1 Mayıs’ta Kazanan Taksim İradesi Oldu

0
3417

1 Mayis 2009İşçi sınıfının Birlik Mücadele Ve Dayanışma Günü olan 1 Mayıs kutlamalarının adreslerinden biri de İstanbul’du. İstanbul’da son iki yıldır polis şiddeti altında kutlanmaya çalışılan 1 Mayıs, 2009 yılında işçi ve emekçilere polisin azgınca saldırısıyla geçti. 1 Mayıs alanına gitmek isteyen emekçileri, devlet ve güvenlik güçleri provakasyonla suçlayarak binlerce insanın üzerine tazyikli ve kimyasal su sıkarak, gaz bombaları, plastik, yer yer de gerçek mermiler kullanarak terör estirdiler. 1 Mayıs öncesinde valiliğin; “makul sayı” da katılıma izin verileceği yönündeki açıklamaları ile; 1 Mayıs günü yaşananlar karşılaştırıldığında, “makul” dan kastın ne olduğu ortaya çıkmıştır.
Sabah saatlerinde Taksim Meydanı polis bariyerleri ve ablukasıyla tamamen kuşatılırken Şişli-Mecidiyeköy-Tarlabaşı ve Taksime çıkan tüm ana ve ara yollar polis tarafından tutuldu. Belediye otobüslerinin meydana girişi engellendi, metro seferleri durduruldu, işlerine gitmek isteyen insanlar uzun bir süre yürümek zorunda bırakıldı.
Biz Direnişçiler olarak sabah saatlerinde toplanma yerimiz olan Cevahir Alışveriş Merkezi önünde buluşabilmek için çeşitli yerlerden tuttuğumuz otobüsler ile harekete ettik. Henüz otobüslerimiz yoldayken toplanmak isteyen kitlenin polis saldırısına uğradığı haberleri geldi. Erken saatlerde giden arkadaşlarımız ile buluşmamız saldırının başladığı ve kitlenin Şişli istikametine doğru geri çekilmeye başlandığı zamana denk geldi. Bölgelerden gelen birçok arkadaşımız ile buluşmamız yer yer olanaklı olurken, her yerde yaşanan polis şiddeti ve kurulun barikatlar nedeniyle birlikte hareket ettiğimiz ve toplanma yerini Şişli La Bella olarak belirlediğimiz Devrimci 1 Mayıs Platformu ile belirlenen saatte buluşmamız olanaksız oldu. Gün içerisinde çeşitli zamanlarda gerçekleştirilen saldırılara karşı birlikte davranmaya çalışsak da yer yer iletişim eksiklikleri yaşandığını ifade etmek yanlış olmaz.
Sabah ilk saatlerinde KESK üyelerinin 1 Mayıs Komitesinin belirlemiş olduğu ortak yere doğru hareket etmek istemesi ve ardından polis barikatlarının kurulması günün nasıl geçeceğinin habercisiydi. İlk olarak Şişli Etfal Hastanesi yönünde toplanan kitlenin önü polis barikatı ile kesildi. Polis amirlerinin sadece Pangaltı’da toplanılmaya izin verileceğini söylemesinin ardından Şişli Etfal Hastanesi yönünde toplanan kitleye saldırı başladı. Burada saldırıya uğrayan kitle Şişli Cami yönüne doğru çekilmeye başladı.
DİSK binası önünde toplanmaya başlayan işçi, emekçi ve memurlarlar kortejler oluşturarak Pangaltı istikametine doğru yürümeye başladığında polisler, yürüyüşe geçen kitleyi ablukaya almaya ve dışarıdan katılmak isteyen kitleyi engellemeye başladı. Yaşanan çatışmanın ardından bazı gruplar bu kortejlere katılmayı başarırken ilk gözaltılar da yaşanmaya başladı. Ağırlıklı olarak DİSK ve KESK’in bulunduğu kortej polis ablukası altında Pangaltı’nda toplandı. Yaklaşık 2000 kişi toplanan kitleye katılmak isteyen gruplara izin verilmezken, emniyetten toplanan kitlenin fazla olduğu yönünde açıklama geldi. Bu esnada DİSK yöneticileri kortejin önünde bulunan ses aracından bir açıklama yaparak çevrede bulunan tüm kitlenin katılımı sağlanana kadar yürüyüşlerini durdurduklarını belirttiler. Burada bir süre bekleyen kitlenin sayısı 4000 civarına ulaştı ve ardından 10:30 gibi yeniden yürüyüşe geçildi.
Ara sokaklarda Pangaltı yönünde yürüyüşe geçen kitle ile buluşabilmek için kurulan polis barikatları aşılmaya çalışıldı. Yaşanan saldırılar her yerde direnişle karşılandı ve polisin yoğun saldırısı gözlendi. Çatışmaların yaşandığı bazı yerlerde arkadaşlarımızın ifadelerine göre tazyikli suların, gaz bombalarının yoğun kullanımından dolayı polisin elindeki stokların bittiği ve takviye malzeme istendiği ifade edildi. Polisin aldığı yoğun önlem ve saldırı sayesinde “makul sayı” ya ulaşıldığı ifade edilerek, 1 Mayıs alanına gitmek isteyen kitleye gün boyu saldırılarda bulundu. Bir çok noktada polis barikatları zorlanırken, polisin kask, cop ve yeleklerini bırakıp geri çekilmek zorunda kaldığı gözlendi. Ara sokaklarda direnen insanların gün boyu Taksim’e çıkma hedefi kararlılıkla devam etti. Yaşanan yoğun saldırılar sonucu bir çok insan gözlatına alındı, yaralananlar oldu. “Makul sayı” nın dışında diye ifade edilen işçi ve emekçilere polis bazı yerlerde linç girişiminde bulunurken bazı yerlerde de faşist çeteci grupları devreye sokarak 1 Mayıs katılımcılarına saldırılara zemin hazırlamış oldu. Sabah saatlerinde 1 Mayıs’a katılmak için bölgelerden gelen insanlar da aynı saldırılara maruz kaldı, bazı yerlerde gerçek mermi kullanıldığı söylendi. Taksim’e çıkmak isteyen insanlara da Nişantaşı, Dolapdere, Feriköy, Fulya, Cihangir gibi yerlerde polisin şiddetli saldırıları oldu. Buralarda da plastik ve gerçek mermiler dahil her türlü araç kullanıldı.
Pangaltı’da yürüyüşe geçen kitle 12:30’a doğru Taksim Meydanı’na çıktı. Binlerce işçi ve emekçi Taksim Meydanı’na “Yaşasın 1 Mayıs”, ” İşte Taksim İşte 1 Mayıs” sloganları ve 1 Mayıs Marşı ile çıkarken ara sokaklardan Taksim Meydanına çıkmaya çalışan insanlar ile polis arasında çatışmalar devam ediyordu.
Taksim Meydanı’ndaki kutlamalarda ilk olarak DİSK Başkanı Süleyman Çelebi bir konuşma yaptı. Konuşmasında; “Taksim’i sadece bir alan tartışması haline getirmeye çalışanların gündemi boğmaya çalıştıklarını” ifade etti. Çelebi “Makul olan sayı değil insanlardır” sözleriyle bu tartışmalara son noktayı koydu. Ayrıca ’77 katliamcılarının faillerinin bulunması talebini yineleyen Çelebi’nin konuşmasının ardından KESK Başkanı Sami Evren’in konuşmasıyla kutlamalar sona erdi.1 Mayis 2009 (sayfa 4)
Kutlamaların bitirilmesinin ardından İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah alana gelerek “Dağıtın bunları” diyerek kitlenin üzerine polislerin saldırmasını emretti. Binlerce polisin alana girmesi ve kitleye saldırmasının ardından, İstiklal Caddesi ve Gümüşsuyu istikametine dağılan kitleye saldırlar devam etti.
Taksim Meydanı’ndaki kutlamaların sona ermesinin ardından kitlenin Taksim ısrarı bir süre devam etti. Ara sokaklardaki çatışmaların saat 15.00 gibi büyük ölçüde sona ererken Taksim Meydanı’na çıkamayan insanların sevinci buruk olsa da, sonuçta Taksim Meydanı’na çıkılması ara sokaklarda direnen insanların kararlı tutumuyla gerçekleşmiş oldu. Her ne kadar tüm kitle Taksim’e giremiş olsa da devletin Taksim tabusu bir ölçüde delinmiş ve Taksim’i kazanım olarak görmek mümkün hale gelmiştir.
Kutlamaların bir diğer adresi de Türk-İş öncülüğündeki Kadıköy’dü. Sabah saatlerinde 500 kişilik bir Türk-İş heyeti Taksim Meydanı’na polis eşliğinde çelenk bırakıp kutlamaları yapacakları Kadıköy’e geçti. Katılımın zayıf ve içerik olarak sönük geçtiği mitinge EMEP gibi partiler de katıldılar. Taksim ısrarından vazgeçilmesi ve iki ayrı miting izlenimi verilmiş olmasına rağmen kazanan Taksim iradesi olmuştur. Nihayetinde Türk-İş yöneticilerinin Kadıköy’deki alanda bir sonraki sene Taksim’de olunacağı vurgusunun yapılması önemli bir yerde duruyor olsa da Taksim iradesinin zayıflatılması doğru değildir. EMEP gibi partilerin kendi yayınlarında 2009 Taksim 1 Mayıs’ını mahkum eden açıklamalar yapması geldiklerinin çizginin ne boyutta olduğunun göstergesidir.
1 Mayıs’ın ardından çıkan gözaltına alınanların Devletin açıkladığı rakamların çok üzerinde olduğu bilinmektedir. 1 Mayıs günü yasal olarak gözaltı sıfatıyla alınıp işlem yapılmadan akşama kadar tutulan insanların sayısı yüzleri geçmektedir. Yaşanan devlet terörünü kınamak için bir çok kurum tarafından basın toplantıları ve suç duyuruları yapıldı. Bunlardan biri de bileşeni olduğumuz Devrimci 1 Mayıs Platformu tarafından 6 Mayıs günü, 1 Mayıs’ta yaşanan devlet terörüne ilişkin açıklaması oldu.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.