Sağlık sisteminin sorunları ile ilgili Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu’na (KESK) bağlı Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Samsun Şube Başkanı Şuayip Zobalı ile bir sohbet gerçekleştirdik. Zobalı’nın sorularımıza verdiği yanıtları yayınlıyoruz.
İyi okumalar dileriz.
- Sağlık sistemi nereden nereye geldi?
Sağlık sistemi 1980 sonrası yürürlüğe giren neoliberal politikalarla, devletin “kamu hizmetleri” anlayışını, etkinlik ve verimlilik kriterleri çerçevesinde, fiyat tabanlı, bürokratik olmayan, piyasa ve müşteri odaklı yeniden kurgulamıştır. Bu anlayış kamu hizmetlerinin yerine getirilmesinde kamu, özel sektör ve sivil toplum örgütlerini bir araya getiren; yeni kamu işletmeciliği anlayışını benimseyen; mal ve hizmet üretimindeki maliyet, risk ve fayda gibi sonuçların tüm aktörlerce paylaşıldığı “kamu özel ortaklığı” yöntemini beraberinde getirmiştir.
Bu dönüşümde kamu ve özel sektör birbirini dışlayan bir tarzdan birbirini tamamlayan bir tarza evrilmiştir. 1980 öncesi kamu ve özel sektör birbirinin karşıtı ve ikamesi yerine düşünülürken, Kamu Özel Ortaklığı (KOÖ) ile birbirini bütünleyen bir anlayışla kurgulanmakta; devlete sistemin bekçisi görevi verilmektedir.
- AKP döneminde sağlık sisteminde yaşanan değişiklikler nelerdir?
2000 yılı sonrası sağlık hizmetlerinde kamu hastanelerinin artış hızı azalırken özel hastane sayısı artışı en yüksek düzeyde gerçekleşmiştir. 1980 sonrası dönemde özel hastane sayısı kamu hastanelerinin %20’si kadarken 2014 yılında %64’üne ulaşmıştır. Şehir hastaneleri projesi ile kamu hastanelerinin kapanacak olması, özel hastane sayısını ilk sıraya taşıyacaktır.
- Bu değişiklikler bir sağlık çalışanı olarak sizi ve çevrenizi nasıl etkiliyor?
Sağlıkçıların farklı istihdam şekilleriyle çalıştırılması, ücret farklılıkları, ücret düşüklüğü ile istihdam azlığına bağlı iş yükünün artmasından kaynaklı hizmet aksaması ortaya çıkmakta. Buda sağlıkta şiddet olaylarını besleyen unsurlardan birisi olarak karşımıza çıkmaktadır.
- Değişiklikleri müşteri diye bilinen vatandaş nasıl hissediyor?
Şehir merkezlerindeki hastanelerin kapatılarak entegre sağlık komplekslerine taşınması şehir trafiğine yük bindirecek ve halkın hastaneye erişimini zorlaştıracaktır. Tek bölgede ve şehrin dışında planlanan şehir hastaneleri; acil vakaların, yaşlı, çocuk ve engellilerin, uzak mahallelerdeki halkın sağlık merkezine erişimini zorlaştıracaktır. Daha küçük kamu hastaneleri kamu özel ortaklıkları yüzünden kapandıkça acil hastane bakım hizmetleri de giderek daha erişilmez olacaktır. Bu durumun da özel sağlık kuruluşlarına talebi arttıracağı öngörülmektedir. Özel hastanelerin artarak kontrolsüz bir şekilde çoğalması ve denetimsizliği yeni doğan çeteleri ve organ mafyaları gibi yapıların ortaya çıkmasına neden olmuştur. Çalışanlar reçete katılım payı, muayene katılım payı, ilaç yüzdesinin %20’si ve ilaç fiyat farkını eczanelere doğrudan cepten ödemektedir. Emeklilerde ise reçete katılım payı, muayene katılım payı, ilaç yüzdesinin %10’u maaşlarından kesilmekte, sadece ilaç fiyat farkı eczanelere doğrudan ödenmektedir. Emeklilerin sağlık bedellerinin eczanede ödemek yerine maaşlarından kesilmesi, artan cepten harcamaları gizlemektedir.
- Sağlık emek örgütlerinin sürecin yönetimindeki etkinliği hakkında neler söylenebilir?
Sendikamsı yapıların devlet eliyle beslenmesi ve emekçileri mücadele eden sendikalara karşı korkutma yada kışkırtması mücadele konusunda insanları olumsuz yönde etkilemektedir. Ama yine de bu süreçte 15 emek ve meslek grubunun bütün farklılıklara rağmen Aile hekimliği eylemleri ve Sağlıkta şiddetin sona ermesi için yaptıkları eylemlerde birleşebildiklerini görmekteyiz. Yani o kadarda umutsuz değiliz…
- Çözüm yolunda düşünceleriniz nedir?
• Sağlık hizmetlerinin tüm temel basamakları kamu eliyle geliştirilmeli ve örgütlenmelidir.
• Halkın alacağı sağlık hizmeti hakkında söz sahibi olduğu mekanizmalar oluşturulmalıdır.
• Sağlık giderleri genel bütçeden karşılanmalıdır.
• Yurttaşlar için eşit, parasız ve nitelikli sağlık hizmetlerine erişim sağlanmalıdır.
• Çalışanlar için insan onuruna yaraşır çalışma ortamı, adil ve eşit ücret politikaları hayata geçirilmelidir.
• Sağlıkta şiddet yasasının acil olarak yeniden düzenlenip daha yaptırıcı öğeleri içermesi sağlanmalıdır.
Sonuç olarak, nitelikli sağlık hizmetine erişmenin yolu, sağlık eğitiminin, sağlık hizmeti üretimi ve sunumunun destek hizmetlerini de içeren tüm bileşenleri ile kamu tarafından, kadrolu ve güvenceli sağlık emekçileri eliyle, kâr gözetmeden sunulmasından geçmektedir.