İktidar ve yandaş basın, orman yangınlarının sorumluluğunu Manisa’nın Turgutlu ilçesinde yorganını yakarken yangına sebep olan bir kişiye ve Bursa’da bilerek orman yaktığı iddia edilen, suçunu itiraf ettiği ve Fethullahçı olduğu öne sürülen bir başka şahsa yıkmaya çalıştı. Hükümet, deprem felaketi karşısında gösterdiği beceriksizliği, her yıl yaşanan orman yangınlarında da tekrarlıyor. Bu durumda sosyalist harekete büyük bir sorumluluk düşüyor.
Yetkililer, 30-40-50 yıl önce Türkiye’de benzer sayıda yangın çıktığını, ancak bu yangınların bugünkü gibi geniş alanların kaybına yol açmadığını belirtiyor. Milyarlarca dolarlık savaş sanayisi ürünleri ihraç eden, Kaan savaş uçakları üreten, Avrupa’ya 40 Eurofighter siparişi veren, Suriye’de rejim değişikliği yapmakla övünen ve “bölgesel güç” iddiasındaki hükümet, orman yangınları karşısında çaresiz kalıyor. Yandaş medya ise geçtiğimiz yıl bir imam hatip lisesi öğrencisinin yangınları anında tespit eden bir sistem geliştirdiğini ve yetkililerin yangınlara anında müdahale edecek altyapıya sahip olduğunu iddia etmişti. Propaganda konusunda ustalar, ancak gerçekler ortada!
Ormanlar Neden Yok Ediliyor?
Ormanlar, dünyanın en önemli doğal kaynaklarından biridir. Yok edilmeleri, iklim değişikliğini hızlandırır ve canlı yaşamını tehdit eder. Buna rağmen, kontrolsüz nüfus artışı, şehirleşme, kapitalist sanayileşme ve kâr odaklı madencilik faaliyetleri ormanları yok ediyor. Uzmanlara göre, son 30 yılda dünyada Türkiye’nin yüzölçümünün 5 katı büyüklüğünde orman alanı kayboldu. Türkiye’de ise 1970’lerden bu yana Artvin ilimizin yüzölçümü kadar orman yok edildi. Avrupa’nın %43’ü ormanlarla kaplıyken, bu oran Türkiye’de %30’un altında. Üstelik, resmi kayıtlarda yok olan ormanlar hâlâ varmış gibi gösteriliyor.
Anayasa’nın 169. maddesine göre ormanlar devletin malıdır ve kamu yararına korunması gerekir. Ancak Akbelen Ormanları Limak’a, Kazdağları’ndaki değerli araziler ise Cengiz Holding’e peşkeş çekiliyor.
Yangınların Sebepleri ve Mücadeledeki Eksiklikler
Orman yangınları genellikle yıldırım, aşırı sıcak, tarla temizleme amaçlı ateşler, sigara izmaritleri, cam kırıkları, kasıtlı sabotajlar ve piknik ateşleri gibi insan kaynaklı nedenlerle çıkıyor. Etkili mücadele için modern ekipman ve eğitimli personel şart. Ancak Türkiye’de hava araçlarının çoğu kiralık, kara ekipleri yetersiz. Eskişehir’deki yangında 24 kişilik ekipten 10’u hayatını kaybetti.
Maden kazalarında ölümler nasıl “işin fıtratında” değilse, orman yangınlarında can kaybı da kader değildir. Hükümet, orman köylüsünü desteklemiyor, eğitimli personel sağlamıyor, enerji hatlarının bakımını yaptırmıyor. THK’nın uçakları hangarlarda çürütülürken, halk yangınlara kendi imkânlarıyla müdahale etmek zorunda kalıyor.
Ne Yapılmalı?
• Orman Genel Müdürlüğü güçlendirilmeli, personel ve ekipman eksiklikleri giderilmeli.
• Yerel halk eğitilmeli ve sürece aktif katılımı sağlanmalı.
• Orman işçileri kadrolu hale getirilmeli, eğitim verilmeli.
• Erken uyarı sistemleri (uydu, İHA, sensörler) geliştirilmeli.
• Ormanların ticari projelere açılması durdurulmalı.
• Toplumsal bilinç için kamu kampanyaları yürütülmeli.
• Halk inisiyatifi desteklenmeli, orman gönüllülüğü yaygınlaştırılmalı.Ancak iktidar bu adımları atmadığı için yangınlar önlenemiyor ve müdahale yetersiz kalıyor.
Ormanlar Hepimizin Geleceği
Orman yangınlarıyla mücadelede halk bilinci kritik önem taşır. İktidar, ormanları korumak yerine rant uğruna talana açıyor. Buna karşı mücadele edenlere ise “vatan haini” muamelesi yapılıyor. Oysa gerçek vatan hainleri, ormanları yok edenlerdir.Sosyal medyada, MHP’li gençlerin yangın söndürme çabaları gündeme getirildi. Ancak bu eylem, sadece muhalefeti kötüleme amacı taşıyordu. Gerçek bir milliyetçilik, bu konuda tüm kesimlerle işbirliği gerektirir.Ormanlar, doğanın ve insanlığın ortak mirasıdır. Devletin, yerel yönetimlerin, sivil toplumun ve bireylerin üzerine düşeni yapması şart. Unutulmamalıdır ki ormanlar sadece yanarak değil, rant uğruna talan edilerek de yok oluyor.
Ormanlarımızın korunması hükümetlerin sorumsuzluğuna terk edilemez.
Devrimciler Olarak Görevimiz
Halkın orman yangınlarını söndürmek için ortaya koyduğu çabalar 2023 deprem dayanışmasını hatırlatmaktadır. Devrimciler olarak bulunduğumuz her yerde bu kolektif çabaların içinde yer almalı ve gelişmesi için çalışmalıyız. Çevreyi koruma kolektif bilincinin gelişmesine katkıda bulunmak devrimci çalışmalarımızın en önemli konularından olmalıdır. Yerel yönetimler üzerinde etki yaratmamız gerekiyor. Çevre bilincini uyarmak yolunda fidan dikme etkinlikleri de yapılabilir. Fidan dikmekle yok edilen ormanlar elbette telafi edilemez; ancak bu eylem, ormanlara sahip çıkma bilincimizin güçlenmesine, bu konuda yerel yönetimlere ve iktidarlara baskı yapma iradesinin güçlenmesine yardım edecektir.
En önemlisi de bu yöndeki halk iradesinin gelişmesidir. Yurt çapında bir bilincin, iradenin ve gücün gelişmesi tek tek devrimci hareketlerle sınırlı olmayan bir sol koordinasyonu gerektirmektedir. Türkiye solu eğer birlikte düşünerek güçlerini birlikte davranacak şekilde koordine edebilirse ormanları koruyacak bir halk iradesinin gelişmesine belirleyici bir katkıda bulunabilir. Bir yandan her devrimci örgüt yangınlara karşı mücadelede kendi çalışmasını yaparken diğer yandan da ileriye yönelik sol koordinasyon için düşünmemiz gerekiyor.
Odak Dergisi