Direnmenin Yolu Bağımsız Tutumla Birleşik Mücadeleden Geçiyor

0
229

Odak Dergisi

AKP iktidarının CHP’ye karşı giriştiği saldırılar; partiye ve yerel yönetimlere kayyım atama, CHP’den AKP’ye transfer etme gibi metotlarla devam ediyor. CHP yönetimini destekleyen Tele1 ve Söz TV gibi medya kuruluşlarına cezalar yoğunlaştırılıyor. Saldırılar son haftalarda Alevilerle CHP yönetimini ve Tele1’i karşı karşıya getirme operasyonu boyutu kazandı. İktidar, Tele1 Yayın Yönetmeni Merdan Yanardağ’ın sözlerini çarpıtıp yine yargıyı devreye sokma yoluna gitti. Çeşitli Alevi derneklerinin yayınladığı garip basın bildirisi bu saldırıya imkân hazırladı. Bu saldırı tepki de yarattı.

İktidarın yürüttüğü bu zorbalığın CHP’yi güçten düşürmeyi, en önemlisi de Erdoğan’ı dördüncü kez cumhurbaşkanı yapmayı amaçladığı biliniyor. Yani bugün sürdürülen kayyım operasyonu, bir yanıyla Erdoğan’ın dinci faşist diktatörlüğünü sürdürme operasyonudur.

Kayyıma karşı ortaya konan mücadele hem CHP’de hem de genel olarak toplumsal muhalefette bir hareketlilik yarattı. Parti içinde yaşanan gerilimlere rağmen CHP’nin kayyım karşıtı mücadelede bugüne kadar etkili olduğu görülüyor. Yapılan anketler de CHP’yi birinci parti olarak gösteriyor. Denebilir ki kayyım süreci olmasaydı CHP bugünkü aktif havasında olamazdı.

19 Mart ile başlayan sokak eylemleri ve mitingler CHP’de birtakım değişikliklere yol açtı. Toplumda CHP’ye olan ilgiyi artırdı. Sosyalist hareket o süreçten bugüne gelişmelere tepkisiz kalmadı. İktidarın zorbalığı karşısında CHP’nin yanında yer aldı. CHP yönetimi de gördüğü bu destekten güç alarak iktidarın karşısında daha sıkı durmaya çalıştı.

Süreç, devrimci mücadelenin gelişmesi için önemli olanaklar sunuyor. Emekçi kesimlerin ve halkın politik sorunlara duyarlılığının arttığı böyle bir zamanda ilerici ve devrimci güçlerin sürece aktif, bağımsız ve birlik halinde katılımı çok önem kazanmış durumda.

Sosyalist hareket, muhalefet saflarında artan mücadele kararlılığını ezilenlerin mücadelesini geliştirme yolunda değerlendirme olanağını iyi kullanmalıdır.

Sürece doğru bir siyasal anlam kazandırmak için sosyalist hareketin kendi içinde koordinasyon oluşturma ve gelişmeler karşısında bağımsız bir politika ortaya koyma yolunda irade geliştirmesi gerekmektedir.

Sosyalist hareket, ne yazık ki uzun bir süredir hapsolduğu bir kısır döngü içinde kendi bağımsız gücünü harekete geçirememektedir.

Sosyalist hareketin Kürt siyasal hareketiyle girdiği ilişkiler, kendi gücüne güvenemeyen bağımlı bir sol yarattı. Süreç, solu halka ve ülkesine yabancılaştırdı ve kendi hedeflerinden uzaklaştırdı. Kürt siyasal hareketinin Batılı egemen güçlerle geliştirdiği ilişkiler, bu harekete yedeklenen sol hareketin içinde liberal eğilimleri de güçlendirdi.

Başka bir siyasi gücün yörüngesinde politika belirleme tutumunun bugün CHP karşısında yeniden yaşanması riski gözleniyor. Bu yönde açığa çıkan eğilimler var. CHP’nin bir önceki genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun aday olduğu cumhurbaşkanlığı seçiminde “Uçuruma giden yoldaki son çıkış” diye solun ve halkın nasıl manipüle edildiğini hatırlatalım!

CHP içindeki liderlik çatışmasında yürütülen yoğun propaganda, sosyalist solda savrulma yönündeki eğilimleri körüklüyor. Bağımsız politika yürütme iddiasındaki bazı örgütlerin de solda rekabetçi tutumda ve güç birliğine ilgisiz olmaları bu eğilimlerin gelişmesine direnilmesini zorlaştırıyor.

CHP’nin bugünkü yönetiminin dünkü yönetiminden nitelik bakımından daha az sağcı olduğu iddia edilemez. Partinin sağcı politikalar yolunda derinleşmesini dünkü ve bugünkü yönetimler birlikte savundu. Sağcı partilerle Altılı Masa’yı da birlikte kurdular; tarikatlara yakınlaşmayı, sağcı ve İslamcı kimliği ile bilinen kişilerin aday gösterilmesini de birlikte savundular. İki tarafın ortak bir önemli özelliği de bugüne kadar NATO’cu olmalarıdır.

Sol hareketin sürece bağımsız bir tutumla müdahale edebilmesi, bu eylemlerde kendi içinde birlik olma çabaları ve kendi bağımsız politikalarını savunmaları ile olanaklıdır.

Ülkemizin anti-emperyalist çizgide ve bağımsız bir tutumda sol güç birliğine ihtiyacı var. Bu yönde adımlar atabildikçe gelişmeleri halkımızın lehine çevirebileceğiz.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.