Deprem felaketine karşı örgütlenme ve dayanışma yaşatır

0
355

Filiz Ayık – Dilek Yılmaz

Yaşadığımız geniş bölge büyük yıkımlara ve acılara neden olan bir deprem coğrafyasının içinde yer alıyor. Bu gerçeklik günümüzde bilim yardımıyla daha açık şekilde biliniyor fakat atılan her adım, imara açılacak her alan, inşa edilecek her bina bu gerçeklikten uzak şekilde ele alınıyor. İnceden inceye düşünülerek atılması gereken adımlar rant ve talan düzenine kurban ediliyor. Geçmişe dönüp baktığımızda Türkiye’de bulunan üç önemli fay hattı üzerinde bulunan yerleşim yerlerinde büyük depremlerin yaşandığını biliyoruz.

Binlerce insanın ölmesine ve maddi kayıplara neden olan bu felaketler kendini unutturmayacak şekilde çeşitli tarihlerde sürekli tekrarlanmıştır. Yaşanan bu yıkımlarda on binlerce insanımız yaşamını yitirmiştir. Bildiğiniz gibi deprem, ülkemizin bir gerçeği fakat öldüren deprem değil insan hayatını değersiz hale getiren bu berbat sistemin kendisi…

Yaşadığımız coğrafyada insan hayatı, hiçe sayılarak bir eşyadan dahi daha değersiz görülmektedir. Bunun en yakıcı olanını yakın zamanda yaşadığımız büyük depremde gördük.

Yıllar içinde çok riskli olarak belirtilen alanlar hukuksuzca imara açıldı, rant uğruna imar afları çıkartıldı ve denetimsiz altyapı, inşaat çalışmaları çıkar ilişkilerine kurban edildi. Yani halkın hayatı ve güvenliği bir kaç iş adamı, müteahhit ve bürokratın çıkarları ve daha fazla kar hırsı uğruna ayaklar altına alındı.

6 Şubat 2023 tarihinde 10 ilde yaşanan deprem felaketi de bu çıkar ilişkilerinin bir sonucudur. Felaketten zarar gören illerde sonrasında yaşananlar ise insan hayatının değil, çıkar ilişkilerinin, iktidar hırsının ve oy kaygısının halkın hayatından daha önemli olduğunu göstermiştir.

Rant ve talanın yarattığı enkaza karşı dayanışma ise halka düşmüştür. İnsanlar yaşanan büyük acı karşısında tüm insani duygularıyla felaketi yaşayanlarla büyük bir dayanışma tutumu içine girdi.

Bizler de Emekçiler Dayanışması olarak başlattığımız oyuncak kampanyası ile Hatay Defne’deki bazı çadır kentlere ve güzel yüzlü çocuklara oyuncak götürmek için yola çıktık. Ancak bölgede gördüklerimiz ve halkın deprem sonrası yaşadıkları bizleri dehşete düşürdü. Bunlara tanık olmak insana acı ve öfke veriyor. Öncelikle yaşanan felaket sonrasında halk devlet tarafından sahipsiz bırakıldı. İnsanlar şu an ilkel dönemlerdeki ya da 3. dünya ülkelerindeki gibi hala temiz suya ulaşma çabası içindeler. Yani devlet orada en temel ihtiyaçlardan biri olan su ihtiyacını bile karşılayamaz durumda. Şehir insanlar açısından hala tehlike arz ediyor.

Bizler çadır kentte yaşayan çocukların bölgedeki olumsuzluklardan daha az etkilenmelerine yardımcı olmak için onlara oyuncak götürmeyi planladık. Bunun için bir süre önce bir kampanya başlattık. İnsanların gösterdiği dayanışma ile çocuklarımıza götüreceğimiz oyuncakları hazırladık. Deprem bölgesi dışında bulunan kimi çocuklar kendi oyuncaklarını bağışladılar, kimileri mektuplar yazdılar ve orada bulunan çocukların yaşadığı acıyı ve yoksunluğu paylaşmak istediler. Yaklaşık 150 çocuğu bir nebze de olsa onlara ulaşarak mutlu etmeye çalıştık.

Bölgedeki sorunların sosyal medya veya televizyonda görülenden çok daha derin olduğuna, insanların çok çaresiz bırakıldığına şahit olduk.

Biz Sol Parti Dayanışma Gönüllüleri’nin bulunduğu alanı ziyaret ettik. Kendileri diğer ilerici ve muhalif kurumlarla birlikte dayanışma ruhuyla ellerinden geleni yapmaya çalışıyorlar. Kaynaklar tabi ki sınırlı.

Yardım akışı ilk dönemlere göre çok daha azalmış durumda. Özellikle araya seçimin girmesi bölgeye olan dikkati epey azaltmıştı. Bölgedeki ilk gördüğümüz şey yaşamın oralarda durmuş olması.

Birçok hasar görmüş ve yıkılmaya yüz tutmuş binanın henüz harfiyat çalışmalarının dahi yapılmamış olduğunu gördük.

Defne bölgesi Hatay’da en fazla zarar gören bölgelerden birisi. Adeta savaştan çıkmış bir şehir görüntüsü var. Bu da insanların psikolojisini çok fazla etkiliyor. Defne ve Samandağ bölgesinde yaşamını yitiren insan sayısı ve ilçeden göç eden insanların sayısı diğer yerlere göre çok fazla.

Bölgedeki sorunların en başında temiz suya ulaşamama sorunu geliyor. Birkaç litrelik temiz suya ulaşabilmek için saatlerde çok uzun kuyruklarda beklemeniz gerekiyor. Günün belli saatlerinde su tankerleri geliyor ya da hazır suları dağıtmak için çadır kentlerin bulunduğu alana geliyorlar. Büyük çadır kentlerin olduğu yerlerde insanların oluşturduğu kuyruğun diğer ucunu görebilmek neredeyse zor. Su çok temel bir ihtiyaç ve ertesi gün insanlar bu ihtiyaçlarını giderebilecek mi, bilinmiyor.

Depremden zarar gören temiz su şebekelerinin tamir edilmemesi, arıtma sistemlerinin kurulmamış olması hayatı yakıcı şekilde etkiliyor. Temiz suya erişmek hakikaten en önemli problemlerden birini oluşturuyor.

Çocuklarla ilgili gördüğümüz en önemli sorun ise onların eğitim gibi temel ihtiyaçlarının çözülememiş olması. Aslında eğitim bu bölgede durmuş halde.

En başta kaymakamlık, valilik kendi binaları hasar gördüğü için sağlam kalan okul binalarına yerleşmişler.

Çocuklar eğitimlerini hala çadırlarda almaya çalışıyorlar. Birçok öğretmen bölgeden göç ettiği ya da yaşamanı yitirdiği için öğretmen eksikliği bölgede çok fazla. Çocukların eğitimden mahrum kaldığını ve onların en temel ihtiyaçlarının dahi giderilmediğine şahit olduk.

Bölgedeki sorunlar çok derin. Acil olarak yapılması gereken çok fazla şey var. Depremin ilk etkileri kaybolup el ayak çekilince oradaki insanlar daha büyük dayanışmaya ve yardımlaşmaya ihtiyaç duymaya başlıyorlar. Bizler insan hayatının her şeyin üstünde olduğu duygusunu ve düşüncesini hiç yitirmemeliyiz. Bu bir insanlık görevidir.

Bu ziyaretimizden sonra nasıl yardımcı oluruz düşüncesiyle yeniden plan yaparak bölgeye gitme kararı aldık.

Kadınlar ve çocuklar için neler yapabileceğimizi konuştuk.

Sol güçlerin ve demokratik kitle örgütlerinin bir araya gelerek bölgeyi en kısa zamanda daha yaşanabilir ve insani hale getirme planları yapması gerekiyor.

Örgütlülük ve dayanışma yaşatır.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.