14 Mayıs günü Kıbrıs’ta Karpaz-Yenierenköy istikametinde lise öğrencilerini taşıyan bir okul otobüsünün devrimlesi sonucu 30 öğrenci yaralanmıştı. Çocuklarının denetimsiz ve eski otobüslerle okula gitmek zorunda bırakılmasına karşı seslerini duyurmak isteyen veliler, çocuklarıyla beraber Lefkoşa’da bulunan Başbakanlık binası önünde bir eylem ve basın açıklaması düzenledi. Düzenlenen eyleme Anonim Gençlik Örgütü, Bağımsızlık Yolu, KTOEÖS (Kıbrıs Türk Orta Eğitim Öğretmenler Sendikası) ve ana muhalefet partisi CTP’nin milletvekilleri de destek verdi.
Öğrencilere polis engeli
Ancak hükümet, Türkiye’deki faşizan anlayışı kendisine örnek görüyor olacak ki eyleme katılmak üzere yola çıkan onlarca öğrenci ile dolu otobüsü polislerce durdurdu. “Otobüsün turist otobüsü olduğu ve öğrencileri taşımasının yasak olduğu” gibi saçma gerekçelerle otobüsün Lefkoşa’ya gitmesini engelledi. Bu keyfi uygulama yüzünden eylem 40 dakika geç başladı ve birçok öğrenci de eyleme katılamadı. Buna rağmen engellenen öğrencilerin aileleri, çocuklarının sesi olmak için oradaydı.
Öğrencilerin birliğinden korkan hükümet, kaza günü öğrencilerin hastaneye sevkini dahi organize edemezken, eylem günü ise polisle onları susturmak için her yolu denedi.
“Anne, ölmek istemiyorum”
Kazayı yaşayan öğrenciler basın açıklamasında konuştu. O gün ölüme ne kadar yaklaştıklarını, devletin ortada olmadığını ve birbirlerine tutunarak kurtulduklarını anlattılar. Öğrenciler travmalarının sürdüğünü, hastanede gördükleri ilgisizliği ve duyarsızlığı aktardılar. Bir öğrenci, “Siz hiç çocuğunuzun, ‘Anne, ölmek istemiyorum’ dediğini duydunuz mu?” diyerek devlete olan inançlarının nasıl yıkıldığını açıkladı.
Öğrenciler “Unutmuyoruz, unutturmuyoruz” diyerek bu mücadelenin süreceğini belirttiler: “Bugün bizdik, yarın başka bir okul. Ama onların çocukları asla olmayacak.”
Öğretmenden tepki
Açıklamada bir öğretmenin konuşması öne çıktı. “Bizi yönetenler bu ülkede, hastanede, okulda, trafikte ölelim istiyor” diyerek hükümetin duyarsızlığına dikkat çekti. Şirketlerle anlaşma yapan Eğitim Bakanlığı’nın okul otobüsleri ve şoförlerinin denetimini yapmadığını ve bu görevi okul idaresine bıraktığını, otobüslerin rant sistemiyle ayarlandığını söyledi. Senelerdir bu olaylara çözüm bulmak yerine bu eylemdeki gibi polise önlemler aldırıyorlar. “Ne yapacak aileler, başbakanı koltuğundan mı edecek? Etmelidir ama…” diyerek halkın artık isyan etmesi gerektiğini dile getirdi.
Kamusal alanda her yer çöküyor
KKTC’de kamu alanındaki sorunlar giderek derinleşiyor. Hastanelerdeki düzensizlik, 80’lerden kalma otobüslerle taşınan çocuklar, yetersiz trafik denetimi, ışıklandırmasız yollar ve trafikte rahatça dolaşan alkollü araçlar halkı her gün ölümle burun buruna bırakıyor. Ancak hükümet bu sorunlara çözüm üretmek yerine, Türkiye’nin desteğiyle kendi keyifleri ve siyasi vitrinleri için yeni meclis binası yaptırmayı tercih ediyor.
Çocukların güvenliği değil, çıkar düzeni korunuyor.