İsrail, Gazze’deki yardım merkezlerini ölüm tuzağına çevirdi. İsrail’in düzenlediği saldırılar sonucunda son 1 ayda bu merkezlerde yardım bekleyen 549 Filistinli katledilirken yaklaşık 4 bin kişi de yaralandı. Filistinli doktor ve aktivist Yahya El Haldi, ABD ve İsrail kontrollü bu merkezlerde sistematik katliamlar yaşandığını söyleyerek “Yardım alanı değil, hedefleme noktası” dedi.
Gazze’deki yardım dağıtım merkezlerinde yaşananlara dair BirGün gazetesinin sorularını yanıtlayan El Haldi, bu merkezlerin kuruluşundan bu yana istisnasız saldırı altında olduğunu söyleyerek şunları kaydetti:
“Gazze’deki yardım STK’sı, ABD destekli bir firma. Dört dağıtım merkezinin her birine kurulduğu günden beri her gün saldırı oluyor. Yardım almak isteyen halka ateş açılıyor, bombardıman düzenleniyor. İşgalci İsrail’in ABD desteğiyle kurduğu bu STK ve dört dağıtım merkezine yönelik saldırıların, Birleşmiş Milletler tarafından en başından beri insanlık suçu olarak tanımlandığını biliyoruz. Çünkü halkı açlığa mahkûm eden bir gücün ‘insani yardım’ dağıtmasından söz edilemez.”
El Haldi’ye göre bu merkezler, insani yardım sağlamaktan çok halkı belli noktalarda toplayıp hedef haline getirmek amacıyla kurgulandı: “Bu yardım merkezlerinin yerleri öyle seçildi ki, insanlar mecburen bu dört noktaya yönlendiriliyor. Böylece hem belli alanlarda toplanıyorlar hem de ileride bu bölgelerden topluca sürülmeleri kolaylaştırılmış oluyor. Yani bu sistem, halkı yerinden etmeye hizmet eden bilinçli bir planın parçası. Yaklaşık 100-110 günü aşan bir açlık ve kuşatma süreci yaşanıyor. Bu süreçte insanlar açlığa mahkûm edilerek yardım noktalarına yönlendiriliyor ve orada kolayca hedef alınarak toplu ölümlere sürükleniyor. Bu, açıkça kurulmuş bir tuzağa dönüşmüş durumda.”
ABD’nin bu süreçteki rolünü de eleştiren El Haldi, geçen yıl kurulan geçici yardım hattı üzerinden yürütülen askeri operasyonu hatırlatan El Haldi: “Geçen yıl ABD’nin kurduğu geçici yardım hattı üzerinden bir askeri operasyon düzenlendi, dört rehine kurtarıldı. Operasyondan bir gün sonra hat kapatıldı. Şimdi aynı mantıkla bu yardım merkezleri kullanılıyor. Bu, soykırımın bir parçasıdır” ifadesini kullandı.
El Haldi, ABD’nin daha önce de buna benzer bir kurguyla Gazze kıyısında “geçici liman” kurduğunu ve oranın yardım kisvesi altında askeri operasyon merkezi olarak kullanıldığını ve saldırının düzenlenmesinden bir gün sonra kaldırıldığını belirtti.
El Haldi şöyle devam etti: “Dün itibarıyla yaklaşık 15 uluslararası insan hakları kurumu, bu katliamları sürdüren sözde yardım kuruluşuna karşı hukuki süreç başlatacaklarını açıkladı. Bu sözde yardım yapısının, soykırıma ortak olmak, iş birliği yapmak ve katliamlara göz yummak gibi suçlardan sorumlu tutulması isteniyor. Uluslararası mahkemelerde ABD ve İsrail’in soykırım yaptığına dair birçok delil olmasına ve bunlara karşı tedbirlerin alınması kararı olmasına rağmen, soykırımın parçası olarak ABD ve İsrail insanlığın gözü önünde katliamları sürdürüyorlar.”
Saldırıların teknolojik araçlarla da desteklendiğini belirten El Haldi: “Gelen kalabalıklar uzaktan yüz tanıma sistemleriyle taranıyor. Yapay zekâ destekli teknolojilerle, suçlu olduğu varsayılan kişiler tespit edilip hedef alınıyor. Bu sadece fiziksel değil teknolojik olarak da kurgulanmış bir ölüm düzeni. Soykırım, artık makineler aracılığıyla planlanıyor”dedi.
Uluslararası toplumun sessizliğine rağmen mücadele çağrısı yapan El Haldi: “İnsanlık bu tablo karşısında aciz görünse de yapılacak çok şey var. İşgal devletinin tecrit edilmesi, ABD’ye karşı ses çıkarılması ve ambargolar uygulanması bu vahşeti durdurmanın tek yoludur. Mücadeleyi yükseltmeliyiz” dedi.