Hakan Gülseven ile röportaj: “Korkmayın, susmayın, dik durun!”

1
1805

Geçtiğimiz günlerde yandaş basın tarafından hedef gösterilen ve ardından iki kere gözaltına alınan Hakan Gülseven ile yaşadığı sürece dair röportaj yaptık. Yaptığımız röportajı aşağıda yayınlıyoruz:

Odak Dergisi: Öncelikle geçmiş olsun. AKP’nin yandaş basını sizi ve Taylan Kulaçoğlu’nu hedef gösterdi. Bir hafta geçmedi ki gözaltına alındınız. Savcılık ifadesinden sonra serbest bırakıldınız. Fakat daha sonra tekrar ifadeye çağrıldınız. Taylan tutuklandı, siz serbest bırakıldınız. Kötü yazılmış bir film senaryosu gibi. Daha önce de yaşadınız mı? Size neden böyle bir süreç yaşatıldı?

Hakan Gülseven: Birkaç yıldır sık sık gözaltına alınıyorum, birkaç günlük iki hapis macerası da var. Açıkçası artık utanmaya da başladım: “Hakan Gülseven alındı, Hakan Gülseven bırakıldı” diye haber olup duruyorum. Konunun bir ciddiyeti kalmıyor… Lakin bu son seferki operasyon diğerlerinden oldukça farklıydı. Taylan’la ayrı ayrı birer “sosyal medya” ifadesi olarak başlayan gözaltı, halihazırda gözaltında olduğumuz süre içinde “örgüt propagandası”na, ertesi gün ise “örgüt üyeliği” suçlamasına dönüştü. Bunun tek bir anlamı vardı: Talimatla, hiç kuşkusuz iktidar trollerinin etkisiyle yapılan bir operasyon… Taylan sosyal medyada bana göre daha öne çıkan bir figür. Troller onu uzun zamandır hedef gösteriyordu, pek çok ölüm tehdidi alıyordu. Tutuklanması esas olarak bu hedef gösterme sonucundadır. Özellikle komşularını öldürmekle tehdit eden Sevda Noyan ve muhaliflerin çoluğuna çocuğuna musallat olacağını açıkça söyleyen Fatih Tezcan vakalarını unutturmak, tersine çevirmek, halka gözdağı vermek için yapılan bir iş…

Odak Dergisi: Sorguda size ne soruldu? Hakkınızdaki iddia nedir? Televizyonlarda ölüm listelerini hazırladıklarını söyleyenler, silahlarla poz verenler, çocuk istismarcıları ve kadınları tecavüzle tehdit eden iktidar yanlıları gözaltına bile alınmazken, neden muhalifler baskılarla karşılaşıyor?

Hakan Gülseven: Sorguda sorulanlar sosyal medya paylaşımları… İllegal olarak yurtdışına çıkıp çıkmadığımı sordular. İlgim olmayan bir örgüte, ilgim olmadığını açıkça kanıtlayabilmeme rağmen, ne zaman üye olduğumu sordular, daha bir sürü acayiplik… Hakkımızdaki iddia örgüt üyeliği ama bunu bizi alanlar kanıtlamak zorundayken, biz neden atfedilen örgütün üyesi olmadığımızı kanıtlamak zorunda kaldık. Türkiye böyle saçma bir yer haline geldi. Az evvel belirttiğim ve sizin de dikkat çektiğiniz üzere, iktidar yandaşları açıkça milleti ölümle tehdit ederken, onlara değil de bize operasyon çekilmesi tek bir şeyi gösteriyor: İktidar, hukuku ayaklar altına alarak tüm muhalefeti sindirmek, gözdağı vermek istiyor…

Odak Dergisi: Evet, öyle görünüyor ki AKP, yargı ve polisi eliyle muhalifleri sindirmek için elinden geleni yapıyor. Siz gözaltına alındınız. CHP’nin Adana-Yüreğir Gençlik Kolu Başkanı tıpkı sizin gibi önce serbest bırakıldı ve sonra Erdoğan’ın açıklaması sonrası tutuklandı. Dergimizin yazarı Seda Şanlıer yaptığı haber nedeniyle tehditler eşliğinde gerici medya tarafından linç edildi. Sizce bu baskı düzeni nereye gidiyor?

Hakan Gülseven: Seda büyük günah işledi! Zira AKP’nin İsveç’ten koronavirüslü hasta getirme şovunun gerçek yüzünü ortaya serdi!.. Bu nedenle de linç kıtaları harekete geçti… Şu anda iktisadi krizle birlikte iyice düşüşe geçen Saray rejimi, iktidarını ancak muhalefeti zor yoluyla bastırarak koruyabileceğini biliyor ve bu yüzden en ufak muhalefete, en yalın gerçeklere hukuku ayaklar altına alarak saldırıyor. Rezil bir manzara…

Odak Dergisi: Bütün bu baskılara karşı güçlü bir dayanışma ve mücadele de var. Bu mücadele ve dayanışmanın etkili olması ve sonuç alması için neler yapılabilir? Bu konuda ne söylemek istersiniz?

Hakan Gülseven: Bu konuda size katılamayacağım: Güçlü bir mücadele ve dayanışma olduğunu düşünmüyorum. Bunu açıkça ifade etmeliyiz ki mevcut durum tersine dönebilsin. Muhalefet dağınık, koca koca parti ve kurumlar ürkek. Adeta, şu içinde bulunduğumuz hal kendiliğinden gelip geçiversin, o esnada kendileri tam siperde yatsınlar, farklı “koyun”lar kendi bacaklarından asılsın diye bakan bir anlayış hakim pek çok çevreye. Evet, sizin de dediğiniz gibi güçlü duran, mücadele etmek için hazır kesimler de var ama bu çok yetersiz. Bir kere, tüm bir muhalefetin mevcut hukuksuz rejimden kurtulmak için güç birliği yapması şart. Bu ille de muhalefetin size uzak kesimleriyle fazla samimi olmak anlamına gelmiyor, onlara iltihak etmeyi de gerektirmiyor. Belli bir dönemde yan yana durup aynı şeyler etrafında ortak bir hedef için mücadele etmek, yani eylem birliği yapmak o kadar da zor olmasa gerek. Elbette mücadeleye niyet varsa…

Odak Dergisi: Odak Dergisi olarak mücadelenizi destekliyoruz. Son olarak okurlarımıza söylemek istediğiniz bir şey var mı?

Hakan Gülseven: Öncelikle Odak’ın bu her zaman öne çıkardığı dayanışmacı tavır için teşekkür etmek isterim. Devrimci hareketin unutulmaya yüz tutan en önemli hasletlerinden biridir bu. Ve son olarak bir konuyu tekrar vurgulamak istiyorum: Rejim kendini muhafaza etmek için sokaklarda faşist çeteler, paramiliter güçler örgütlemeye, devletin kolluk kuvvetlerini ise kendi muhafızlarına çevirmeye kararlı görünüyor. Faşist çetelerin insan malzemesi Sevda Noyan, Fatih Tezcan gibi tiplerdir ve bunların tipik özelliği ancak sürüler halinde hareket eden; sürüye, sürü reisine ve güce tapan korkaklar topluluğu olmalarıdır. Karşılarına dikilen bir kararlılık, cüret ve cesaret onları dağıtır. Bu nedenle, gözaltından çıkar çıkmaz, “Korkmayın, susmayın, dik durun” dedim. Son olarak söylemek istediğim, budur.

1 Yorum

  1. Ne kadar kolay değil mi bazılarımız için okuyup geciyoruz…. Senin için ne kadar zor bunlar… Bunları kimyasınca bir ropörtaj mantığında vermek… YAŞAMADIM AMA YAŞAYAN BİLİR … Bir daha gün yüzü görebilecek miyim… Ne ile suçlanıyorum… Beni bunun için yargılamaya hakkınız varmı… Anlamadan dinlemeden birilerininin söylemeyisye kendisine görev verildiğini talimat verildiğini zanneden savcılar yüzünden kaderinin belirlendiği bir sürece girmek… Sonrasında bir kaç aile dostu, dostların, arkadaşların sana; seni küçük cümlelerle teselli etmeye çalışır… Ne kadar acı… Neyi ne için savunduğunu bile bilmezler… sonra yıllar geçer… Artık alışmıştır insanlar… Hakan gelecekti, Hakan’ı yine içeri almışlar… Basittir onlar için belkide sıradandır… Gell birde sana sor… Ekmek almak gibi su almak gibi… Birde Hakan’a sor …. O emir alarak yargıladığın kişinin bir ailesi var sevdikleri için gelecek planları var çarpıştığı doğru bildiği savaştığı düşünceleri var… belki bir evladı var ve onunu için bir gelecek yeşertme düşüncesi var… Adam bütün bunların içerisinde yazıyor bunları belkide… Yalan yok “Korkmayın, susmayın, dik durun” diyor bu adam … yine de yüzlerce dava arasında gidip geliyor…. Sırf sunun için saygı duymalı bu adama ortamda… Evet ellerinden akıl ve mantığından öpülesi bir adama… Keşke senin için yapabileceğim bir şeyler olsa Hakan abi…Kendimi senin yerine koyabilirsem böyle düşünürüm… Ellerinden öperim….

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.