ODAK: Kendisi biraz tanıtabilir misiniz? Ataşehir Belediyesi’nde kaç yıldır çalışıyorsunuz? Belediyede hangi işlerde çalıştınız?
Seyhan Özkan Yılmaz: Ben Seyhan Özkan Yılmaz. Önlisans mezunuyum. 46 yaşında iki çocuk annesiyim. Çocuklarımın biri üniversite, diğeri 5. sınıf öğrencisi.
Ataşehir Belediyesinde 13 yılı aşkın süre çalıştım. Bu süreçte çeşitli birimlerde büro personeli, taşınır kayıt, birim sorumlusu vekili, birim sorumlusu olarak görev aldım. Verilen her işi sorumlulukla, severek ve özveriyle yerine getirdim. Bu süreç içerisinde hiçbir disiplin cezam yoktur. Kanunlara, mevzuata uygun çalışmaya her zaman özen gösterdim. Kurumun bir parçası olmaktan her zaman gurur duydum.
ODAK: Neden işten çıkarıldınız? Bu süreci biraz anlatabilir misiniz? Sizin gibi kaç kişinin işine son verildi? Hakkınızı hangi yolla arıyorsunuz? Sendikanız bu süreçte sizinle dayanışma içinde oldu mu?
Seyhan Özkan Yılmaz: 18 Haziran 2025 tarihinde talebim olmadan “08 emeklilik kodu” ile yani emekliliğe zorlanarak işten çıkarıldım. Belediyenin 18 Mart 2025 tarihinde yaptığı, İş Kanununda yer almayan- yani kanunsuz- sınava katılmadım. Birçok EYT ile emekliliğe hak kazanmış işçi olmasına rağmen 5 işçi arkadaşım işten çıkarıldı, ortak noktamız kanunsuz sınava katılmamamız. Belediye Başkanı Onursal Adıgüzel’in düzenlediği halk buluşmasına katıldım ve orada ikili görüşmemizde sınava girmediğim için bunun yönetime kafa tutmak olduğunu söyledi. Oysaki ben tüm hayatımda, çalışma hayatımda olduğu gibi kanuna uygun davranmıştım.
Şu anda hakkımı hukuki yollardan arıyorum. Arabuluculuk süreci tamamlandı ve dava açtım. Ne yazık ki sendikamız işten çıkartılmam öncesi ve sonrası beklediğim dayanışmayı göstermedi, sessiz kalarak işverenin yanında durdu.Çok kere sorduğumda özel hayatlarında sorunlar olduğunu gerekçe olarak gösterdiler. Sesimi duyurmak ve bu haksızlığa karşı durmak için mücadele etmeye devam ediyorum.
ODAK: Belediye çalışanları şu an nasıl koşullar altında çalışıyorlar, ne tür haksızlıklar yaşıyorlar?
Seyhan Özkan Yılmaz: Belediyede çalışan emekçi arkadaşlarım kaygı ve baskı altında çalışıyorlar. İnsanlar kanunsuz sınava zorlandılar. Hâlâ sınava girmeyenlerin cezalandırılacağı ve EYT’lerin 2025 yılı başladıktan sonra gönderileceği gibi korku iklimi üretilmeye devam ediyor. Yazılı iş ve işlerden kaçınılarak resmi yapılması gereken işler sözlü olarak dayatma ve baskı yoluyla halledilmeye çalışılıyor.
Maaşlar zamanında yatmıyor ve parça parça yatıyor. Çalışanların geriye dönük alacakları hâlâ belediyenin kasasında. Adam kayırma ve moobing üst safhada. İnsanlar ses çıkarırsa işini kaybedeceğinden korkuyor, bu sessizlik haksızlıkları büyütüyor.
ODAK: İşten çıkartmaların, haksızlıkların ve hak kayıplarının önüne geçmek için işçilerin ne yapması gerekir?
Seyhan Özkan Yılmaz: En önemlisi birlik olmak, sendikayı asli görevine işçilerin haklarını savunmaya yönlendirmek, hatta zorlamak. İşçiler birbirine sahip çıkmalı. Kimse yalnız değil ama sessiz kalırsak hepimiz kaybederiz. Hakları yenen işçiler susarlarsa bu daha fazla taviz verecekleri anlamına geliyor. Bunu yaşıyoruz şu anda. Kanunsuz, keyfi sınav, emekliliğe zorlamak, kanunsuz olmasına rağmen emekli yapma, maaşların zamanında yatırılmaması, ünvanların yine kanunsuz olarak değiştirilmesi, düşürülmesi bu söylediğimin somut yaşantıları. Bir kişi susarsa yarın hepimizin sesi kesilir.
Gerçek sendikacılığa, dayanışmaya ve birlikte mücadeleye ihtiyaç var. Hakkını arayanın yanında durmak sadece o kişiye değil tüm emekçiye sahip çıkmaktır.
Tüm emeğiyle çalışanları Seyhan Özkan (@Seyhanozkannn) X hesabımdan günlük paylaştığım gönderimi beğenmeye, paylaşmaya çağırıyorum.
Birbirimizin çoban ateşi olalım, haklarımız, onurumuz, çocuklarımızın geleceği için ebeveynlik görevimiz için.
Hakkımızı aramaya ve mücadeleye devam.




























