İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun avukatı Mehmet Pehlivan’ın tutuklanması, hukuk camiasında tepkilere yol açtı. Türkiye Barolar Birliği (TBB) ve İstanbul Barosu öncülüğünde, çok sayıda avukat bugün Çağlayan Adliyesi önünde bir araya gelerek tutuklamayı protesto etti.
“Savunmaya Yönelik Saldırılar Bütüne Yöneliktir”
Saat 13.00’te başlayan açıklamada, “Savunma susmadı, susmayacak” sloganları atıldı. İstanbul Barosu Başkanı İbrahim Kaboğlu ve Türkiye Barolar Birliği Başkanı Erinç Sağkan, adliye önünde basın açıklaması yaptı.
Baro Başkanı Kaboğlu, Anayasa’nın 19. maddesinin ve Avukatlık Kanunu’nun ihlal edildiğini vurgulayarak, “Bugün burada 200 bini aşkın avukatı temsilen bulunuyoruz. Avukata yönelik saldırı, yurttaşa yöneliktir. Adalet tehlikedeyse, cumhuriyet de tehlikededir” dedi.
Sağkan: “Teslimiyet Dayatılıyorsa Direnişin Sesi Oluruz”
TBB Başkanı Erinç Sağkan ise, yaşanan sürecin münferit değil, sistematik olduğunu belirtti: “Savunma makamı hedef alınıyor. Bu saldırılar rastlantısal değil, süreklilik arz eden politik müdahalelerdir. Savunma korkmaz, susmaz, teslim olmaz.”
Sağkan, yurttaşların haklarını savunmanın avukatların temel görevi olduğunu belirterek, hiçbir meslektaşlarını yalnız bırakmayacaklarını vurguladı.
Polis yürüyüşe izin vermedi
Avukatlar, Çağlayan Adliyesi’nden İstanbul Barosu’na yürümek istedi. Ancak polis, yürüyüşe izin vermeyeceğini bildirdi. Sağkan, bunun Anayasa ve 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na aykırı olduğunu ifade ederek, “Bu bir izin değil, bildirim sürecidir. Kimseye izin sormayız” dedi.
Polisle yapılan görüşmelerin ardından avukatlara araçla geçiş izni verildi. Bir grup avukat, Kaboğlu ve Sağkan’ın eşliğinde İstanbul Barosu’na ulaştı.
Taksim ve baro önünde yoğun polis barikatı
İstanbul Barosu önünde yapılması planlanan ikinci açıklama öncesinde çevrede çok sayıda polis ve gözaltı aracı konuşlandırıldı. Avukatlar burada da polis ablukasına alındı.
Ne olmuştu?
Avukat Mehmet Pehlivan, birkaç gün önce tutuklanmıştı. Pehlivan, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun avukatlığını yürütüyordu. Barolar ve meslek örgütleri, tutuklamanın yasal dayanaktan yoksun olduğunu ve savunma makamına yönelik bir baskının parçası olduğunu savunuyor.