Karadeniz açıklarında dün meydana gelen insansız deniz aracı (İDA) saldırısının ardından, bu sabah Gambiya bayraklı VIRAT isimli petrol tankerine ikinci bir saldırı düzenlendi. Saldırıları Ukrayna Güvenlik Servisi (SBU) ve Ukrayna Donanması’nın ortak operasyonu olarak Kiev tarafı sahiplendi.
Türkiye Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı ile Denizcilik Genel Müdürlüğü, hem VIRAThem de yine Gambiya bayraklı KAIROS tankeriyle ilgili son duruma ilişkin yeni açıklamalar yaptı.
Aynı gemiye sabah saatlerinde ikinci saldırı
Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı, daha önce Karadeniz’de yaklaşık 35 deniz mili açıkta “isabet aldığını” bildiren VIRAT tankerinin bu sabah saatlerinde yeniden hedef alındığını duyurdu. Açıklamada, saldırının ardından geminin sancak tarafında sınırlı çapta yapısal hasar oluştuğu, gemide yangın çıkmadığı ve 20 kişilik mürettebatın sağlık durumunun iyi olduğu belirtildi.
Kurtarma ekiplerinin güvenlik gerekçesiyle gemiden emniyetli bir mesafede beklediği, geminin stabilitesinin korunduğu vurgulandı. Gemiden “gemiyi terk” talebi gelmediği, acil tahliye ihtiyacı bulunmadığı aktarıldı.
Denizcilik Genel Müdürlüğü: Çeki operasyonu başladı
Denizcilik Genel Müdürlüğü, VIRAT gemisine ilişkin sosyal medya hesabından yaptığı son açıklamada, gövdesinde su hattı üzerinde hasar bulunan tankerin çekilmesine yönelik operasyonun bugün saat 17.45’te başlatıldığını duyurdu. Açıklamaya göre gemi, Med Marine’e ait bir römorkör eşliğinde Türkeli demir bölgesine doğru çekiliyor ve 1 Aralık’ta saat 13.00 sularında varış öngörülüyor.
Denizcilik yetkilileri, operasyon sürecinin hem seyrüsefer güvenliği hem de olası çevre riskleri açısından yakından takip edildiğini vurguluyor.
KAIROS tankerinde yangın kapalı alanlarda sürüyor
İlk patlama ve yangın, dün Kocaeli’nin Kandıra ilçesine bağlı Kefken’in yaklaşık 28 mil açığında, Rusya’nın Novorosisk Limanı’na seyir hâlindeki KAIROS isimli 274 metre boyundaki tankerde meydana gelmişti. Gambiya bayrağı taşıyan gemideki 25 kişilik mürettebat, Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü’ne bağlı unsurlar tarafından sağ olarak tahliye edildi ve Şile Kovanağzı’nda sağlık ekiplerine teslim edildi.
Bakanlık açıklamasına göre, gece boyunca NENE HATUN Acil Müdahale Gemisi ve KURTARMA-12 römorkörü yangına müdahale etti; açık güvertede alevler tamamen söndürüldü. Kapalı alanlarda ise söndürme ve soğutma çalışmaları sürüyor. Çevre uzmanları ve dalgıç ekipler, yangının tamamen kontrol altına alınmasının ardından inceleme yapmak üzere bölgede hazır bekletiliyor.
Yetkililer, her iki tankerin de olay sırasında “boş” olduğunu, şu aşamada deniz kirliliğine yol açan bir sızıntı tespit edilmediğini belirtiyor.
Ukrayna: “Sea Baby deniz dronlarıyla vurduk”
Ukrayna medyasında ve uluslararası ajanslara yansıyan bilgilere göre, saldırıların Ukrayna Güvenlik Servisi (SBU) ile Ukrayna Donanması tarafından geliştirilen insansız deniz araçlarıyla gerçekleştirildiği ileri sürüldü. Ukraynalı yetkililer, KAIROS ve VIRAT’ın “Sea Baby” tipi İDA’larla hedef alındığını doğruladı.
SBU kaynakları, gemilerin Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik savaşının finansmanında rol oynayan ve uluslararası yaptırımları aşmak için kullanılan “gölge filo”ya ait olduğunu, bu saldırılarla Rusya’nın petrol gelirlerinin kısıtlanmasının amaçlandığını savundu.
AP ve diğer kaynaklara göre, her iki tanker de daha önce ABD, Avrupa Birliği, Birleşik Krallık ve bazı diğer ülkeler tarafından Rus petrolünü yaptırımları delerek taşıdığı gerekçesiyle yaptırım listelerine alınmış durumda.
Bakan Uraloğlu: “Dış müdahale, mayın, füze veya drone olabilir”
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, dün yaptığı açıklamalarda ilk andan itibaren yaşanan patlamaların “dış müdahale” kaynaklı olduğunu değerlendirdiklerini söyleyerek, olası senaryolar arasında mayın, füze, deniz aracı veya drone ihtimalinin bulunduğunu ifade etti. Daha sonra gelen bilgiler, VIRAT’ın kaptanının da telsiz konuşmalarında “drone saldırısı” ifadesini kullandığını ortaya koydu.
Uraloğlu, KAIROSta mürettebatın sorunsuz tahliye edilmesinin ve yangına hızlı müdahale edilmesinin kritik olduğunu vurgularken, her iki olayın da Türkiye’nin Karadeniz’deki münhasır ekonomik bölgesi içinde gerçekleştiğini hatırlattı. Türkiye’nin ilgili ülkelerle temas halinde olduğu ve benzer vakaların tekrarının önüne geçilmesi için süreci diplomatik ve teknik düzeyde takip ettiği bildiriliyor.
Kaynak: Birgün
