Mecburiyetin prangasıdır sürgün; dağbaşından ortasına sürülsen de medeniyetin…
Hasretin katmerlisidir sürgün; yanık yanık türkü kokar, yüreğin ağzında geçtiğin sınırlarda seni sarıp sarmalayan türkünün buğusudur gözlerinde…
Herkesin gardiyan olduğu bir hapishanedir sürgün; bütün mahrumiyetlerin mahkumiyete dönüştüğü…
Soğuk gecelerde titremektir sürgün; sallanır yaprak gibi ömrün eski bir zaman hikayesinde…
Uçurum kenarıdır sürgün; yaşamla ölüm arasında tutunacak incecik bir dal aradığın…
Kaybolmak, gitmek arzusudur belki de sürgün; geride kalan anıları özlemektense…
Haber beklemektir sürgün; uçan kuşun kanadından medet ummaktır, ucu yanık bir mektup hayaliyle…
Gözlerden ve gönüllerden uzaklıktır sürgün; mesafelerdir araya giren, hiçbir adımın kapatamadığı…
Dönebilmek umududur sürgün; kendine yabancılaşmadan ya da yabancı olmadan sana memleketin.
Haziran 2025, Bolu, E. Zavar
























