Filistin’le Dayanışmayı Büyütelim, Anti-Emperyalist Mücadeleyi Yükseltelim

0
116

Genç Direnişçi

Filistin’de soykırım sürüyor. Gazze, dünyanın gözü önünde, bombalarla, açlıkla ve susuzlukla yok edilmek isteniyor. ABD, İsrail ve Batılı emperyalistler, bölgeyi yeniden dizayn etme planlarını hayata geçirirken, İran’dan Lübnan’a, Suriye’den Yemen’e uzanan geniş bir hatta savaş ve yıkım politikalarını derinleştiriyorlar. Trump’ın sözde “Gazze planı”, bu yıkımın resmileşmiş biçimidir: Filistin halkının teslim alınmasını, bölgenin İsrail denetimine tamamen bırakılmasını hedefliyor.

Bugün dünyanın birçok yerinde halklar bu plana ve bu zulme karşı sokaklara dökülüyor. Avrupa’da, Latin Amerika’da, Asya’da milyonlar, Filistin halkıyla dayanışma eylemleri örgütlüyor. Roma’da meydanlar dolup taşıyor; sendikalar grev çağrısı yapıyor, halklar İsrail’in soykırımına karşı ses çıkartıyor. Ne yazık ki ülkemizde ise Filistin eylemleri oldukça zayıf geçiyor. Buna rağmen ülkemiz, emperyalizme karşı güçlü mücadele geleneğiyle, halkımızın ise ABD ve İsrail karşıtlığıyla büyük bir potansiyel barındırıyor.

Bu topraklarda halkımız, yüz yıl önce emperyalizme karşı destansı bir kurtuluş savaşı vermiştir. 1960’ların devrimci gençliği, bu geleneği yeniden canlandırmış, 6. Filo’yu denize dökmüş, emperyalist işgalcilerin temsilcilerini ülkeden kovmuştu. Denizler, Mahirler, İbrahimler, anti-emperyalist yurtseverlik çizgisini büyüterek mücadeleyi halkın gözünde sahiplenilmesini sağlamıştır. Bugün ise, aynı geleneğin mirasçısı olması gereken sol, bu tarihsel çizgiden uzaklaşmış durumda.

İktidar ve muhalefet NATO’cu, ABD yanlısı politikalarını sürdürürken; sol güçler arasındaki dağınıklık ve kendi dışındaki güçlere olan bağımlılık ilişkisi anti-emperyalist mücadelenin önünü tıkıyor. Böylece hem Filistin’le dayanışma hem de genel anlamda emperyalizme karşı mücadele zayıflamıştır.

Oysa Türkiye halkı, emperyalizme karşı mücadeleye en açık halklardan biridir. Halkın gözünde ABD ve İsrail karşıtlığı güçlü bir biçimde yerleşmiştir. Ancak bu karşıtlık, örgütlü bir güce dönüşmediği sürece gerçek bir etki yaratamaz. Bugün görev, bu tepkiyi örgütlü bir hale getirmektir. Filistin halkıyla dayanışma, sadece duygusal bir destek değil, ülkemizde emperyalizme ve onun işbirlikçilerine karşı mücadeleyi büyütmenin de yoludur.

Filistin halkı, bombalar altında, ambargolar arasında, tüm dünyanın sessizliğine rağmen direniyor. Kadınlar, çocuklar, her biri onurla, teslim olmadan yaşamı savunuyor. Onların “sumud”u, yani direniş kararlılığı, insanlığın onurudur. Bu direniş, bizim için de bir aynadır: Bugün Türkiye devrimci hareketi, bu aynaya bakarak kendi zayıflıklarını, dağınıklıklarını ve yeniden ayağa kalkma ihtiyacını görmek zorundadır.

Anti-emperyalist mücadele, ancak kendi halkına güvenen, ayakları ülkesine basan ve gücünü  bağımsız bir politik hatta dayandırarak büyütülebilir. Gençliğin, işçilerin ve emekçilerin birlikte emperyalizme karşı mücadeleyi büyütmesi gerektiğini düşünüyoruz. 

Bugün Filistin halkıyla dayanışma, sadece bir soykırıma karşı durmayı değil, emperyalizme karşı mücadele anlamına da gelmektedir. Türkiye devrimci hareketi, kendi tarihine, anti-emperyalist geleneğine, halkının yurtsever damarına sahip çıkarak yeniden ayağa kalkmalıdır.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.