                             

Bu yeni politika, yerel para birimlerinde gerçekleştirilecek ve son olarak altınla desteklenen yeni BRICS para birimini yapılandırıldığında, BRICS topluluğu içindeki ticaret ve yatırımın gelişimiyle tutarlıdır. 

Bu, üye ülkelerde altın mahzenleri inşa eden Şangay Altın Borsası (ŞAB) yoluyla yapılacak. Hong Kong’ da yeni bir altın tesisi oluşturuldu; ŞAB, Suudi Arabistan’da bir altında mahzenini bitirme yaklaştı. Suudi Arabistan’ın, Çin’le yaklaşık US$20 milyar dolarlık bir ticaret fazlası var. Şu anda, Çin’e yapılan petrol satışlarının ödemesi yuan cinsinden yapılıyor, eğer Suudi Arabistan isterse şimdi bu parayı Şangay’da altınla takas edebiliyor. Gelecekte, bu değiş-tokuşun yeri, Suud Arabistan’ da ki ŞAB olacak. Dolayısıyla altın dolar değildir, ara değerdedir. Bu BRICS’ in tüm üyeler ve partnerleri için planıdır. 

Çin Uluslararası Ödeme Sistemi’nin (CIPS) büyümesi, gelişmekte olan BRICS para birimi sistemine paralel ilerlemektedir. Halihazırda 189 ülke bu sistemde katılımcı durumda. Çin Merkez Bankası’na (PBOC) göre, 2025’in ilk yarısında yalnızca BRICS ülkelerinde gerçekleşen işlem sayısı 4 milyonu, hacmi ise $12.7 trilyon doları aşmıştır 

ABD dolarından uzaklaşma ve renminbiye eğilim  

ABD doları bir silah olarak kullanımı, yine onun rezerv para olarak kullanımındaki giderek düşüşe neden oluyor. 

ABD, ülkeleri, şirketleri ve şahısları, ABD’nin görüşüne ve onun çıkarlarına göre hareket etmedilerse, doları bir silah gibi kullanarak, ABD dolarına dayalı ticaretten kesti. Bardağı taşıran son damlaysa Rusya’nın yabancı döviz rezervlerin dondurulması ve ardından çalınmasıydı. Şimdi BRICS üyeler ABD’nin herhangi bir ülkeyi bir kalem darbesiyle harap edebileceğini gördü ve bu da ABD doları tutma girişimin bugünün jeopolitik durumunda tehlikesini ve riskini gösterdi. 

Sadece BRICS değil Küresel Güney’ den ülkelerin yanıtı, Bloomberg’ in aşağıdaki grafiğinde gösterdi üzere ani oldu. 

Buna, ABD dolarının süregelen devalüasyonu eklendi. 1971’de altının onsu 35 ABD doları iken, bugün 4100 ABD doları seviyesinde. Nitekim ABD doları, nispeten değerinin %99’unu kaybetti.  

Rusya, yaptırımlar nedeniyle ABD dolarını renminbi ile değiştirdiğinde ise, bu durum başlangıçta bir akım belirleyici oldu. 

Bu yüzden birkaç Afrika ülkesi, ABD doları cinsinden borçlarını Çin yuanına çevirmeye başladı. Kenya, yaklaşık $3.5 milyar dolarlık 3 Çin kredisinin dönüşümünü tamamladı. Etiyopya şu anda, $5.38 milyar dolarlık Çin borcunun en azından bir kısmını  yuan cinsinden kredilere dönüştürmek için Pekin’ le görüşüyor. Chinascope’a göre başka ülkeler de yapacak.  

FinanceAsia’ ya göre, Kazakistan Kalkınma Bankası renminbi cinsinden ilk yabancı tahvili açıkladı. Çin Uluslararası Sermaye Şirketi (CICC), Hong Kong’ da 2 milyar renminbi değerindeki tahvilin %3.35 getiriyle ihracı için bir küresel koordinatör olarak hareket etti- düşük faiz oranına dikkat edin.  

Enerji 

Büyük miktarda elektrik enerjisi sağlama kabiliyetini stratejik kaynaklarımız arasına dahil etmeliyiz. Bu, sadece tedarik endüstrisinin ve nüfusun elektriğe erişebilmesi anlamına gelmez. Burada odak noktamız, geleneksel endüstri çerçevesi dışındaki her tür veri merkezidir. Özellikle yapay zekâ gibi, ciddi miktarda elektrik enerjisi tüketen endüstrilerin ekonomisine odaklanıyoruz. Ayrıca, Batı bir bütün olarak Çin’le karşılaştırıldığında çok dezavantajlı bir pozisyondadır. Almanya, tüm nükleer santrallerini kapatıp sökerek ve neredeyse dini bir coşkuyla güneş enerjisine geçiş yaparak, sanayileşmiş bir ülke için kendini savunulamaz bir konuma getirdi Aşağıdaki grafik, bunun 2025 yılının günlük ihraç ve ithal hacimlerine bağlılığı gösterir. 

Almanya, mevcut enerji yapısıyla Avrupa Birliği’nin en büyük ekonomisi olmasına rağmen, geleceğin belirleyici sektörü olan veri ve yapay zekâ piyasasında rekabet edemeyecek durumda. Bunun nedeni, yapay zekâ merkezleri de dahil olmak üzere veri merkezlerinin sürekli ve muazzam miktarda elektrik tüketmesi gerekliliğidir. Fakat, enerji sektöründeki devasa yanlış hesaplamaları nedeniyle Almanya, tüm Avrupa’yı da beraberinde sürüklüyor. Ve Avrupa Birliği’nin Ukrayna’ya, refahtan ziyade daha çok düşüşü garanti edeceği muhtemel olan tuhaf bir bağlılığı hesaba katmıyor dahi katmıyor. 

Fakat ABD’de de,  stock3.com tarafından yapılan yeni bir analizin gösterdiği gibi göze çarpan bir probleme sahip. stock3.com Goldman Sachs’ a ithafen belirtir: 

“13 bölgesel ABD elektrik marketinin 8’i zaten işliyor ya da kritik rezerv seviyesinin altında. Elektrik üretiminde etkili rezerv kapasitesi 5 yılda %26’dan bugün %18’e keskin bir şekilde düşerken, endüstrinin acil eşiği, %15’e yaklaşıyor.” 

“Veri merkezleri, halihazırda ABD’nin enerji talebinin %6’sını tüketiyor. 2030’a kadar bu oranın %11’e yükseleceği tahmin ediliyor; bu da şebekeleri çöküşün eşiğine getirebilir.” 

Diğer taraftan Çin bu mühim konuya stratejik yaklaşarak, ihtiyatlı düşünmenin ödülünü alıyor: 

“Diğer taraftan Çin, tarihi boyutlarda bir enerji saldırısı peşinde. Çin, 2030 yılına kadar küresel veri merkezlerinin tahmini elektrik ihtiyacı olan 120 GW’ ın üç katından fazlasına, yani yaklaşık 400 GW’ lık kurulu veya hazır elektrik kapasitesine sahip olacak.” 

Enerji saldırısının, en yeni yarı iletkenlerin üretimi ve geliştirilmesindeki aynı derecede bir saldırıyı beraberinde getirdiği bahsedilmelidir.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.