Venezuela başkanı Nicolas Maduro, Latin Amerika’ya kukla olan hükümetleri empoze ettirmek ve ülkesinin doğal kaynaklarını zapt etmek için Trump’ın Karayipler’deki askeri gerilimi arttırdığını söyledi. Maduro ABD’nin Venezuela’da bir rejim değişikliğini istediğini; böylece ülkesinin altın, petrol ve doğal gaz gibi kaynakları üzerinde söz sahibi olmak istediğini VTV’ye belirtti.
Yaklaşık 60 ulustan temsilcilerin eşlik ettiği Maduro, bağımsızlıkları için gerekirse şiddet karşıtı tutumlarından silahlı mücadeleye geçebileceklerini belirtirken; ABD’nin F-35 ve savaş gemileriyle, Venezuela karasularında narkotikle mücadele bahanesiyle bölgesel silahlanmayı arttırmasını kınadı.
Başkan vekili Delcy Rodriguez,Guyana’nanın Amerikan istilacılarının bölgede faaliyet göstermesine olanak tanıdığını; ExxonMobil’i, Venezuela’ya karşı askeri saldırganlığın arkasındaki finansal güç olarak işaret etti.
ABD Savunma Bakanlığı, uyuşturucu ticaretiyle ilişkilendirdiği gemilere yapılan son saldırıların ardından, Karayipler’de ki varlığını uyuşturucuyla mücadele operasyonlarının bir parçası olarak meşrulaştırdı. Venezuela otoriteleri bu iddiaları reddederken ABD’nin sözde uyuşturucuyla mücadele operasyonuyla askeri varlığını meşrulaştırmayı amaçladığını savunuyor.
Nitekim toplumsal gerilim, Trump’ın Truth Social’da -kendi sosyal medya platformu-Venezuelalı kadınların temel askeri eğitimleriyle dalga geçtiği bir videoyla tırmandı.Kayıt, “Çok Gizli: Venezuelalı milislerin eğitimini yakaladık. Çok Ciddi Bir Tehdit” başlığıyla yayınlandı, Maduro yanlısı ve karşıtları arasında popüler hale gelirken, çokça eleştiri aldı.
Hükümet, Bolivarcı Ulusal Silahlı Kuvvetleri’nin yönlendirdiği askeri eğitimlerin; Amerika’nın artan saldırganlığına karşın ulusal güvenlik için gerekli olduğunu savundu.
Venezuela Karayipler’de, kaynaklarını ele geçirmeye ve emperyalist müdahale olarak nitelediklerine karşın boyun eğmeyen tavrını sürdürürken, ABD ile kötüleşen ilişkileri bölgede yeni bir politik ve askeri pozisyonu gerektirmektedir.
Maduro ,uluslararası topluma Venezuela’nın toprak bütünlüğünü destekleme; ülkesinin petrol ,doğal gaz ve altın rezervlerine dair planları raporlama çağrısı yaptı. Venezuela lideri, ABD’nin faaliyetlerini bölgesel barışa ve gelişmekte olan ulusların bağımsızlığına tehdit timsali olduğu uyarısında bulunurken, küresel dayanışma çağrısında bulundu.
Venezuela kaynakları, savunma sistemlerini güçlendirdiklerini ve sivil milisleri harici tehditlere karşın hareketlendirdiklerini doğruladı.Bununla beraber Maduro, ulusunun savunma duruşunun, dış politikanın ana unsuru olan uluslararası hukuk ve müdahale etmeme ilkesine dayandığını vurguladı.
Bu soğukluk, Venezuela-Birleşik Devletler anlaşmazlığını; Latin Amerika’nın güç dengesi üzerinde etkileri olan geniş bir coğrafi sorun boyutuna getirdi. Küresel güçler, söz konusu kaynak politikalarını, egemenlik iddialarını ve Birleşik Devletleri’n askeri stratejisini izlerken; Bölgesel yorumcular, Soğuk Savaş Dönemi izlenimi veren bir ittifak oluşabileceğini ve Karayipler’in stratejik bir sıcak nokta haline gelebileceğine dair uyarı yaptı.
Maduro’nun ifadeleri, iki ülke arasındaki şiddetli diplomatik sürtüşme ve askeri duruş örüntüsüne uymaktadır.Her iki taraf da birbirini, geçtiğimiz yıl boyunca hava sahası ihlalleri ve casusluktan, mali yaptırımlara ve siyasi propagandaya çeşitli suçlamalarla itham etti.
Birleşik Devletlerin deniz hamleleri, Venezuela’ya göre bir gözdağı verme eylemiyken; Washington için, ulus ötesi uyuşturucu trafiğini hedefleyen operasyonun bir parçası. Uzmanlar, ABD’nin Karahipler’deki askeri kuvvetlerini yoğunlaştırmasını, Panama ve Grenada ‘daki önceki müdahalelerine benzetirken, Güney Amerika’ya olan yenilenmiş ilgisinii yansıttığına dikkat çekti. Venezuela’nın stratejik konumu, en geniş petrol rezervlerine sahip olmasıyla birleştiğinde, var olan krize önemli bir enerji güvenlik boyutu ekler.
Bölgedeki süregelen sürtüşmeler, CELAC, ALBA-TCP ve OAS’ın artan dış baskıya ortak bir yanıt vermek için mücadele etmesinden dolayı, çok taraflı diplomasinin kırılganlığını işaret ediyor. Rusya, Çin ve İran; Venezuela’nın bağımsızlığına desteklerini dile getirirken , ABD’nin bölgedeki askeri konuşlanmasına karşın tavrını belirledi.