24 TEMMUZ PAZAR GÜNKÜ MİTİNG HAKKINDA

4
2057

image

24 TEMMUZ PAZAR GÜNKÜ MİTİNG HAKKINDA

15 Temmuz Darbe Girişimini bastıran Erdoğan Rejimi, karşı atağa geçtiği andan itibaren kontrolü elinde bulundurmaya özen gösteriyor.
Zaten türlü yollarla satın aldığı ”Yazar”lar Erdoğan’a çalışıyor. Boyunduruk altına alamadığı kimi basın kuruluşunu da bizzat el koyarak; kayyum yoluyla ele geçiren Erdoğan, şimdi tüm tv kanallları, radyo ve gazetelerde demokrasi şovu yapıyor.

Kimi dostlarımızın söylediği gibi, onlar Fethullah Gülen’e ”Hoca efendi” diye hitap ederken, Cemaat-AKP işbirliğini deşifre eden aydınlar, solcular, sosyalistler ise darbeci ilan ediliverdi. Gerekçe ise Erdoğancılık yapmamak.

Başından itibaren, hatta kurgulandığı ilk günlerden itibaren darbe girişiminden haberdar olduğu, 15 Temmuz sonrası yaşanan gelişmelerle aşikar olan bu olayı kontrol altına alan Erdoğan, şimdi karşı hamle yapıyor, OHAL ile tüm muhalifleri hedef tahtasına oturtacak adımları peşi sıra atıyor.

OHAL ilan edildikten sonra yapılan ilk işlerden bazıları Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin kimi maddelerinin askıya alındığını açıklamak oldu. Şimdi öğreniyoruz ki, gözaltı süresini 30 güne kadar uzatabilecek düzenleme yapılmış. KESK üyesi solcu sendikacılar gözaltına alındı, birkaç gün önce. Erdoğan’ın sokağa saldığı cihatçı tipler, kalabalıkları kışkırtıp Alevi mahallerine saldırı düzenledi. İşlerinden el çektirilen memurların arasında yine sol sendikalara üye memurların da olduğu ifade ediliyor. Hopa’da Halkevleri üyesi genç devrimci arkadaşlarımız birkaç gün evvel tutuklandı. Zonguldak’ta bir CHP yöneticisi AKP-Gülen ittifakını gözler önüne seren bir paylaşımı nedeniyle tutuklandı.

Evet, Erdoğan bir karşı hamleye girişti ve Gülencilerle beraber, kurtulmak istediği; ayak bağı olarak gördüğü tüm güçlere saldıracak gibi görünüyor.

Bunun benzerini geçmişte Oda Tv, Balyoz, Devrimci Karargah ve Ergenekon gibi operasyonlarda da görmüştük.

Erdoğan karşı hamleye başladığı anda, refleks gösteremeyen Türkiye Solu ise ilk anda pasif kaldı. Hatta CHP ve HDP’nin mecliste açıklanan ”Ortak Metin”e imza atması da, Türkiye’nin sosyalist güçlerinin o anda refleks gösterememesinden ileri geliyor, dedik. Bu durum, ilk anda tepki gösteremeyen, örgütlü gücünü sokağa çıkartamayan solu, hiçbir koşulda ”Darbeci” yapmaz. Geçmişte Balyoz ve Ergenekon operasyonları olduğunda, bunlar düzmece davalardır diyen sol güçler Gülenciler ve AKP’liler tarafından ”Darbeci” olmakla nitelenmişti. Bu iddiaya malzeme olan bir kısım sol da AKP ve Gülencilerin etkisinde kalmış, Ergenekon operasyonlarından yola çıkarak ”Darbe Karşıtı Platform” kurmuştu. Buna itiraz etmiştik. Bir darbe varsa, bu ilerici güçlere yöneliyor, demiştik.
Şimdi benzer şeyler yeniden sahnelenmeye çalışılıyor ve bir kısım liberal buna yine malzeme olma derdinde. Örneğin Roni Marguliesin başında olduğu DSİP, sokaklardaki IŞİD tandanslı kitlenin tamamında, sakallı ve sarıklı molla kılıklı tiplerde bir devrim arıyor. Roni Margulies ”Bu kitlenin arasına karışmayan sol veya sosyalist olamaz!” buyurmuş bile.

Şimdi Roni Margulies’i bir kenara bırakalım, konumuz kendisi değil.

Erdoğan, kendisine saldırı girişiminde bulunulduğu anda insanları sokağa dökmeyi başardı. Tabii bu kitlenin demokrasiyle falan alakası olmadığını hepimiz biliyoruz. Kendileri de biliyor. 15 Temmuz gecesi ölen bir kişi hakkında konuşan gerici yazar örneğin… ”Arkadaşım hakkında ‘Demokrasi Şehidi’ diye konuşmayın. O demokrasi için ölmedi.” diye açıklama yaptı. Ayrıca bu kitlenin demokrasi ile alakası olmadığını, gariban, kandırılmış ve teslim olmuş erlere uyguladıkları vahşetle bir kez daha görmüş olduk. Belediyelerin otobüsleri ile, kumanya, hatta sıcak yemek ikramı ile, nakit para ve bedava telefon kredisi karşılığında sokağa çıkan gerici güruh için, gerçekten bir darbe olduğunda ”Tuvalete bile gidebilecek cesareti bulamazlar.” diyebiliriz rahatlıkla.

Bu koşullar altında Erdoğan’ın gözü kara saldırılarından da çekinmiş olduğu anlaşılan CHP, bir miting kararı aldı. Hatta ilk anda miting bile denilmiyordu. Çağrı, ”Kemal Kılıçdaroğlu, 24 Temmuz Pazar Günü Taksim’de halkla buluşacak.” diye yapılmıştı. Şimdi anlaşılıyor ki, bir yandan da sol güçlerden yardım bekleyen CHP, bir şekilde bu çağrıyı ”Miting”e dönüştürdü. Kılıçdaroğlu ”Kimseye çağrı yapmadık, kendileri geliyor.” dese de AKP’nin orada yer almasını belki de en çok o istiyor. O sayede, tabandaki sol ve Alevi kitleye ”Bakın biz solcular olarak toplandık.” denilmiş olacak, sağ siyasetten kopmadığını da, Erdoğancılara şov yapma hakkı tanıyarak göstermiş olacak.

Odak Dergisi olarak bizim de bileşeni olduğumuz Birleşik Haziran Hareketi ise CHP ile bu miting çağrısı sonrası bir dizi görüşme gerçekleştirdi ve kimi çekincelerle; o çekincelerin giderilnesi koşuluyla bu mitinge katılacağını beyan etti. Henüz bir cevap alınıp alınmadığını bilmiyoruz CHP’den. Basında yer alan haberlerde CHP Milletvekili Gürsel Tekin’in BHH heyetinin çekincelerinin haklı ve yerinde olduğunu, bu çekinceleri gidereceklerini BHH’ye ilettiklerini ve BHH’nin de bu mitinge katılacağını ifade ettiğini okuduk. Gerçek bu mudur henüz bilemiyoruz.

BHH’nin ifade ettiği Laiklik vurgusu olmayan, Erdoğan-Gülen ortaklığını; yaşananların bir sorumlusunun da AKP ve bizzat Erdoğan olduğunu söyleyemediğimiz bir miting bizi rahatsız edecektir.

Bu kaygıları biz de taşıyoruz.

Her şeye rağmen çağrıya icabet edebilecek sol ve demokrat kesimlerin, Alevilerin o mitinge katılabileceğini düşünüyoruz. Bu kitlenin olası bir Erdoğancı şova alet edilmesinden, olası bir saldırı karşısında yalnız bırakılmalarından da kaygılıyız.

Tüm bu çekince ve kaygıları biz de taşıyoruz.

”Birliğin Hukuku”na ters düşmemek adına, bileşeni olduğumuz BHH’nin kararına şerh koyarak riayet edeceğimizi belirtmek isteriz.

Bunun yanında, BHH’nin neden kendi öz güçleriyle bir miting tertip etmediğini; neden sol, sosyalist ve devrimci güçlerle kendi mitingini tertiplemediğini de anlamaya çalışıyoruz.

BHH’nin ilk adımı, ilk tercihi sol, sosyalist ve devrimci güçlerle olmalıydı; BHH neden HDP ile, kimi CHP’li milletvekilleri ile kuvvetli bir miting örgütleme çabasına girmek yerine CHP mitingini tercih etti, bunu anlamaya çalışıyoruz.

Sonsöz olarak: ”Birliğin Hukuku”na ters düşmemek adına, bileşeni olduğumuz BHH’nin kararına şerh koyarak riayet edeceğimizi tekrar yineliyoruz.

Odak Dergisi – 23 Temmuz 2016

4 YORUMLAR

  1. Bu miting sol ve sosyalistlere rağmen ve inatla, sola ve sosyalistlere karşıdır ve Kürt Sol ve Sosyalist Biriki ile Türk Sol ve Sosyalistlerin ayırmaya, bölmeye, parçalamaya ve dağıtmaya yöneliktir. BHH bunun için tam da kendi minvaline arnavut yaşı kaldırımı yapıyor. Bunu sonsice ve politik pragmatizme gerçek kılıyor. ODAK bunu fark edemeyecek kadar ne aptal ve ne da sağ değil. HER ŞEY BİRLİK İÇİN VE BİRLİK ADINA ŞİARI HER ŞEYE RAĞMEN DOĞRUVDA DEĞİLDİR VE BELLİ DA DEĞİLDİR…

    Şahin Kanbur & ( 22 Temmuz 2016 )

  2. Bu miting sol ve sosyalistlere rağmen ve bütün bu samimi güçlere inatla, sola ve sosyalistlere karşıdır. Ve Kürt Sol’u ve Sosyalist Birikimi ile Türk Sol’u ve Sosyalistler’ini ayırmaya, bölmeye, parçalamaya ve dağıtmaya yöneliktir.

    BHH bunun için ve adına uaşanan ve yaşanmakta olan her şeyi tıpkı eskilerden olduğu gibi kendiliğindenci bir fırsata ve fesata çeviriyor, çevirmek istiyor. İşte tam bu stratejik akılla ve kafayla komşuda pişer belki bana da düşer tutumudur bu yapılmakta gerçek. BHH kendi minvaline arnavut taşları ile asvalt olmasa da bu eski bir kaldırım döşüyor ve yapıyor. Bunu sinsice ve politik pragmatizle gerçek kılıyor. ODAK bunu fark edemeyecek kadar ne aptal ve ne de sağ ve saf değil.

    ” HER ŞEY BİRLİK İÇİN VE BİRLİK ADINA! ” ŞİARI HER ŞEYE RAĞMEN VE İNATLA DOĞRU DA DEĞİLDİR VE HAKLI DA DEĞİLDİR (!) … & …

    Şahin Kanbur & ( 22 Temmuz 2016 )

  3. Bu miting sol ve sosyalistlere rağmen ve bütün bu samimi güçlere inatla, sola ve sosyalistlere karşıdır. Ve Kürt Sol’u ve Sosyalist Birikimi ile Türk Sol’u ve Sosyalistler’ini ayırmaya, bölmeye, parçalamaya ve dağıtmaya yöneliktir.

    BHH bunun için ve adına uaşanan ve yaşanmakta olan her şeyi tıpkı eskilerden olduğu gibi kendiliğindenci bir fırsata ve fesata çeviriyor, çevirmek istiyor. İşte tam bu stratejik akılla ve kafayla komşuda pişer belki bana da düşer tutumudur bu yapılmakta gerçek. BHH kendi minvaline arnavut taşları ile asfalt olmasa da bu eski bir kaldırım döşüyor ve yapıyor. Bunu sinsice ve politik pragmatizle gerçek kılıyor. ODAK bunu fark edemeyecek kadar ne aptal ve ne de sağ ve saf değil.

    ” HER ŞEY BİRLİK İÇİN VE BİRLİK ADINA! ” ŞİARI HER ŞEYE RAĞMEN VE İNATLA DOĞRU DA DEĞİLDİR VE HAKLI DA DEĞİLDİR (!) … & …

    Şahin Kanbur & ( 22 Temmuz 2016 )

  4. Sahin kanbur, siz zaten kürt solu, sosyalistleri ve türk solu, sosyalistleri demekle zaten solculari, sosyalistleri bölüp, parçalamissiniz. Chp ve hdp mecliste akpnin demokrasi bildirisine imza atarken, bhh kendi gücüne güvenerek, diger sosyalistlerle birlikte bir miting düzenlemeliydi. Buna belliki cesaret edilemedi. Halbuki artik sosyalistler tamda böyle kritik durumlarda bir adim öne çikmalidir. Ancak böyle bagimsiz bir güç haline gelebiliriz.

Şahin Kanbur için bir cevap yazın İptal

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.