Yaşasın 19 Aralık Direnişimiz

1
1715

Yaşasın 19 Aralık Direnişimiz!Bundan sekiz yıl önce 19-22 Aralık tarihlerinde devrimci tutsakları teslim almak, sindirme politikalarını hayata geçirmek, F tipi ceza evlerine sevkleri gerçekleştirmek için, adına “Hayata Dönüş” diyerek 20 ceza evine birden saldırıda bulunan devlet, 28 devrimci tutsağı kurşunlarla, bombalarla, coplarla katletmişti.

Aradan geçen yıllarda katliamı gerçekleştirilenler birer birer aklandılar. Adına hayat kurtarma operasyonu dedikleri operasyonla hayatları kararttılar.

F Tipi hücrelere karşı mücadele sekiz yılı aşkın süredir devam etmekte ve devletin sindirme, teslim alma politikalarına karşı direniş de sürdürülmekte.

Katliamın üzerinden geçen süreye rağmen acılar hala tazeliğini korumaktadır. Her yıl olduğu gibi katliamın yıl dönümünde çeşitli eylemler, protestolar düzenlenmektedir. Bunlardan biri de 21 Aralık günü Kadıköy İskele Meydanı’nda TUYAB tarafından örgütlendi. ODAK ve Marksist Bakış’ın da destek verdiği bir eylemle katliam lanetlendi.

Saat 13:00’da “Yaşasın 19 Aralık Direnişimiz, Katliamı Unutmadık Unutturmayacağız” pankartının yanı sıra “Katil Devlet Hesap Verecek”, “Bedel Ödedik Bedel Ödeteceğiz”, Devrimci İrade teslim Alınamaz”, “Yaşasın Devrimci Dayanışma”, “İçerde Dışarda Hücreleri Parçala” yazılı dövizlerin ve katliamda şehit düşen 28 devrimci tutsağın fotoğraflarının taşındığı eylem saygı duruşu ile başladı. Ardından Ölüm Orucu gazisi Tekin Yıldız’ın yazdığı şiiri okumasıyla devam etti. Yıldız’ın ardından kısa bir müzik dinletisi verildi. Dinletide hep birlikte Çav Bella marşı okundu.

Yaklaşık 250 kişinin katıldığı eylemde, TUYAB adına Semiha Köz basın açıklamasını gerçekleştirdi. Köz, devletin teslim alma politikasına karşı devrimci tutsakların teslim alınamayacağının dosta düşmana gösterildiğini ifade etti. Köz “Saldırının tüm bu vahşetine rağmen devrimci tutsaklar direnmeyi tercih etmiş, halka olan inanç ve bağımlılıklarını kaybetmeden zindanları direniş kalesine çevirmişlerdir” dedi.

Köz  “19-22 Aralık 2000 tarihleri arasında içeride devrimci tutsakların dışarıda da onların ailelerinin ve yoldaşlarının ördüğü direniş duvarı hücreleştirme saldırısının esas amaçlarını boşa çıkarmıştır. 8 yıldır F Tipi hücrelerde devam eden direniş ile devrimci tutsaklar kimliklerinden taviz vermemiş ve egemenlerin de itiraf etmek zorunda kaldığı üzere F Tipleri o insanlık dışı amaçlarına ulaşamamıştır” sözleriyle devletin sindirme politikasının boşa çıkarıldığını ifade etti. F Tipi ceza evlerinde sorunların gün geçtikçe arttığını belirten Köz “Bu amaçla egemenlerin uygulamaya çalıştığı hücreleştirme politikasına ve tutsaklara dayatılan tecrit ve izolasyona karşı mücadelemizi daha fazla büyütmeliyiz. Emperyalistlerin ve işbirlikçi-uşakların, başta toplumun devrimci güçlerine ve genel anlamda ilerici tüm kesimlere uyguladığı tecrit saldırılarına karşı, içerinin dışarıdaki sesi olmalıyız. Eğer biz susarsak, daha fazla işkence olacak, daha fazla ölümler olacak, daha fazla baskı ve sömürü olacaktır. Bundan dolayıdır ki, hapishaneler hiçbirimize uzak değildir ve bugünkü görevimiz F tipi zihniyetini ve o zihniyetin yarattığı hücreleri parçalamaktır” sözleriyle sistemin hücreleştirme politikasına karşı mücadele çağrısıyla açıklamayı sonlandırdı.

Yapılan açıklamanın ardından eylem programında yer alan Ümraniye Cezaevi’ne doğru harekete geçildi. Ceza evi önüne gelen 60 kişilik kitleye hitaben kısa bir konuşma gerçekleştirildi. Ardından Güzel Şahin ananın konuşmasıyla devam etti. Güzel Ana konuşmasında ceza evlerinde direnen tutsakların mücadelelerine sahip çıktıklarını ve savunacaklarını belirtti. Hep birlikte söylenen “Hücrem” türküsünün ardından ceza evi önüne karanfillerin bırakılmasıyla eylem bitirildi.

Yaşasın Ulucanlar Direnişi!

Tarihler 19 Aralık 2000’i gösterdiğinde, Türkiye zindanlarının 20’sinde aynı anda, saat 04.30 sıralarında bir katliam başlatılıyordu. Oligarşinin temsilcilerine göre 19 Aralık başarılı bir operasyondu. 32 devrimci tutsak diri diri yakılarak ya da kurşunlanarak katledilmişti. Adına “Hayata Dönüş” dedikleri bu kanlı operasyonda akla hayale sığmayacak bir vahşet uygulandı. 28 tutsak katledildi ve çok sayıda tutsak yaralandı. Adı ”Hayata Dönüş” operasyonu olan müdahalenin sonucu ardında büyük bir kan gölü bıraktı. Tek silahları devrimci irade olan insanlara kasaturalarla, silahlarla, kimyasal bombalarla saldırdılar. Dönemin başbakanı Bülent Ecevit, Operasyon’u başarılı bulacak; katilleri kutlayacaktı. 19 Aralık Katliamı’nın asıl sebebinin F Tipi hücrelerinin hayata geçirilmesinin olduğu açıktır. Bu katliam da Maraş, Sivas, Çorum, Bahçelievler katliamları gibi Türkiye’nin karanlık sayfalarına eklendi. Bu katliamda şehit düşen devrimcileri anmak ve katliamı lanetlemek amacıyla Eskişehir’de iki ayrı anma etkinliği düzenlendi. Bunlardan ilki; Anadolu Üniversitesi Öğrencileri tarafından Anadolu Üniversitesi Yunus Emre Kampusu yemekhanesi önünde yapıldı. Etkinlik ”Bedel Ödedik Bedel Ödeteceğiz”, ”F Tipi Yaşam İstemiyoruz”, ”Anaların Öfkesi Katilleri Boğacak” sloganları ile başladı. Daha sonra basın açıklamasına geçildi. Açıklamada ”19 Aralık 2000 hapishaneler tarihinde kanlı bir katliamın olduğu kadar devrimci iradenin ve kararlılığın sınandığı bir direnişin de tarihidir. ‘Hayata Dönüş Operasyonu’ olarak tarihe geçen kanlı katliam, sermaye devletinin burjuva basını yanına alarak saldırının kapsamını derinleştirmesiyle devam etti; ancak 19 Aralık’ta yalnızca katliam değil, devrimci ve komünist tutsakların direnişi de vardı. İnsanlar televizyonlarda kurşun sesleri arasında halaya duran insanları gördü. Birbirine kenetlenen devrimcileri gördü. Ölümüne bir direniş, ölümüne bir vefa gördü. Katliamcı devlet bir kez daha direniş duvarına çarptı. 19 Aralık’ta ülkenin 20 hapishanesinde yakılan direniş ateşi yolumuzu aydınlatmaya devam ediyor. Devlet bugüne kadar gerçekleştirdiği tüm katliamların hesabını er ya da geç verecektir” denildi ve buradaki anma sona erdirildi.

İkinci anma etkinliği Adalar Migros önünde BDSP, DGH, DPG, EHP, ÖDP, ÖGD, SDP, SGD, Mücadele Birliği, Alınteri ve ODAK tarafından gerçekleştirildi. Anma, ”Devrim Şehitleri Onurumuzdur”, ”Devrim Şehitleri Ölümsüzdür”, ”Kurtuluş Yok Tek Başına Ya Hep Beraber Ya Hiç Birimiz” sloganlarıyla başladı.  Daha sonra basın açıklamasına geçildi. Açıklamada ”19 Aralık, devletin katliamcı niteliğinin en açık şekilde ortaya çıktığı tarihtir. Bu kimlik o günden bugüne kesintisiz bir şekilde ‘iş başında’ olmaya devam etmiştir. Bizler tarihimize kızıl harflerle yazılı 19-22 aralık katliam ve direnişini unutturmayacağımızı bir kez daha haykırıyor ve katliamların hesabını er geç soracağımız kararlılığını bir kez daha yineliyoruz. Bu topraklarda, yaşanan tecrit politikalarının ve katliamların önüne geçileceği, insanca bir düzen kurana kadar mücadelemiz sürecek” denilerek anma sona erdirildi.                                                                                                                          ODAK/ESKİŞEHİR
Devrimci İrade Teslim Alınamaz!

Devletin 19 Aralık 2000’ de cezaevlerine yönelik gerçekleştirdiği ve adını da “Hayata Dönüş Operasyonu” olarak koyduğu devrimci tutsaklara yönelik katliam 8 inci yıl dönümünde Bolu’da da unutulmadı. 21 Aralık Pazar günü Bolu Eğitim-Sen lokalinde yapılan anma etkinliğine yaklaşık 80 kişi katıldı. Devrimci Komünistler, DPG, ODAK ve SGD’ nin düzenlemiş olduğu etkinliğe 19 Aralık sürecinin yakın tanıklarından Fatime Akalın (Niğde Cezaevi), Veli Saçılık (Burdur Cezaevi) ve Mehmet Güvel (Bayrampaşa Cezaevi) konuşmacı olarak katıldı. Etkinlik açılış konuşmasının ardından devrim şehitleri için yapılan 1 dakikalık saygı duruşu ile başladı.

Etkinlikte ilk sözü alan Mehmet Güvel, 19 Aralık sürecinde tutuklu bulunduğu Bayrampaşa Cezaevindeki katliamı anlattı. Silahlar, bombalar ve coplarla tutsaklara saldırıldığını ve bu saldırılara rağmen devrimcilerin teslim alınamadığını, bunu hiçbir zaman başaramayacaklarını dile getirdi. Ayrıca devrimci dayanışmaya vurgu yapan Güvel devrimci olmanın onur verici olduğu belirtti. 19 Aralık sürecinde Niğde Cezaevinde tutuklu olan ve Ulucanlarda da Ölüm Orucu Direnişçilerinden olan Fatime Akalın ölüm oruçları sürecini anlattı. Bu süreçte dışarıda cezaevleri için yapılan en ufak şeylerin bile cezaevlerindekiler için nedenli önemli taşıdığına vurgu yaparak ölümün devrim için olursa bir anlam kazanacağını belirterek egemenlerin devrimci iradeyi teslim alamayacağını belirtti. Veli Saçılık, Burdur Cezaevinde devrimcilere yönelik yapılan operasyonda yaşadıklarını anlattı. “Devlet bizi çok sevdiğini söyleyerek operasyonlara başladı. Benim kolumu kopararak sevgisini gösterdi.” diyerek devletin amacının hapishanelerdeki direnişin dışarıyla bütünleşmesini engellemek olduğunu belirtti. Aynı zamanda Yunanistan da ki direnişe de vurgu yaptı. Yunanistan da ki direnişin benzerini bu ülkede gerçekleştirebildiğimiz zaman çok şeyin değişeceğini de dile getirdi.

Konuşmacılar, etkinliğe katılanların sorularını yanıtladıktan sonra etkinlik Grup Sokak’ın müzik dinletisiyle son buldu.

Yaşasın Devrimci Dayanışma

19-22 Aralık 2000 yılında 20 ayrı ceza evinde aynı anda düzenlenen operasyonda 30 devrimci tutsak katledilirken yaklaşık 2000 devrimci tutsak ta günler süren işkenceler sonucunda F Tipi ceza evlerine götürüldü.

Bu katliam gününü unutmamak ve unutturmamak için Paris`te yaşayan devrimciler olarak meşaleli bir yürüyüş ve miting düzenlendi.

DKOP-A ve ODAK dergisinin ortak düzenlendiği mitingde katliam protesto edilirken yine gösterilen direnişte selamlandı. Fransız Bu katliam gününü unutmamak ve unutturmamak için Paris`te yasayan devrimciler olarak meşaleli bir yürüyüş ve miting düzenlendi. Örgütlerin de destek verdiği yürüyüş ve mitinge yaklaşık 80 kisi katildi.

‘ katil devlet, işbirlikçi Avrupa’ , ‘yaşasın devrimci dayanışma’ , ‘yaşasın enternasyonalist dayanışma’ gibi sloganların atıldığı ve marsların söylendiği meseleli yürüyüşün ardından miting alanında Fransızca ve Türkçe bildiriler ve şiirler okundu ve alkışlar ile eylem bitirildi.
Paris/ ODAK

1 Yorum

gamze için bir cevap yazın İptal

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.