Çorum katliamı, Türkiye tarihinin en karanlık ve kanlı olaylarından biridir. 28 Mayıs’ta başlayıp 4 Temmuz’da doruk noktasına ulaşan bu katliamda, faşist gruplar ve kontrgerilla güçleri tarafından yönlendirilen saldırılar sonucunda 57 kişi hayatını kaybetmiş, yüzlerce kişi de yaralanmıştır. Katliam, Alevi halka karşı yapılan en kanlı saldırılardan biri olarak tarihe geçmiştir.
Olay, 12 Eylül 1980 askeri darbesine giden sürecin önemli bir parçası olarak değerlendirilmektedir. Darbenin arkasındaki güçler, Çorum’daki katliam gibi olayları kışkırtarak ülkede kaos ortamı yaratmayı ve halkı korkutmak suretiyle darbe için zemin hazırlamayı amaçlamışlardır. 27 Mayıs’ta MHP’li Gün Sazak’ın öldürülmesinin ardından başlayan provokasyonlar ve Çorum’da yayılan yalan haberler, katliamın fitilini ateşlemiştir.
Devletin gözetimi altında gerçekleştirilen bu saldırılar, o dönemde Türkiye işçi sınıfı ve Alevi halkı üzerinde büyük bir baskı ve korku yaratmıştır. Çorum’daki olaylar, Alevi toplumunun yanı sıra Türkiye’deki solcu ve demokratik güçler üzerinde de derin izler bırakmıştır.
Çorum Katliamı, aslında farklı mezhepler arasında bir çatışma değildi. Ancak olayı planlayanlar ve körükleyenler, toplum içindeki Alevi-Sünni ayrımını istismar ettiler. Çorum’da yaşayan Alevi ve Sünni insanlar, yıllardır aynı sokaklarda ve mahallelerde birlikte yaşamaktaydılar. Ancak katliam sırasında bu birliktelik ve barış ortamı, dışarıdan gelen provokasyonlar ve manipülasyonlar sonucu bozuldu.
Olaylar, başlangıçta siyasi ve dini ayrımlar üzerinden kışkırtıldı. Örneğin, bir MHP yöneticisinin öldürülmesiyle başlayan olaylar, zamanla solcu ve Alevi gruplara yönelik saldırılara dönüştü. Bu saldırılar, toplumsal barışı tehdit eden bir boyuta ulaştı ve şiddetin yayılmasına neden oldu.
Tüm bu katliamlar insanlık suçudur. Geçmişte yaşanan acı olaylarla yüzleşilmeden, gelecekte benzer katliamlara engel olamayız.
Çorum Katliamı da insanlığa karşı işlenmiş bir suçtur. Bu acı olayın üzerinden yeterince zaman geçmiş olabilir ancak adaletin sağlanması ve mağdurların haklarının teslim edilmesi için dosyalar yeniden açılmalıdır. Katliamı planlayanlar ve uygulayanlar ortaya çıkarılmalı, bu gerçekler toplumla paylaşılmalıdır. Toplumun bu tür olayların bir daha yaşanmaması için birlikte çalışması önemlidir.
Süleyman Atlas
Hacettepe Askeri Tıbbiye öğrencisiydi.
4 Temmuz 1980 tarihinde, Çorum direnişinde katledildi.Hüseyin Gökdemir
Çorum’da anti faşist direnişin örgütleyicilerindendi.
27 Mayıs 1981 tarihinde, Lübnan’daki Filistin kamplarında eğitim sırasında kalp krizi geçirerek yaşamını yitirdi.
