42 işçinin yaşamını yitirdiği Amasra’daki maden ocağında, havalandırma için hayati önem taşıyan aspiratörü zamanında teslim etmeyen firmaya “toplam sözleşme bedelinin binde 1’i (gün başına) oranında ceza uygulandığı” ortaya çıktı.
TBMM Amasra Maden Kazası Araştırma Komisyonu’nda, önceki hafta bürokratlar, kazaya ilişkin sunumlar yaptı. Bürokratların, komisyon üyesi milletvekillerinin sorularına verdiği yanıtlar dikkat çekti.
Cumhuriyet’ten Selda Güneysu’nun haberine göre, Amasra’daki maden ocağında, havalandırma için hayati önem taşıyan ana aspiratörün 1978 yılında kurulduğu, yeni aspiratörün ihalesinin üç kez yenilendiği, son ihalenin de 2021 yılında yapıldığı ortaya çıkmıştı.
Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Genel Müdür Yardımcısı Muharrem Kiraz, söz konusu firmanın aspiratör değişimi için taahhüdünün devam ettiğini ancak bitirilemediğini de açıklamıştı. Milletvekilleri, Kiraz’a, “hayati önem taşıyan aspiratörü zamanında teslim etmeyen firmaya ne kadar ceza uygulandığını” sordu. Kiraz’ın, milletvekillerine verdiği yanıtlar tutanaklara şöyle geçti:
CHP’li Ünal Demirtaş: “Ne kadar ceza uygulandı?”
Kiraz: “Mevzuat orada bir miktar getiriyor, gün başına binde 1.”
Demirtaş: “Yani nedir o? Bugüne kadar olan rakam nedir?”
Kiraz: “Yok, günlük ne kadar süre veriyorsak, onu toplam sözleşme bedelinin binde 1’i ile çarpıyoruz.”
Demirtaş: “Tamam da ben onu anlamıyorum ki… Bugüne kadar ne ödendi? 10 bin mi 100 bin mi?”
Kiraz: “Bunu net bir rakam olarak yazılı bir şekilde sunalım.”
“KARAKUTU SAVCILIKTA”
Kiraz, milletvekillerinin, “madende kullanılan cihazların eksik veya bozuk” olduğuna yönelik sorularına da “Zaten yeraltında uygun olmayan cihaz kullanılmaz, eğer bir şey varsa hemen uygun cihazla değiştirilir. Sensör ya da diğer cihazlar da en kısa sürede derhal, çünkü kesinti olması istenmez” yanıtını vermesi dikkat çekti. Kazaya ilişkin en çarpıcı sorulardan biri de “karakutunun incelenip incelenmediği” oldu. Kiraz, bu soruya ise “Burada karakutudan kasıt, eğer merkezi gaz izleme noktasındaki kayıtlarsa, evet, savcılığın elinde onlar” demekle yetindi.
