Çeviri: Troçki’yle Bir Görüşme

0
45

Çeviren: Ayhan Sarı

16 Şubat 1937, Meksika

Mexico City, Février. (Par câble, via Western.)**

Moskova duruşmasının yarattığı duygular Dünya’da zar zor yatıştırılmışken, Paris-Midi1 okuyucularının Troçki ile bir görüşmeye ilgi duyabileceğinin düşündüm.

Meksika’ya yakın Coyoacan’da eşi ve sekreterleriyle yaşıyor. Polisin koruduğu ev, çok sade, kireçle ve açık mavi bir renkle boyanmıştır. Üniformalı ajan noktaları etraftakileri izler. Bu siyasi sürgün için en ufak bir özgürlüğü kaldırmak değildir, Stalin taraftarlarının fanatizmine karşı korumaya onu korumak içindir. Troçki kimseyle görüşmezdi fakat ben onunla tanıştırılma şansına onun en yakın arkadaşı- ressam Diego Riviera 2 ki uzun yıllardır tanırım, aracılığıyla sahiptim.

Hoş Meksika kışının güneşli bir öğleden sonrasının sonuyla karşılanıyorum. Yerli çocukları kaktüslerin yanından oynuyor. Atlı adamlar tozun içinde tırıs giderler.

Polisler tarafından gözetilen ağır kapı, benim için aralanır ve Fransız sekreter genç, yakışıklı ve sarışın Jean Van Heijenoort3  karşılar beni ve Lev Troçki’nin bürosuna götürür.

Odası çok sadedir, çalışma masasında kağıtlar,belgeler ve birkaç kitapla vardır. Troçki, çok nazikçe, uzanmış eliyle ilerler; net ve chatie bir Fransızca konuşur. Pek çok potrenin popüler haline getirdiği,kelebek gözlüklerinden ardında ki onun parlak mavi gözlerini ve enerjik çehresini izliyorum. Yünden bir ceket giymişti. **  Eli düzgün, kare, kısa parmaklı. Mahkumiyetlerinin şiddetini gösteren bir refleks olarak, kapalı yumruk jesti var.

Muhtelif Suçlamalara Cevaplar

İlk kelimelerden itibaren Moskova davası hakkında konuşuruz,Trotsky net bit şekilde yanıtlar:

-Fransa halkının, Moskova suçlamaların 4 saçmalığını kavradığını düşünüyorum. Davanın politik yönü, Troçkiciler’i sanki demokrasi karşıtı faşistlerin gizli müttefiki olarak lanse etmektir. Kanıt olarak, Moskova, faşizmin metodunu kullanıyor yani bir dizi aralıksız ve ciddi yalanlar silsilesi.13 Aralık 1931’de Stalin, Alman Emil Ludwig’le 5 görüşmesinde ifade etti: “Eğer birkaç ulusa dair sempatilerimizden konuşmamız gerekirse, tabi ki Almanlara olan sempatimizden bahsetmemiz gerekir.” devamında Stalin ekledi: “Sovyet Rusya’nın politikasında Versay sisteminin 6 tanınması olduğu söylenebilecek hiçbir şey olmamıştır, asla Polonya’nın garantörü  **** olmadık ve asla da olmayacağız. Almanya’yla dostça ilişkilerimiz şimdiye kadar olduğu gibi kalacak.” Stalin birtakım kelimelere vurgu yapmak için ekledi: “Bir gün bir şeyi vaat eden veya bildiren, ertesi gün karar verdikleri şeyi bile unutan ya da yüzü bile kızarmadan inkar eden politikacılar var. Bu bizim sahip olamayacağımız bir tutumdur. Bildiğimiz gibi, iki konuşmacı da bakış bakış açılarını değiştirmeyi başardı. Alman Emil Ludwig  İsviçre oldu ve Almanlara yönelik sempatisiyle Versay düzenine düşmanlığını da unuttu ve Polonya’nın garantörü olmaya hazır.

Troçki devam eder, 1933 yılınında sonuna kadar Moskova ve  Komünist Enternasyonel 8 basın beni sanki bir Amerikan ve İngiliz ajan gibi göstermek için  ‘Mister Trotsky’ diye çağırıyordu.1929’’un 8 Mart’ında, La Pravda 9 bir sayfasını, Emperyalist Britanya’yı savunduğumu – ona hala  Moskova’da ‘Demokratik Britanya’ denilmiyor,  ve beni Versay Anlaşması’nın sürdürülmesindeWinston Churchill’le dayanışma içinde olmakla suçluyordu. Makale şu kelimelerle bitti: “ Burjuvanın bunun için Troçki’ye on binlerce dolar ödediği besbesli.”

1931’in 2 Temmuz’unda,  aynı La Pravda  yardımıyla gelişigüzel sahte bi faks yardımıyla, beni Pilsudky’in 10 müttefiki ve Polonya’nın gayrı resmi müttefiki ilan etti.

Fakat daha çarpıcı bir gerçek var: 1933’in 23 Temmuz’unda, meclis başkanı Eduoard Daladier’in bana verdiği izin sayesinde Fransa’ya gittim.  Buna karşın L’Humanité 11 beni ‘Emperyalist Fransa”nın ajanı olarak isimlendirmedi. Bana ve taraftarlarıma yöneltilen suçlamalar, Moskova’nın siyasi ve diplomatik  zikzaklarının tersidir.Madem ki Stalin Fransa’yla ittifakı önemsiyor, beni Almanya ve Japonya’nın ajanı ilan ediyor. Siyasi yönelimindeki tüm bu değişikler benim  biç bir katılımımın olmadan gerçekleşiyor.

Moskova Davası

Moskova davası, Komünist Enternasyonel’in ve Le Pravda’nın makalelerini kanıtlamak için dramatik bir sahnelemeydi. İnsanların bana yöneltilen suçlara,  inanması için, Stalin masum insanları vurdu; onları, enginizyonal yöntemleriyle öncelikle aşağılamanın son derecesine getirdikten sonra.

Fransız-Rusya paktı kaçınılmaz

Troçki bir Moskova gazetesini sinirle buruşturur ve onu masanın üzerine fırlatır. Duygulanmıştır. Sesinde, ikinci soruma cevap vermek için kontrol ettiği ve sakinleştirdiği bir çeşit isyan gürlüyor.

-Franco-Rusya iş birliği, Fransızlar için hayırlı mı, zararlı mı?

Devrimci, tereddüt etmeden cevapladı:

-Fransa-Rusya paktı ne hayırlı ne de zararlı. Kaçınılmaz. Fransa’nın kaderi bunun neticesidir. En basit strateji dahi, benim görüşüme göre SSCB’den daha çok Fransa lehine olan Franco-Sovyet paktının değerini anlar.

Avrupa Savaşa Yürüyor

-Avrupa’da bir barışa inanıyor musun, ya da faşizme karşı tam bir demokratik mücadele savaşa kadar gidebilir mi ?

-Savaş, demokrasi ve faşizm arasındaki anlaşmazlıklar tarafından değil, daha derin sosyal nedenler nedeniyle olur. Faşist İtalya, savaş anında, kendini Fransa’nın yanında bulabilir. Polonya için de kesinlikle durum böyle. Şu an ki Sovyetler Birliği’nin demokrasiyle, ne burjuva ne de proleter olanıyla, hiçbir ortak noktası yoktur. Uluslararası işbirliği ekonomik çıkarlar tarafından belirlenir, politik formüller tarafından değil. Avrupa’nın bir savaşa yürüdüğünü düşünüyorsam? Evet, bunu düşünüyorum. Fakat, yalnızca halklar kendilerini kurtarabilir ve medeniyeti kurtarabilir.

Fransa

-Yaşamımın çeşitli dönemlerinde Fransa’yla ilgiliydim ve Fransa’da değilken; edebiyatını takip etmeye devam ediyorum. Bu alanda, Fransa’nın tartışmasız hegemonyası var. Norveç’ de sürgünken, eşim ve ben Jules Romains’i 12  – son derece değer verdiğim – ve  Fransız yazarların diğer eserlerini okuduk; Gide’nin 13 dikkate değer ‘SSCB’ye Dönüş’ kitabı gibi, bu bana büyük bir ahlaki tatmin verdi.

-Fransız siyasi evrimi hakkından ne düşünüyorsunuz?

-Paris’te, ‘Fransa Nereye Gidiyor’ adını verdiğim bir ontoloji yayımladım. Burada ifade edilen hususların getiren çerçevesinde kalıyorum: Stalinistler Léon Blum’a 14 sosyal faşist dediğinde, onun tarafı değildim ;  artık Stalinistler onun kariküritize takipçileri  haline geldiğine göre, onun tarafı değilim.

Dünya’da on binlerce Troçkist var

—  Sizi destekleyen çok kişi var mı?

—  Size kesin bir sayı vermek benim için zor, üstelik işçi sınıfında durmaksızın hareketlilik gerçekleşiyor; yarı taraftarlar, çeyrek taraftar ve sempatizanlar ek olarak taraftarların yanında. Sanırım artık on binlerce Troçkisti sayabiliriz. En son Moskova davası Komünist Enternasyonel’e ölümcül bir darbe indirecek ve  bağlı olduğum Marksist eğilim işçi hareketinde güçlenecek.

Bir kitap Lenin üzerine, Moskova Davaları üzerine bir başkasını hazırlıyorum

Nihai isteğim, Meksika’ya seyahatim sırasında, iftiracılar ve kalpazanların beni rahat bırakmasıydı. Ama bu istek gerçekleşmedi. Edebi ve bilimsel çalışmalarla ilgilenmek ve Lenin üzerine kitabım yerine, kendimi Moskova tahrifatlarını göstermekle uğraşmak zorunda buldum. Yakın gelecekte, son iki dava ve eşimle Norveç’de ki sürgünümüze dair kitabım yayınlanacak; Lenin üzerine kitabıma yakında dönmeyi umuyorum, aynı zamanda, İspanyolca’nın yanında Meksika ekonomisine ve tarihine çalışıyorum çünkü Meksika halkı bize misafirperverliğini  sunduğu müddetçe bu büyüleyici ülkede kalmayı düşünüyoruz.

Oğlum siyasetle ilgilenmiyor

Troçki, güneşin Aztek taş heykelleri üzerinde oynadığı, veranda penceresine bakar.Bir süre sessiz kalır ve sonra bana ithafen, üzerinde Moskova Duruşmaları’nın olduğu broşürleri uzatır. Ayrılmaya hazırlanırken beni değişmiş bir sesle durdur. Sesinde bir  yumuşaklık vardı.Sana bir şey vermek istiyorum,dedi,gülen güzel bir çocuğun fotoğrafını uzattı. Bu benim Soyyetler’de kalan küçük oğlum, diye ekliyor. Hiç siyasete girmedi. Sadece spor ve öğrenimle ilginiyor. Yine de yakanlandı ve Sibirya’ya gönderildi. Şimdi onu işçileri zehirlemekle suçluyorlar.Bak: O incelik ve zeka dolu bir varlıktır.

Troçki, nazikçe ekledi:

Babaya nefretden dolayı, masum oğlu vuracaklar mı?

Bu anda, yaşlanmış ve solmuş bir kadının gölgesi kapıda utangaç bir şekilde beliririr.

Annesi, dedi Troçki, öylece.

Ve güneşin altındaki mavi evden ayrılırım.

1*.Paris-Midi,* 1914-1941 arasında yayımlanmış, Fransa ulusan günlük gazetesi.****

2*.Diego Riviera,*1986’da Meksika’da doğmuş yine 1957 burada ölmüş Meksikalı ressam. Hayatı boyunca şövale resmi(daha kişiseli,ticari ve taşınabilir tablolar) yapmasına rağmen Rivera, Meksika’da, özellikle Mexico City’de ve Amerika Birleşik Devletleri’nde yaptığı duvar resimleriyle dünyaca ünlüdür. Duvar resimleri, komünist inançlarından ve Meksika’nın Hispanik öncesi geçmişine olan hayranlığından ayrılamaz.

3. Jean Louis Maxime van Heijenoort(1912 – 1986), matematiksel mantığın Fransız öncüsü. Ayrıca Lev Troçki’nin 1932’den 1939’a kadar kişisel sekreteriydi ve 1939’den 1947’ye  kadar bir Troçki aktivistiydi .

4. *Moskova Davaları,*1936-38 yılları arasında Josef Stalin’in siyasi rakiplerini yargılamak için yapılan davalardır.

5.  Emil Ludwig(1881-1948), biyografileriyle ünlü bir Alman yazar.****

6. Versay Anlaşması, I.Dünya Savaşı sonunda İtilaf Devletleri ile Almanya arasında imzalanan barış antlaşmasıdır. Anlaşmanın bazı esasları şöyledir: Almanya, mecburi askerliği kaldırıyor, en çok 100 bin kişilik bir ordu bulundurmak yetkisine sahip oluyordu. Ayrıca, Almanya denizaltı ve uçak da üretemeyecekti. Bütün gemilerini de İtilaf Devletleri’ne teslim edecekti. Almanya, ödeme kabiliyetinin çok üstünde bir savaş tazminatıyla da yükümlü tutuluyordu.

7. Komünist Enternasyonal, değişik ülkelerdeki komünist partilerin, birleşik bir komünist dünya partisi halindeki birliğidir.

8.La Pravda, Rusya’da  yayınlanan bir Sovyet gazetesi.

9. Józef Piłsudski (1867-1935), Polonya’nın, 1795’ten 1918’e kadar devam etmiş  Avusturya,Rusya ve Prusya arasındaki paylaşımına son vererek ülkenin tekrar bağımsızlığını kazanmasını sağlayan ulusal babası olarak görülüyor. Milliyetçilerce “ulusal kahraman”, sol kesimce “diktatör” olarak anılır.

10.L’Humanité, 1904 yılında kurulmuş bir Fransız günlük gazetesidir

11*.Jules Romains(1885-1972)*, Franız yazar, şair,dramaturg ve filozof.

12.André Gidé(1869-1951),Fransız yazar. 1947’de Nobel Edebiyat ödülünü aldı.

13.Léon Blum(1872-1950), Franız devlet  adamı ve devlet konseyi üyesidir. Bir sosyalizm figürü olarak Haziran 1936’dan Haziran 1937’ye ve Mart’tan Nisan 1938’e kadar Konsey başkanı, ardından Aralık 1946’dan Ocak 1947’ye kadar Fransa Cumhuriyeti Geçici Hükümeti başkanıydı.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.