M. Suphilerin, Ş. Hüsnülerin TKP’si Türkiye Solunun Birliğinin Adıdır

0
145

Odak Dergisi

Türkiye sosyalist hareketinin birliği olarak ortaya çıkan Türkiye Komünist Partisi (TKP) 10 Eylül 1920’de kuruldu. Bugün çok çeşitli örgütlere bölünmüş olan Türkiye sosyalistleri olarak hepimiz oradan geliyoruz.

Anadolu’da emperyalizme karşı gelişen Kurtuluş Savaşı’na sosyalist hareket olarak katılmak isteyen Mustafa Suphi ve arkadaşlarının Karadeniz’de katledilmesiyle Türkiye devrimci hareketi ilk büyük kayıplarını verdi. Devrimci hareket, bu büyük kayıp nedeniyle Kurtuluş Savaşı’nı işçi-köylü devrimine dönüştürme iddiasını sürdüremedi. Şefik Hüsnü, Reşat Fuad, Hikmet Kıvılcımlı, Mihri Belli, Şevki Akşit, Sevim Belli gibi ömürlerini sosyalizm mücadelesine adayan devrimciler, çok çetin koşullarda mücadeleyi devam ettirerek yeni kuşaklara taşıdılar.

1960’lı yılların sonlarında yükselen anti-emperyalist devrimci gençlik hareketi içinde yeni liderler yetişti. Mücadele yaygınlaştı, devrimci hareket kitlesellik kazandı. Mahir Çayan’ın, kendilerinden önceki devrimci kuşak için ifade ettiği “yiğit ve başeğmez” mücadeleci kimliğin yeni taşıyıcıları yetişmişti. Bu kuşak, 1971 askeri darbesine karşı ne denli hazırlıksız olursa olsun etkili direnişler gösterebildi. Hüseyin İnan, Mahir Çayan ve İbrahim Kaypakkaya önderliklerindeki devrimci hareketler, kendilerinden sonraki mücadelede büyük bir etki bıraktı.

Ancak devrimci hareketin bölünmesi, THKO, THKP-C ve TKP/ML örgütlerinin kolay hedef olmalarına ve kısa sürede yok edilmelerine yol açtı. Bu önemli kayıpların ardından mücadeleyi kaldığı yerden sürdürmeye koyulanlar ise grupçu ve rekabetçi eğilimleri nedeniyle daha fazla bölünmelerin ortaya çıkmasına neden oldu. Grupçuluğa saplanan devrimci hareket kendi içinde bir koordinasyon oluşturamadı. Türkiye devrimci hareketi bu haliyle, adım adım gelen 12 Eylül 1980 darbesine karşı etkili bir direniş ortaya koyamadığı gibi sonraki politik süreçte de etkili bir güç olamadı.

Sosyalist hareket, ortaya konulan büyük kahramanlıklara ve fedakârca mücadelelere rağmen, dağınık ve birbirinden kopuk haliyle gençliğe ve emekçi kitlelere güven veremediği için süreç hep halkın aleyhine gelişti. Birlik ve dayanışma içinde güçlü bir sol muhalefetin yokluğunda, emperyalistlerin planıyla başa getirilmiş Erdoğan ve AKP iktidarının ülkemizi ve bölgemizi nasıl koyu bir karanlığa sürüklediğini görüyoruz.

Ülkemizin ve bölgemizin kaderi ve geleceği bu olamaz, olmamalı. Verilen emeklerin ve mücadelelerin boşa gitmemesi için rekabetçi ve grupçu yanlarımızdan uzaklaşmak ve birbirimizle yapıcı bir iletişim, dayanışma ve koordinasyon içinde olmak zorundayız.

Mustafa Suphilerin, Şefik Hüsnülerin TKP’si ortak paydamızdır. Bu geleneği devrimci anlamda sürdürme çabasındaki tüm girişimleri saygıyla karşılıyoruz. Fakat bu hareketin ruhuna ve tarihsel geçmişine uygun düşeceği anlayışıyla TKP adının bir tek gruba mal edilmesini doğru görmüyor; Türkiye devrimci hareketinin birliğinin adı olması gerektiğini savunuyoruz.

Türkiye Komünist Partisi’nin 105. kuruluş yıldönümünde Mustafa Suphileri, Şefik Hüsnüleri ve yaşantılarıyla, mücadeleleriyle bu geleneği sürdürme çabasına emek vermiş tüm yitirdiklerimizi saygıyla anıyoruz.

Yaşasın Türkiye devrimci hareketi!

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.