Almanya’nın Kuzey Ren Vestfalya eyaletinde hükümette olan CDU/FDP (Hristiyan Demokrat Birlik Partisi – Hür Demokratik Parti) koalisyonu tarafından gösteri yasasının sertleştirilmesine karşı 22 Ocak 2022 tarihinde Münster’de korsan eylem gerçekleştirildi. Yaklaşık 100’ün üzerinde kişinin katıldığı eylemde polis yoğun güvenlik önemleri aldı.
“Polis şiddetine ve gösteri yasasına karşı” yazılı pankart ile “Denetim ve kontrol olmadan istediğimiz şekilde gösteri yaparız”, “Her yerde polis var ama adalet yok”, “Hanau’da neredeydiniz?!” (1) ve “Oury Jalloh cinayetti – her yerde direniş var” (2) sloganları eşliğinde genç kitle şehir merkezinde yürüyüşünü gerçekleştirdi. Polis kitlenin harekete geçmesini engellemek amacıyla polis aracını kitlenin üzerine sürdü ve bir genci neredeyse ezecekti. Eyleme katılan kitle yürüme kararını bozmadan eylemini sloganlar eşliğinde devam ettirdi.
7 Ocak 2022 tarihinde yürürlüğe giren yeni gösteri yasası daha önce Düsseldorf kentinde 26 Haziran 2021’de yaklaşık 8 bin; 28 Ağustos tarihinde ise yaklaşık 5 bin kişi tarafından protesto edilmişti. Çeşitli sol örgütler, sendikalar ve partilerin katıldığı eyleme polis sert müdahale etmiş ve gazetecilere saldırmıştı. Bazı otonom grupların meşale kullanmasını bahane ederek eylemi kriminalize etme amacıyla eyleme saldıran polis, aralarında çocukların da olduğu yaklaşık 300 göstericiyi saatlerce ablukaya alarak bekletmişti.
Gösteri Yasası’ndaki değişikliğe gerekçe olarak eyalet hükümeti tarafından aşırı sağcıların gösteri yapmasının zorlaştırılması gösterildi. Gerçekte ise yeni yasa daha çok sağcıların eylemlerine karşı düzenlenen eylemleri önlemeyi veya ilerici eylemleri suç saymayı hedefliyor.
En çok tartışmaya neden olan kararlardan biri ise üniforma ve paramiliter görünümü yasaklayan yeni “militanlık yasağı“. Bu yasağın son yıllarda özellikle kömür madeni ocaklarını işgal eden beyaz badanacı kıyafetlerindeki çevreci grupları ve siyah anti-faşist bloğu kapsayacağı tartışmasız. Eylemlere üniformalı katılma yasağı ile aynı zamanda işçilerin iş kıyafetleriyle eylem yapmalarının da engellenmesi ve böylelikle grevlerin de bu yasağın kapsamına girebileceği tahmin ediliyor. Özet olarak sağcıların gösterilerini yasaklama bahanesi ile eyalet hükümeti bu yasayı daha çok sol eylemleri zorlaştırmak ve tamamen bastırmak için tasarlamıştır.
Eylemleri zorlaştırmanın bir başka yolu ise eylem izni alan kişileri baskı altına almak. Eylem iznini alan kişiler yeni yasaya göre artık sosyal medyada vs. çağrıda bulunduklarında ismini açıklamak zorunda. Ayrıca polis artık eylemi organize etmeye yardımcı olan kişilerin isimlerini ve adreslerini isteyebilecek. Kendince “uygun olmayan” kişileri de reddedebilme yetkisine sahip artık polis. Dolaysıyla istediği takdirde belirli kişilerin ve grupların eylem yapması tamamen engellenebilir. Eylemde polisin bakış açısına göre her hangi bir sorun çıktığında ise, eylem iznini alan kişi tek başına sorumlu tutulup yargılanabilecek.
Daha önce de 2018 yılında Kuzey Ren Vestfalya eyalet hükümeti polis yasasını olağanüstü ölçüde sertleştirmişti. Yeni polis yasasını onaylayan bir başka parti ise SPD (Sosyal Demokratik Parti) olmuştu. Yeni yasa polislere kesin bir şüphe olmadan insanlara kimlik kontrolü dayatma ve arama hakkı; eğer kişi bunu reddederse bir haftalık gözaltında tutma hakkı tanıyor. Bir başka yeni uygulama ise “tahmini yakın terörist tehlike” durumunda polisin delil olmadan şüpheli kişileri bir aya kadar mahkeme önüne çıkarmadan gözaltında tutabilme yetkisi.
(1) 19 Şubat 2020 tarihinde Almanya’nın Hanau kentinde dokuz kişi aşırı sağcı saldırıda katledilmişti.
(2) 7 Ocak 2005 tarihinde Almanya’nın Dessau kentinde Oury Jalloh isimli siyahi bir kişi gözaltına alınıp hücrede elleri kelepçelenerek polis tarafından yakılarak katledilmişti.
Odak – Almanya
