Birleşik Devrimci Gençlik Hareketi Yolunda 

0
407

Anti-emperyalist ve birleşik bir devrimci gençlik hareketi Türkiye devrimci hareketi açısından stratejik önemdedir. Anti-emperyalist birleşik devrimci gençlik hareketi mücadeleyi geliştirmekten devrime ve sosyalist kuruluşa kadar büyük önem taşıyor. Günümüz koşullarında işçileri, emekçileri ve halkı harekete geçirebilecek en dinamik güç gençliktir. Her şeyden önce gençlik olmadan güçlü bir muhalif hareket olanaksızdır. Dahası gençlik hem demokratik devrimde hem de sosyalist kuruluşta temel güçlerden biri olacaktır. 

Gençlik hareketi anti emperyalist olmalıdır çünkü Türkiye emperyalizme bağımlı ve sömürülen bir ülkedir. Üstelik ülkemizin yer aldığı Balkanlar, Ortadoğu, Karadeniz ve Kafkaslar’da emperyalizmin en kanlı tertipleri sergilenmektedir. Emperyalistler 1990 başlarında Yugoslavya’da iç savaş çıkararak halkları birbirine boğazlattılar. 200O’li yılların başından itibaren Ortadoğu’yu kan gölüne dönüştürdüler. Ukrayna’yı da savaşa teşvik ederek yüz binlerin ölmesine ve Ukrayna’nın mahvolmasına yol açtılar. Libya ve Suriye onların tertipleri yüzünden mahvedildi. Filistin’de İsrail’in yürüttüğü bir soykırım yaşanıyor. Lübnan’ın hangi saldırılara uğradığını biliyoruz. Emperyalistler İran’ı ve Kafkaslar’ı karıştırmaya çalışıyor. Türkiye bu sorunlu bölgenin tam ortasında yer alıyor. Bölge, çağımızın Nazi Almanyası olan İsrail’in operasyon alanıdır. Emperyalist güçler ve İsrail bölge halklarını birbirine düşmanlaştırarak ve birbirine kırdırarak bir kısım solu ve ezilen ulus hareketlerini kendisinin yedek gücü haline getiriyor. İsrail’in bölgede dinci çeteleri nasıl kullandığını, Kürtleri, Alevileri, Dürzileri nasıl yedeklemeye çalıştığını, İran’ı parçalamak için Azerbaycan’ı nasıl yedeğine aldığını; Kürtleri ve Azerbaycan Türklerini nasıl manipüle etmeye çalıştığını görüyoruz. AKP’nin işbaşına gelmesi de onların eseridir. Net bir anti-emperyalist tutumdan yoksun bir gençlik hareketi ne tutarlı demokrasi mücadelesine ne devrime ne de sosyalist kuruluşa öncü katkılarda bulunamayacaktır. 

Gençlik hareketi birleşik olmalıdır çünkü her şeyden önce bölük pörçük durumdaki devrimci gençlik örgütleri ve örgütsüz sosyalist gençler çok büyük gençlik potansiyelini etkileme olanaklarından yoksundurlar. Birlikte davranırsak etki alanımız artacaktır ki bundan bütün devrimciler kazanacaktır. Ayrıca egemen güçler birbirinden kopuk ve birbiriyle rekabet içindeki sosyalist gençliği kolaylıkla etkisiz hale getiriyor. Bir kısmını da yedeğine aldığı güçler vasıtasıyla kontrol ediyor. Birleşemeyen gençlik güçlü olamayacağı gibi egemen güçlere yem olur. 

Türkiye devrimci gençliği kısa dönemlerde birlik içinde  olabildi. En büyük yükselişini 60’lı yıllarda anti-emperyalist ve birleşik gençlik hareketi sayesinde yaşadı. Yetmişli ve seksenli yıllarda devrimci gençlik ne yazık ki yalnızca kısa dönemlerde birlikte yürüyebildi. Ardından da birbirine rakip gruplara dağılma yaşandı. Burjuvazi bu bölünmüşlük ve dağınıklıktan yararlanarak özellikle 1970’li yıllarda muazzam devrimci potansiyeli kolaylıkla saf dışı edebildi. 

Bugün oluşan devrimci potansiyelin geçmişte defalarca yaşandığı gibi bir kez daha boşa çıkarılmasını istemiyor, bu potansiyelin gelişmesini istiyoruz. Gençliğin aslında büyük bir devrimci potansiyel içeren anti-emperyalist yurtseverliğinin düzen partilerinin veya MHP, İYİ Parti, Zafer Partisi gibi faşist güçlerin güdümüne girmesini istemiyoruz. 

Günümüz koşullarının doğru bir analiziyle ve geçmişin de deneyimlerine dayanarak bugüne kadar yapılamamış olanı yapmak  göreviyle karşı karşıyayız. 

Genç Direnişçiler olarak gençliğin anti-emperyalist birleşik örgütlenmesi yolunda bir yandan gençlik içindeki çalışmalarımızı geliştirirken diğer yandan özellikle 19 Mart sürecinde bulunduğumuz yerlerde gençlik örgütleriyle birlikte kitlesel eylemler içinde aktif ve dayanışmacı tutumda yer almaya önem verdik. Anti emperyalist birleşik gençlik hareketi yolunda gençlik örgütleriyle Odak Dergisi’nde yazılı söyleşiler yapmaya başladık. Bunu internet televizyonundaki sözlü söyleşiler izledi. Birleşik gençlik hareketine en olumlu yaklaşan arkadaşların büyük kısmı ne yazık ki Kürt ulusal hareketi yörüngesidedir. Kürt ulusal hareketi ise kendi grup çıkarları doğrultusunda bir yandan Türkiye solunu yedekleme politikaları geliştiriyor diğer yandan da egemen güçlerle, emperyalistlerle ve İsrail ile ilişkilere açık duruyor. On yıllar boyunca bu yedekleme politikalarını nasıl kurumlaştırdığını Türkiye soluna, kadın hareketine, LGBT hareketine, çevre hareketine, işçi hareketine, göçmen hareketine, barış hareketine ve başkaca demokratik hareketlere bakarak görmek çok kolay. İtiraz edenlere milliyetçi damgası vuruyor. Kürt milliyetçi hareketi yörüngesindeki arkadaşlarla yukarıda ifade ettiğimiz sebeplerle yol alamıyoruz. Buna rağmen Kürt hareketi eksenindeki devrimci gençlik örgütlerinin İstanbul ve İzmir’de yaptıkları ortak etkinliklerde yer almaya önem verdik. Arkadaşlarla iletişimimizin ve ilişkilerimizin gelişmesinden memnunuz.  

Keşke anti-emperyalist Türkiye solundan örgütler ve kişilerle birlikte mücadele edebilsek! Ne yazık ki bu çizgideki örgütlenmelerin büyük kısmı solda birlik meselesine geleneksel sol yani aşırı grupçu anlayışla yaklaşmaktadır. Solun sadece egemen güçlerin işaret ettikleri adreslerde etkisiz bir varlık oluşturması halkın iradesizleştirilmesine yol açmaktadır.  

Suriye’de yaşananların benzerinin ülkemizde tekrar etmesini istemiyoruz.

Halkın kendi kendisini kurtaracak iradeye kavuşmasına hizmet etmek amacıyla önümüzdeki süreçte öğrenci gençlik ve mahalle gençliği içindeki çalışmalarımızı toparlamayı ve geliştirmeyi planlıyoruz. Aynı zamanda gençlik örgütleri koordinasyonunda etkin bir şekilde yer almayı, bu koordinasyonda Türkiye solunun anti-emperyalist ve sınıfsal temelde bağımsızlığını savunmayı istiyoruz. Genç Direnişçi olarak bu süreçte gençliğin anti-emperyalist birleşik mücadelesine, sosyalist solun bağımsızlığına önem veren devrimci örgütlenmeler ve örgütsüz devrimci gençlerle bağlarımızı, iletişimizi geliştirmemiz ve arkadaşlarla ortak çalışmalar yapmamız gerekiyor. 

İçinden geçtiğimiz süreçte Türkiye’de gençliğin anti-emperyalist yurtseverlik ve sınıfsal mücadele temelindeki devrimci mücadeleye olağanüstü duyarlı olduğunu gözlüyoruz. Sosyalist gençlik solda liberalizme saplandığı için etkili örgütler kuramıyor ve gençliğin bu duyarlılığına yanıt veremiyor. Devrimci gençlik solda Kürt milliyetçiliğinin peşinde halkına yabancılaşmış Türkofobik anlayışın etkisine girmiş olduğu için sola yatkın gençlerle temas kuramıyor. Türkofobi demokratik mücadeleyi ABD ve İsrail’in yedeğine çekiyor. Türkleri faşistleştiriyor. Alevileri, Kürtleri ve laiklik yanlısı güçleri İsrail’in müttefikine mecbur ediyor. Suriye’de yaşananlar Türkiye’de yaşananların habercisidir. Suriye’de Kürtler, Aleviler, Dürziler ve laiklik yanlısı kitleler iradesizleştirilerek İsrail’den kurtarıcılık beklemek durumuna düşürüldü.  Türkiye’de gençlerin büyük kısmı anti emperyalist yurtseverliği ve laikliği Zafer Partisi gibi örgütlerin savunduğunu zannediyor. 

Kürt hareketi anti-emperyalist yurtseverlikten uzaklaşarak ABD ve İsrail çizgisine girdi. Demokratik güçleri ve Alevi hareketini de yanında götürüyor. Türk gençleri ise sağa ve faşizme gidiyor. Anti emperyalist proleter devrimci gençlik hareketinin Türk, Kürt, Arap, Çerkes bütün milliyetlerden devrimci gençleri sosyalizme çektiğine tarih tanıktır. Gençliğin Deniz Gezmiş, Mahir Çayan, Cihan Alptekin, Sinan Cemgil çizgisinde devrimci öncülere ihtiyacı var. Biz Genç Direnişçiler olarak bu ihtiyaca karşılık vermek için samimiyetle ve daha etkili bir şekilde çalışmaya devam edeceğiz.

Genç Direnişçi

04.09.2025

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.