Bolu Kartalkaya’daki Grand Kartal Otel Katliamı davasının üçüncü duruşmasının ikinci günü tamamlandı.
78 kişinin yaşamını yitirdiği, 137 kişinin yaralandığı bu büyük facianın hesabı hâlâ sorulmadı.
Bugünkü oturumda 18 sanık savunma yaptı; tamamı suçlamaları reddetti. Mahkeme, davaya 30 Ekim saat 09.00’a kadar ara verdi.
“Küller soğur ama vicdan soğumaz”
Yangında yakınlarını kaybeden aileler, sabah saatlerinde Bolu Adliyesi önüne “Küller soğur, vicdan soğumaz”,
“Kaza değil katliam” ve “İmzanın bedeli hukuk önünde ödenir” yazılı dövizlerle geldi.
Birçok aile için bu dava sadece bir hukuk mücadelesi değil, aynı zamanda sermayenin ihmaliyle yok edilen yaşamların hesabını sorma davasıydı.
Kızı Kübra ve 9 yaşındaki torunu Alya’yı kaybeden Ahmet Altın, duruşma salonunda sanıklara dönerek,
“Katillerin ihmali ve para hırsı yüzünden yavrum cayır cayır yandı. Biz yorulmadık, biz öldük. Sabah ölüyoruz, akşam ölüyoruz.”
sözleriyle isyanını dile getirdi.
Aynı olayda eşini ve kızını kaybeden Hilmi Altın ise,
“Bu otelin tabut olduğunu biliyordunuz. Dumanların içinde nefes alamazken kimse bize el uzatmadı. Cezasızlık devam ederse, bu ülkede kimse adalete güvenmeyecek.”
dedi.
“Olası kast” yerine “koruma kalkanı”
Aileler, iddianamede “olası kast” suçlamasıyla yargılanan sanık sayısının 13’ten 7’ye düşürülmesine tepki gösterdi.
Hayatını kaybedenlerin yakınları, bu değişikliğin sermaye sahiplerini korumaya dönük bir hamle olduğunu savundu.
Oğlunu kaybeden Zeynep Kotan, “Bilinçli taksir”e çevrilen suçlamaların, otelin yöneticilerini aklama girişimi olduğunu söyledi.
Bir başka kayıp yakını Uğurtan Doğan ise,
“Bu dava sadece bizim değil; Türkiye’deki tüm sorumsuzluklara, tüm cezasızlıklara karşı emsal olmalı.”
dedi.
Sanıklar: “Biz suçsuzuz”
Duruşmada söz alan 18 sanığın tamamı suçlamaları reddetti.
Aygaz’a bağlı LPG bakım personeli Muharrem Şen,
“Gazı satan da, projeyi yapan da Aygaz. Ama bir tek ben tutukluyum. Suçsuzum.”
diyerek sorumluluğu şirket yönetimine yöneltti.
Sanık avukatları, sorumluluğun “büyük şirketlerde” ve “denetim kurumlarında” olduğunu savundu —
ancak ne Aygaz yöneticileri ne de otel sahipleri henüz sanık sandalyesinde.
Otelin teknik personeli Tahsin Pekcan, “Suçum olduğunu düşünsem kendi canıma son verirdim” derken;
bazı sanıklar “olay günü otelde görevli olmadıklarını” iddia etti.
Adalet salonunda öfke büyüyor
Duruşma sırasında bir sanık avukatının “Adalet olmadan Cumhuriyet olmaz” sözleri üzerine aileler tepki gösterdi,
salonda kısa süreli gerginlik yaşandı.
Aileler, “Cumhuriyet, adaletsizliğe sessiz kalınarak korunamaz” diyerek tepki gösterdi.
Bazı sanıklar beraat talep ederken, müştekiler “gerçek sorumluların”, yani otel sahipleri, denetimciler ve şirket yöneticilerinin cezalandırılmasını talep etti.
Bir sonraki duruşma: 30 Ekim
Katliamın üçüncü duruşmasının ikinci günü, 18 sanığın savunmalarıyla tamamlandı.
Mahkeme, davaya 30 Ekim saat 09.00’da devam edecek.
Adliye koridorlarında yankılanan ses ise aynıydı:
“Biz yanmadık, yakıldık. Hesap sorulmadan bu dava bitmez.”























