Haftanın Özeti: Gelişmeler mücadele edenlerden yana

0
294

Türkiye’de ve dünyada mücadele olanakları artıyor. Emekçiler, ezilenler kendilerine dayatılan bu karanlık sisteme itirazlar geliştiriyor. En önemli eksiklik ise militan, örgütlü ve birbiriyle koordinasyon içinde bir soldur. Özetimizde önce Türkiye’den ardından ise dünyadan gelişmeleri aktaracağız…

13 Şubat günü Erzincan’ın İliç ilçesinde meydana gelen maden faciası gündemdeki yerini korumaya devam ediyor. Toprak altında kalan 9 işçinin bedenlerine hala ulaşılabilmiş değil. Yeni bir facia ile karşılaşma riski söz konusu ve arama çalışması durdurulmuş. Yaşanan facia, emperyalistlerin yerli işbirlikçileri sayesinde nasıl ülkemizi acımasızca sömürdüklerini bir kez daha açıkça ortaya koydu. Facia, bir “Sömürge tipi madencilik” anlayışının ürünüdür. Ülkemiz işçilerin, halkın sağlığının ve çevrenin mahvolması tehlikeleri gözardı edilerek ABD-Kanadalı emperyalist şirkete peşkeş çekilmiştir. Çevre Bakanı olduğu dönemde İliç madeninde Anagold isimli firmaya ÇED olumlu raporu vermesiyle bilinen AKP’nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı Murat Kurum kullandığı, “ÇED raporuyla toprak kaymasının ne alakası var?” ifadeleriyle bir kez daha tepki çekti. İliç’te yaşananlar işçi ve doğa katliamıdır. İliç maden felaketi üzerine AKP adayı Murat Kurum hızla prestij kaybederken İmamoğlu İstanbul’da seçilme şansını artırdı. Esas mesele ise çevre, halk sağlığı ve işçi sağlığı meselesidir.

Bir önemli gündem de yaklaşan seçimler. Yerel seçimlerde adaylar 20 Şubat günü başvurularını tamamladı. AKP’nin İstanbul, İzmir ve Ankara adaylarının “düşük profilli” oldukları dile getiriliyor. CHP’nin asıl olarak İmamoğlu tarafından belirlendiği söylenen adayları ise ne yazık ki rant, talan ve patron belediyeciliğine herhangi bir alternatif oluşturamıyor. CHP’nin Hatay’da Lütfü Savaş’ta karar kılması da büyük tepkilere neden oldu. Sosyalistler cephesinde ise dağınıklık devam ediyor. Güçlerimizi yan yana getirsek birçok yerde başarı elde edebilecekken, birbirimize karşı aday çıkarma yarışına girilmiş durumda. Türkiye İşçi Partisi, Kadıköy’e adaylığını koyan Maçoğlu’na rağmen, parti genel başkan yardımcısını aday göstererek tepki çekti. Buna karşılık TKP “Küçük hesapların peşinde olmayacağız” diyerek Samandağ’da TİP adayını destekleme kararı aldı. Gebze’de CHP ve DEM Parti de TİP Genel Başkanı Erkan Baş’ın adaylığını desteklendiği belirttiler.

Kısa bir süre önce şeriat savunucularının düzenlediği eylem sonrasında onlara gösterdiği tepki ile gündem olan ve bu nedenle tutuklanıp salıverilen öğrenci Ege Akersoy’a “kasten yaralama” suçundan 2 bin TL adli para cezası verildi. Sosyal medya üzerinden paylaştığı şiirin altına gelen yoruma karşı, şeriatçılığa tepkisini gösteren avukat Feyza Altun “halkı kin ve düşmanlığa sevk ettiği” iddiasıyla gözaltına alındı. Altun, kısa sürede toplumun büyük bir kesimi tarafından sahiplenildi. AKP’liler tarafından ise linç edilmeye çalışıldı. Gözaltına alınan Altun “adli kontrol” şartıyla serbest bırakıldı. Bu hafta gündemde tartışılan bir olay da 2. Abdulhamit’in torunu Berna Sultan Osmanoğlu’nun düğününde yaşandı. Osmanoğlu’nun düğününde Şevki Yılmaz isimli gericinin Mustafa Kemal hakkında “Selanik’ten gelen dönme” ve “Osmanlı’yı süren soysuzları lanetliyorum” ifadeleri tepki çekti. Düğüne katılan İlber Ortaylı, hem bu sözlere tepki göstermemesi hem de Şevki Yılmaz’ın bedduasına “Amin” diyerek gülerek karşılık veren Diyanet görevlisi imam Halil Konakçı ile aynı masada oturması nedeniyle yoğun eleştiri aldı. Abdülhamid’in 4. kuşak torunu olan Roksan Kunter Özkan ise daha sonra sosyal medyadan yaptığı açıklamada, ailece, Şevki Yılmaz’ın yaptığı hakaretlere katılmadıkları belirtildi. Bu açıklama ülkemizdeki dincilerin ne denli gerici durumda olduklarını göstermektedir.

İstanbul Üniversitesi’nin turistlere açılması, öğrencilere ise sınırlandırılması, üniversite gençliği tarafından eylemlerle protesto ediliyor. İstanbul Üniversitesi öğrencilerine, dönem başlangıcı ile beraber “kampüsler arası geçiş yasağı” konuldu. Duruma karşı tepki gösteren gençlik, yaratıcı eylemler geliştiriyor ve rektör Osman Bülent Zülfikar’ın almış olduğu karara direniyor. Gençlik üniversite yönetiminin bu saçma sapan kararından vazgeçmesini talep ediyor. Yapılan eyleme polis saldırsa da, direnen gençliğin geri adım atmaması, yönetimin öğrencilerin görüşme talebini dikkate almasıyla sonuçlandı. Öğrenciler, oluşturdukları meclis ile “Söz, yetki, karar üniversite bileşenlerine” diyor.

Hafta boyunca emekçi direnişleri çok çeşitli merkezlerde devam etti. İliç’te toprak altında kalan işçilerin aileleri ve yakınları Çöpler Köyü’nden maden sahasına yürüyüş yaparak arama-kurtarma çalışmalarının durdurulmasını protesto etti. Sedikalaştıkları ve hak talep ettikleri için işlerinden atılan Sputnik işçileri direnişlerine 191 gündür devam ediyor. Urfa Tüvtürk-Polçak Direnişi 1914. gününde devam ediyor. Bugün 187 gündür direnişte olan Agrobay işçileriyle dayanışma amacıyla Agrobay’ın domates sattığı Lidl zincir mağazalarının Berlin’deki bir şubesi önünde 22 Şubat günü basın açıklaması yapıldı. Serioplast işçileri Petrol-İş öncülüğünde direndi ve kazandı. TCDD emekçisi Birleşik Taşımacılık Çalışanları Sendikası (BTS) üyeleri demiryollarında liyakat yerine cemaat/tarikat üyeliğinin gözetilmesini protesto ederek İstanbul’dan ve Diyarbakır’dan Ankara’ya yürüyüş gerçekleştiriyor. Haklarını arayan İnşaat İş Sendikası üyelerine Başakşehir Belediyesi önünde yaptığı eylem nedeniyle ev hapsi kararı verildi. İşçiler hak ve özgürlükleri seçimler yoluyla değil örgütlenme ve mücadele yoluyla kazanabiliyorlar.

Dünyadan gelişmelerle devam ediyoruz. AKP iktidarı Somali’de deniz güvenliğini sağlama görevini üstlendi. Etyopya, Libya, Somali gibi ülkelerde ve Ortadoğu’da aktifleşen Türkiye egemenlerinin Afrika’ya ilgisi gitgide artıyor.

WikiLeaks’ı kurarak ABD’nin savaş suçlarını teşhir eden Julian Assange’ın davası Londra’da Yüksek Mahkeme’de görüldü. Assange ABD’ye iade edilmek isteniyor ve böylece 175 yıla kadar hapis cezası ile karşı karşıya. Dava sürerken Assange’a sahip çıkan insanlar bir protesto gösterisi gerçekleştirdi ve “Assange’a özgürlük” taleplerini dile getirdi. Mahkeme, kararını ileri bir tarihte vereceğini açıkladı.

Almanya’da havalimanı çalışanları Ver.di sendikası öncülüğünde uyarı grevindeydi. 10’a yakın havalimanını etkileyen uyarı grevi, toplu pazarlık görüşmelerinde emekçilerin lehine kararlar alınmasını sağlayabilir. Lufthansa firması karlarına kar katarken, emekçiler ise düşük ücrete mahkum bırakılıyor.

Yunanistan’da ise çiftçilerin direnişi gündem oluşturuyor. Haftalardır taleplerini hükümete duyurmak isteyen emekçiler, traktörleri ile başkent Atina’da bulunan parlamento binası önünü kapattı. Yaşam koşullarının düzeltilmesi için direnen emekçiler, üretim maliyetlerinin düşürülmesi, vergi yüklerinin hafifletilmesi, doğal afetlerden zarar gören çiftçilerin desteklenmesi gibi birçok hak talebinde bulunuyor.

Gazze’de İsrail saldırganlığı da gündemdeki yerini koruyor. İsrail ABD ve Batı’yı arkasına almış, acımasız bir saldırganlıkla Filistinlileri katletmeye devam ederken, bu duruma gerçek bir şekilde itiraz geliştiren devletler de politik alanda mahkum edilmeye çalışılıyor. Güney Afrika, Lahey’deki Uluslararası Adalet Divanı’na acil başvuruda bulunarak İsrail’in Refah’taki askeri operasyonlarının incelenmesini istedi. İsrail ise Güney Afrika’yı “terör örgütünün yasal kolu” olmakla suçladı. Uluslararası Adalet Divanı ayrıca İsrail’e 26 Ocak’ta hükmedilen altı ihtiyati tedbir kararını “derhal ve etkin şekilde uygulama” çağrısında bulundu. Brezilya Devlet Başkanı Lula, İsrail’in yaptıklarını Hitler’e benzetirken, bu benzetme Netanyahu tarafından “kırmızı çizgiyi aşmakla” eş tutuldu. Birleşmiş Milletler’in Gazze’de derhal ateşkes ilan edilmesine dönük alacağı karar da Konsey’den ABD sebebiyle geçmedi. Diğer yandan ise Lübnan’da Hizbullah, Irak ve Suriye’de anti-emperyalist Şii direniş örgütleri ve Yemen’de Husiler ile İsrail ve Batılı güçler arasındaki çatışmalar devam etti.

Medya hem dünyada hem ülkemizde genel olarak egemen güçler arasındaki mücadelelere ışık tutarken dünyada ve ülkemizde ezenlerle ezilenler arasındaki mücadele bütün alanlarda sürüyor. Kadını ve erkeğiyle işçiler, emekçiler ve gençler hakları ve özgürlükleri için direniyor. Bu mücadeleler devrimcilerin bilinçli ve militanca desteğini bekliyor.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.