Cuma Gürsoy
DİVRİĞİ’NİN SORUNLARI
Bazen bir memleketi anlamak için sadece sokaklarına bakmak yetmez; sessizliğine, boşalan evlerine, yorgun dağlarına ve artık titremeyen bacalarına kulak vermek gerekir. Divriği de bugün tam böyle bir yer… Bir zamanlar üretimin, emeğin, dayanışmanın merkezi olan bu kadim topraklar, şimdi derin bir sessizliğin içinden bize bir şeyler anlatmaya çalışıyor. Çünkü Divriği’nin sorunu yalnızca maden değildir; çok daha köklü, çok daha can acıtan meselelerimiz var.
1. Köylerin Boşalması ve Üretimin Çöküşü
Bir zamanlar hayvancılığın can damarı olan köylerimiz bugün birer birer ıssızlığa gömülüyor. Hayvancılık bitti, tarım neredeyse tamamen yok oldu. Dışarıdan getirilen büyük sürüler hem köylünün düzenini bozuyor hem de huzursuzluk yaratıyor. Yıllardır keklik avı bahanesiyle köylere gelen avcılar ise ne doğanın ne de yöre insanının huzurunu gözetiyor; kekliğin sesine bile hasret kaldık artık.



2. Göç ve Değişen Divriği
Divriği’nin kalbi olan insanlar, ekmek umuduyla başka şehirlere göç ederken, ilçenin yapısını değiştiren farklı bir göç dalgası Divriği’ye yerleşiyor. Bu durum hem toplumsal huzursuzluk yaratıyor hem de demografik yapıyı kökten değiştiriyor. Kendi yurdunda yabancılaşmak en büyük acıdır.
3. Madenlerin Kaybı ve Özelleştirmenin Yıkımı
Bir zamanlar Türkiye’nin demir ihtiyacının üçte ikisini karşılayan Divriği madenleri, bu bölgenin geçim kaynağı, umudu, gururuydu. Cürek’e boşuna “küçük Paris” demiyorlardı; sosyal tesisleriyle, işçileriyle, yaşamıyla örnek bir yerdi. Ancak neo-liberal politikalar tüm ülkede olduğu gibi Divriği’nin de kaderini değiştirdi. Özelleştirme, bu toprakların emeğini elinden aldı. O dönem sosyalistler, demokrasi güçleriyle birlikte yürütülen onca eylem, onca mücadele maalesef siyasi atmosferin duvarlarına çarptı. Karar çoktan verilmişti: Ülke talan edilecek ve bunun yolu özelleştirmeden geçecekti.
Peki Çözüm Ne?
- Önce mücadele etmek.
- Toprağımıza, köylerimize ve geçim kaynaklarımıza sahip çıkmak.
- Madenlerin yeniden kamulaşması için örgütlü bir mücadeleyi büyütmek.
- Kamucu anlayışı bu topraklarda yeniden hâkim kılmak.
- Üretimi teşvik eden her çalışmayı desteklemek.
- Kooperatifçiliği yaygınlaştırmak, dayanışmayı güçlendirmek.
- Toplumsal çürümeye karşı sosyalist bir ekonomi ve sosyalist bir ahlak anlayışıyla direnmek; çünkü kapitalizmin çürüten düzenine karşı bizi ayakta tutacak olan tam da budur.
- Tüm bunları ancak birleşerek, omuz omuza vererek gerçekleştirebiliriz.
Özelleştirmeci, talancı düzene karşı tüm toplumsal kesimlerin yan yana geldiği birleşik bir mücadele hattını kurmak zorundayız. Çünkü Divriği ancak dayanışma ile yeniden ayağa kalkabilir. Dayanışmamız, birliğimiz ve beraberliğimiz daim olsun.
(ODAK’ın Notu: Cuma Gürsoy’un “Divriği’nin Sorunları” başlıklı yazısı Yeni Divriği Harman isimli dergiden alınmıştır.)
10 ARALIK’TA DİVRİĞİ’DE MADENCİLER İŞTEN ÇIKARMALARI PROTESTO MİTİNGİ DÜZENLEDİ
Piyasacı, patrondan yana neo-liberal politikaların sonucunda birçok sektörde olduğu gibi madencilik sektöründe de işçi kıyımları devam ediyor. Özelleştirmeler, kamu mallarının yok pahasına talan edilmesi her sektörde olduğu gibi bu sektörün insanlarının da “nasibini” almasına sebep oluyor! Divriği’de işten çıkarılan 18 işçinin direnişi ile başlayan süreç, geçtiğimiz günlerde yapılan kitlesel miting ile bir başka boyut kazandı , Türkiye kamuoyuna duyuruldu.
Yapılan eylem, Divriği’nin duyarlı kesimleri tarafından sahiplenildi. Divriği’nin aydın, demokrat insanları, buradaki iş yerlerinin kapanmasının Divriği’ni ilçe olmaktan çıkaracağının farkına vardı. Belediyesi, işçisi, esnafı, köylüsü artık dönen olayların farkında ve dayanışmadan başka bir çarenin olmadığını görüyor.


Düzenlenen eyleme Belediye Başkanı, Belediye Meclis Üyeleri ve DİSK/Genel-İş sendikası üyelerinin yanında DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, DİSK Genel Sekreteri Tayfun Gördün, DİSK Dev-Maden Sen Genel Başkanı Ahmet Remzi Atasöz, DİSK Dev-Maden Sen Genel Başkan Yardımcısı Haluk Özsoy ve sendika yöneticileri Yücel Yalıncak, Birgül Kaya gibi isimler katıldı. Ankara ve İstanbul’dan Divriği Kültür Derneği yoğun bir katılım gösterdi. Sol Parti, Emek Partisi, Ankara 78’liler, Sivas Halkevleri, ODAK gibi kurum ve kuruluşlar da eylemde yerini aldı. Ayrıca esnaflar, işçiler, muhtarlar vb. çok sayıda insan bu büyük günde emeğini, onurunu, topraklarını, yurdunu savunmak için alandaydı.
Eylemin belki de en etkili pankartı, “Şirketler gider, madenler kalır, Divriği halkı birleşirse kazanır” ifadelerinin yer aldığı pankarttı. Miting Divriği insanına ve işçilere moral kaynağı oldu.
Dayanışmanın, umudun büyütüldüğü miting, mücadelenin devam edeceği sözleri ile son buldu.

























