BBC’nin araştırması milyarlarca dolarlık kozmetik sektörünün ardındaki sömürü ve çocuk işçi gerçekliğini gözler önüne seriyor

0
173
Fotoğraflar: BBC

BBC’den Ahmed ElShamy ve Natasha Cox’un araştırma haberi, lüks tüketim ürünlerinin ardındaki sömürüyü gözler önüne seriyor. Dünyaca ünlü kozmetik firmaları, Lancôme ile Aerin Beauty ve onların sahipleri L’Oréal ve Estée Lauder bir yandan sloganları ile kadın ve çevre dostu firma algısı oluşturmaya çalışırken, öte yandan da çocuk işçilerin sefalet koşullarında topladığı hammaddeleri parfüm ve daha başka kozmetik ürünlerine dönüştürerek servetlerine servet katıyor.

Lancôme, internet sitesinde kendisini “doğa ve kadın için mücadele eden” bir marka olarak tanıtıyor. Markanın sahibi L’Oréal ise, “Çünkü biz buna değeriz” mottosu ile “ürünleriyle her kadını güçlendirdiğini” ifade ediyor. Aerin Beauty’nin sahibi Estée Lauder isimli firma ise internet sitelerinde “sosyal sorumluluğu” kendilerine bir görev edinmiş gibi lanse ediliyor. Sürdürülebilir ambalajlar kullanarak çevre ve doğa dostu olduğunu ifade eden firma, “her yaştan ve etnik kökenden kadının” güzelliğine ve yaşamına önem verdiklerini ifade ederken, “Güzelliğin geleceğini birlikte yaratıyoruz” mottosunu kullanıyor.

Firmaların geliştirdiği bu satış için manipülasyon çabalarının aksine araştırmalar ise görünenin tam tersini ortaya koyuyor. BBC haberi, “Lüks parfüm üretiminin arkasında çocuk işçiler var” başlığını taşıyor.

Haber, markaların parfüm esansları için kullanılan Yasemin çiçeklerinin çok büyük bir kısmının Mısır’dan tedarik edildiğini ifade ediyor. Parfümlerin fiyatlarının aksine markalar, tedarik için çok düşük bütçeler ortaya koyarak işçilerin maaşlarını düşüren bir politika izliyor. Haliyle bu durum da, tedarik için işçilerin çocuklardan seçilmesine sebep oluyor.

Haberde, Birleşmiş Milletler’in modern kölelik türleri üzerine araştırmalarının ve kararlarının bu firmaları da bağladığı ve hatta firmaların kağıt üstünde tedarik zinciri konusunda şeffaflık ve çocuk işçilikle mücadele konusunda hassas davrandığını belirtmesine rağmen, gizli şekilde çekilen görüntülerin hiç de bu kurallara uyulmadığını doğruladığı yazılıyor. Araştırma yapan iki gazeteci, Yasemin çiçeği toplayıcıları ile deneyimlerini aktarıyor. Mısır’ın Garbiya bölgesinde yaşayan bir kadın toplayıcının, yaşları 5 ile 15 arasında değişen 4 çocuğu ile gece saat 03.00’da çiçek toplamaya çıktığı, tüm gece çalıştıkları, bunun sonucunda da kendilerine 1,5 dolarlık yevmiye kaldığı belirtiliyor.

Mısır’da yaklaşık 30 bin kişiden oluşan Yasemin çiçeği toplayıcılarının ne kadarının çocuk olduğuna dair net bir sayının olmadığı da aktarılıyor. Haberciler, deneyimlerinde 4 farklı bölgede birçok tarlada bulunduklarını, tarlalarda çalışan insanların önemli bir kısmının da çocuk işçilerden oluştuğunu kaydediyor. Çocuklardan bazılarının bu iş sebebiyle hastalıklara kapıldığı da ekleniyor.

Haberde, yıllarca bu sektörde, büyük firmalarda çalışmış bir bağımsız parfüm üreticisi olan Christophe Laudamiel’in görüşleri de aktarılıyor. Laudamiel, sektörde asıl gücü elinde bulunduran firmaların L’Oréal ve Estée Lauder gibi parfüm şirketleri olduğunu belirtiyor. Laudamiel bu firmalara “efendiler” derken, “Efendilerin asıl çıkarı, olabilecek en ucuz yağı ürettirip parfüm şişesine koymak. Hasatçıların maaşlarını ya da yevmiyelerini belirlemek ya da yaseminin fiyatını belirlemek onların işi değil. Bunun ötesine geçmiş durumdalar” diyor.

Aktarılanlara göre tedarik zincirindeki çalışanların her biri Birleşmiş Milletler’in iş güvenliği ve çocuk işçiliğinin önlenmesi konularındaki kılavuzlarına uygun davranacaklarına dair bir belge de imzalıyor. 

Araştırmacılar Ahmed ElShamy ve Natasha Cox, araştırma sonuçlarını bu büyük firmalara ilettiklerini de ekliyor. Habere göre firmalar bulgulara karşılık “son derece korkutucu” gibi yorumlar yapıyor ve bundan sonra “çocuk işçiliği ile mücadele için çabalarını sürdürmeye devam edeceklerini” de ekliyor.

Firmaların açıklamalarının aksine, BBC’de yer alan haber ise aslında bu büyük markaların sömürü koşullarını kendilerinin yarattığını, bu sayede karlarına kar kattıklarını, yarattıkları bu düzenin üstünü de “çevre dostu”, “kadın dostu”, “çocuk işçiliği karşıtı” gibi topluma hoş gözüken sloganlar ile kapatmaya çalıştıklarını ortaya koyuyor.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.