PKK yöneticisi Duran Kalkan, örgütün kendini feshetmesinin ardından bir adım atılmadığını söyleyerek iktidarı eleştirdi.
Sürece ilişkin Fırat Haber Ajansı’na (ANF) konuşan Duran Kalkan, “Şu ana kadar süreci anlamlı kılacak hiçbir yasal adım atmış değiller. Yasal güvence oluşturulmuş değiller. Süreç sadece iyi niyet açıklamalarıyla yürümez. Karşılıklı adımlar olmalı” dedi.
Duran Kalkan açıklamasında şunları kaydetti: “Hiçbir adım atmadan, hiçbir değişim yapmadan bunu istiyorlar. Mesela üç hafta geçti ama hâlâ hiçbir pratik gelişme yoktur. Ne bir yasa çıktı, ne de farklı bir şey. Devlet Bahçeli’nin umut vaat eden güzel sözleri var. Katılıyoruz gerçekten. Devlet Bahçeli gibi birinden bunların çıkmış olmasını da oldukça anlamlı da buluyoruz. Fakat söz düzeyinde kalıyor. Hiçbirisi henüz uygulamaya geçmiş değil. Uygulama AKP’nin elinde ve hiçbir gelişme görmüyoruz. Tam tersine bu imkânları muhalefeti geriletmede, CHP’yi zayıflatmada, cumhurbaşkanı alternatifini ortadan kaldırmada kullanmak istiyor. Bunun anlaşılmaz bir yanı yok ki… Ama bunun kabul edilirliği de yok. Kimse bunu demokratik bulamaz, doğru bulamaz.
Etkili olan da iktidardır. Şu ana kadar süreci anlamlı kılacak hiçbir yasal adım atmış değiller. Hiçbir yasal güvence oluşturulmuş değiller. Halihazırda iktidar tarafından bu sürecin güvenliğini dahi sağlayacak küçük bir yasal düzenleme bile yok. Hâlâ mevcut yasalar çerçevesinde, inkar ve imha temelinde süreci yürütmeye çalışıyorlar. Fakat tek süreç tek taraflı adımlarla ya da sadece iyi niyet açıklamalarıyla yürümez. Karşılıklı adımların olması lazım. Ancak güven tesisi de o zaman olabilir.”
PKK’nin silahlı mücadeleyi sonlandırmasını eleştiren MLKP’ye isim vermeden yanıt veren Kalkan, “Kürtlerin ömrü hep savaşla mı geçecek? Bu kadar savaşıldıktan sonra niye savaşı bırakıyor deniyor. Peki bu halk hep mi savaşacak? Bazıları çok akıllı… Bu kadar savaş istiyorlarsa kendileri savaşsınlar. O kadar savaş aşığıysalar durmasınlar, savaşsınlar. Ellerinden alan mı var?” dedi.
‘Dönemin ihtiyaçlarına göre farklı araçlar ve yöntemler benimsiyoruz’
PKK’nin stratejik bir değişim içinde olduğunu ve yeni mücadele biçimlerini tartıştığını belirten Kalkan, “örgütün artık dönemin ihtiyaçlarına göre farklı araçlar ve yöntemler benimsediğini” söyledi ve ekledi:
“Biz hareket olarak stratejik değişimde, artık günün gerektirdiği mücadele yöntemlerini kullanmak için bir değişim-dönüşüm süreci içerisindeyiz. Bu, örgütsel yapımız açısından da geçerli.”
‘Lozan ve Sevr süreçleri tarihsel bağlamda değerlendirilmeli’
Açıklamasında aynı zamanda Lozan ve Sevr süreçlerini tarihsel bağlamda değerlendirilmesi gerektiğini belirten Kalkan, “Osmanlı’nın paylaşım planının 1916’daki Sykes-Picot Anlaşması ile başladığını, bu planın Sovyetler’in devrimle sahneden çekilmesinin ardından güncellenerek Sevr’e dönüştüğünü” ifade etti.
O dönem “Kemalist hareketin, hem Sovyetlerden hem de Kürtlerden destek alarak İngiltere ve Fransa’nın yönlendirdiği işgal planlarına karşı direndiğini” söyleyen Kalkan, bu direnişin sonunda 1923’te Lozan Anlaşması’nın imzalandığını belirtti. Bu süreçte Misak-ı Millî’den tavizler verildiğini savunan Kalkan, “Kürtlerin yaşadığı Rojava’nın Fransa’ya, Musul ve Kerkük’ün ise İngiltere’ye bırakıldığını” söyledi.
Duran Kalkan açıklamalarında, “Kürtlerin bölünmeye karşı olduğunu, aksine Türklerle birlik istediği birçok belgede ve tarihi örnekte açıkça görüldüğünü” belirtti. Kalkan, “Kemalistlerin İngiltere ve Fransa ile anlaşmak için Kürtlerle yapılan ittifakı bozduğunu, Musul’un İngilizlere bırakılması sürecinde Kürt iradesinin yok sayıldığını” savundu.