Gene zorunlu din dersi gene Aleviler

0
476

Cuma Gürsoy

1-3 Aralık 2021’de Ankara’da ‘Eğitimde Fırsat Eşitliği’ temasıyla toplanan gerici Milli Eğitim Şurası zorunlu din dersi uygulamasını 4-6 yaş arası çocuklara yayma kararı aldı. AKP fırsat eşitliğinden, beşikten mezara herkesin dincileştirilmesini alıyor. Alevi örgütleri ve laiklik yanlısı güçler buna karşı çıkıyorlar.

Son 19 yıldır hızla şeriat sitemine doğru gitmekte olan ülkemizde en büyük direniş kalelerinden biri de Alevilerdir. Aleviler laikliği savunuyor. Aleviler yaşadıkları coğrafyada hep baskıya uğramış, yok sayılmış, dışlanmış. Buna rağmen hep hayatta kalmış, inadına yaşamışlar; ilerici, demokrat ve direnişçi bir kültür geliştirmişler. Bu kültürün dünya var oldukça yaşamaya devam etmesi dileğimizdir.

AKP iktidarıyla birlikte baskılar, hakaretler, yok sayılmaları, nefret söylemleri, öncekilerini aratır duruma gelmiştir. Eskiden olaylar geç duyulurdu. Teknoloji bu denli yaygın değildi. Artık hiçbir olay saklı gizli kalmıyor. Daha çabuk duyuluyor. Bu nedenle AKP hükumetinin yapmış olduğu hakaretleri, nefret söylemlerini ve gerici tertipleri anında duyuyoruz. AKP hükumeti kendi dışındaki her kesime nefret aşılıyor, “dindar ve kindar gençlik” söylemiyle topluma doğrudan müdahale ederek toplumu daha fazla şeriatçı bir mantıkla yönetmeye çalışıyor. Özlemleri cumhuriyetin kazanımlarını yok etmek. Şeriatçı ve teokratik bir sistem kurmak. Bunun karşısında laikler, demokratlar, Aleviler ve bu gerici şeriatçı eğilimlerin dışında kalan tüm kesimler mutlaka ortak davranmalıdır.

Ne mutlu ki AKP, bütün çabalarına rağmen dinciliği halka empoze etmeyi başaramadı. Hatta tam tersi gelişmeler bile oldu. Buna rağmen AKP son Milli Eğitim Şurası skandalında yaşandığı gibi saldırılarına devam ediyor.

Diyanet İşleri ve din ön planda olduğu sürece gerici–şeriatçı kesimler kendileri dışındaki herkese saldırmaya devam edecekler. Bu saldırılardan en fazla pay ise Alevilere düşüyor! Diğer yandan ise örneğin, 4+4+4 eğitim sistemi ve eğitimin dincileştirilmesi sadece Alevileri ilgilendirmiyor. İnanmayanlar, laikler, insan hakları savunucuları herkesi ilgilendiriyor ama ilginç bu kesimlerden güçlü ses çıkmıyor.

Dün Ankara Akdere’de tarih öğretmenin yaptığı, Eskişehir’de din kültür ve ahlak dersine girmeyen çocuğun başına gelenler hala hafızalardadır. Bunun gibi daha onlarcası var. İşyerlerinde ayrımcılığa uğrayan Aleviler yeni dönemde daha sistemli baskılara da hazır olmalılar.

Ne yazık ki Aleviler bu saldırılar karşısında demokratik kurumlardan yeterince destek göremiyor. Ülkenin Cumhurbaşkanı her fırsatta Alevilere hakaret ediyor, nefret söylemi yapıyor, suç işliyor. AKP’nin Suriye’ye karşı düşmanlıkları ve örneğin Alevi nüfusun yoğun olduğu Hatay vb. bölgelere yoğun dinci yerleştirmesi Alevi düşmanlığının örnekleridir.

Peki, bu kadar olumsuzluk içinde ne yapacağız, geri mi çekileceğiz?

Tabi ki, hayır. Geri çekilmeyeceğiz!

Alevi kurumları bu olup bitenlere sesiz kalmamalı, demokratik kanalları sonuna kadar kullanmalıdır. Başta eşit yurttaşlık talepleriniz olmak üzere diğer mücadele yöntemlerini de kullanmalıyız.

Örneğin, inadına çocuklarımız daha fazla okutmalıyız. Onlar çocuklarımıza ahlaktan yoksun dincilik aşılamaya çalışırken bir çocuklarımızın toplumcu değerlerle ve zulme karşı mücadele kültürüyle yetişmesi için çalışmalıyız.

Aşımıza, işimize ve halkımıza daha fazla sahip çıkmalıyız. Dayanışma koşularını yaygınlaştırmalıyız. Kurumlarımıza sahip çıkmalıyız…

Bunu yapabilmek için öncelikle yöneticilerimiz akılarını başlarına almalılar. Kariyerist, benmerkezci, az olsun benim olsun anlayışını hızla terk etmeliler. Çünkü gün birlik ve dayanışma günüdür. Kırgınlıkları ve küskünlükleri bir tarafa bırakma zamanıdır. Ulusal ve Uluslararası ölçekte sol, sosyalist çevrelerle ilişkilerimizi geliştirmeliyiz.

Yılgınlık yok; ya bir yol bulacağız, ya da bir yol açacağız!

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.