Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) İstanbul’da düzenlediği “Türkiye Yüzyılı Mesleki ve Teknik Eğitim Zirvesi” sırasında MESEM uygulamasını protesto ettikleri gerekçesiyle tutuklanan Türkiye İşçi Partisi (TİP) üyesi 16 öğrenci hakkında tahliye kararı verildi. Öğrenciler, 4 Aralık’ta zirve alanı çevresinde programı protesto etmek isterken gözaltına alınmış ardından da tutuklanmıştı.
Tahliye kararıyla birlikte öğrenciler cezaevinden çıktı. Kararın ardından öğrencilerin yakınları ve parti temsilcileri, “tutuklama yerine ifade süreçlerinin işletilmesi gerektiğini” savunarak, gözaltı ve tutuklama uygulamasına tepki gösterdi.
MESEM neden tartışılıyor?
Mesleki Eğitim Merkezleri (MESEM), öğrencilerin haftada bir gün okulda eğitim alıp dört gün işletmelerde çalıştığı bir model üzerinden yürütülüyor. Program kapsamında öğrenciler, asgari ücretin belirli bir oranına denk gelen bir ücret alıyor; resmi söylemde amaç “meslek edinmeleri” ve “istihdama hazırlanması” olarak tanımlanıyor.
Ancak MESEM, uzun süredir çocuk işçiliğini normalleştirdiği eleştirileriyle gündemde. Programda çalışırken yaşamını yitiren çocukların ardından tartışmalar daha da büyürken; sendikalar, çocuk hakları savunucuları ve muhalefet partileri “eğitimin geri plana itildiği, denetimlerin yetersiz kaldığı” uyarısında bulunuyor.
Eleştirilerin merkezinde ise özellikle yoksul ailelerin çocuklarının 14-17 yaş aralığında sanayi, inşaat gibi tehlikeli iş kollarına yönlendirilmesi var. İddialara göre birçok çocuk “meslek öğrenme” adı altında ağır koşullarda çalıştırılıyor, iş güvenliği ve denetim eksikleri nedeniyle ciddi risk altında.























