Roboski Katliamı, 28 Aralık 2011 tarihinde, Şırnak ilinin Uludere ilçesine bağlı Roboski köyü yakınlarında Türk Silahlı Kuvvetleri’ne ait F-16 uçakları tarafından gerçekleştirilen hava saldırısı sonucu meydana gelmiştir. Bu saldırıda, çoğunluğunu çocukların oluşturduğu 34 sivil yaşamını yitirmişti. Saldırı, bölgedeki köylülerin yıllardır sürdürdüğü kaçakçılık faaliyetleri sırasında gerçekleşmiştir.
Başlangıçta hükümet, ölen kişilerin terörist olduğuna dair açıklamalarda bulunmuş, ancak sonradan bu iddialar yalanlanmış ve saldırı “hata” olarak tanımlanmıştır. Hükümetin açıklamalarına rağmen, katliamın ardından devletin sorumluluğunu kabul etmekten kaçındığı, olayı gizlemeye çalıştığı ve çeşitli engellemelerle adalet arayışlarını zorlaştırdığı görülmüştür.
Yargı süreci, askeri mahkemelere devredilmiş ve sonuçta dava takipsizlikle sonlanmıştır. Ayrıca, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvuran ailelerin başvuruları, başvuru süresinin geçmesi nedeniyle reddedilmiştir. Roboski’deki adalet arayışı yıllar içinde çeşitli sivil toplum kuruluşları ve hukukçular tarafından sürdürülmüş, bunlar arasında Roboski İçin Adalet Yeryüzü İçin Barış Derneği (ROBOSKİ-DER) önemli bir rol oynamıştır. Ancak bu dernek, KHK (Kanun Hükmünde Kararname) ile kapatılmıştır.
Adalet arayışı sürecinde, olayla ilgili dava sürecini takip eden avukat Tahir Elçi’nin katledilmesi ve Roboski’de 11 yakınını kaybeden Ferhat Encü’nün tutuklanması, devletin bu süreçteki engellemelerini ve adaletin sağlanmasındaki zorlukları gözler önüne sermektedir.
Roboski Katliamı, sadece bir insan hakları ihlali değil, aynı zamanda devletin Kürt halkına yönelik uzun yıllardır süren baskı ve imha politikalarının bir parçası olarak değerlendirilmektedir. Bu tür katliamların sonlandırılması için halkların kardeşliğini ve dayanışmasını esas alan mücadelelerle sona erdirilebilir.
