(SÖYLEŞİ) Alper Taş: Savaş Karşıtı Anti-Emperyalist Bir Cephe Kurulması Gerekmektedir

1
323

Odak Dergisi ülkemizde ve dünyada yaşanan gelişmeleri Türkiye ve dünya devrimci hareketi açısından anlamaya çalışıyor. Değişik konu başlıklarından oluşan söyleşilerimizde sosyalist örgütlerden ve kişilerden aldığımız görüşler ile ortak bir eleştirel düşünceye varmayı umuyoruz. “Anti-Emperyalist Barış Hareketi İhtiyacı” konusundaki sorularımızı bu kez de Sol Parti’den Alper Taş’a yönelttik. Aldığımız cevapları sizlerle paylaşıyoruz. İyi okumalar…

ODAK: Emperyalizm savaşları hangi amaçlarla, nerelerde ve nasıl kışkırtıyor?

Alper Taş: Bugün içinde yaşadığımız dönemi tarif etmek gerekirse bir kriz, bunalım ve buhran süreci içerisindeyiz, diyebiliriz. Yani Sovyetler Birliği eksenli dağılan sosyalizmden sonra büyük zafer havalarıyla ortaya çıkan ve ideolojilerin sonu geldiğini söyleyen emperyalist-kapitalist sistem 2008’de girdiği krizi hala aşabilmiş değil. Kriz gittikçe de derinleşmekte ve uygarlık krizine dönüşmektedir. Hem insanın hem doğanın yok oluşuna gideceği dinamikler üretmektedir. Emperyalist-kapitalist sistem yarattığı bu krizi geliştirdiği savaşlar ve işgaller ile aşmaya çalışmaktadır. Kriz varsa savaş vardır ve dünya şu anda yeniden bir paylaşım savaşı içine sokulmuştur. Ukrayna’dan Filistin’e kadar bir paylaşım savaşı içerisinde olduğumuz söylenebilir. Suriye, patlamaya hazır durumdaki Kafkasya, Asya-Pasifik hattı da aynı şekilde bu paylaşım savaşlarını örneklendireceğimiz yerlerdir. İçerisinde bulunduğumuz savaş döneminin-sürecinin esas nedeni ise kapitalist sistemin çöküşüdür. Sistem krizini savaşlar ile aşmaya çalışmaktadır.

ODAK: Ukrayna ve Ortadoğu’daki savaşlar dünyayı nasıl etkiliyor? 

Alper Taş: Eskiden, ne kadar eksikler ve yanlışlar içerse bile, Sovyetler Birliği’nin olduğu iki kutuplu dünya vardı. Bir tarafta emperyalistler, bir tarafta sosyalistler duruyordu. Şimdi ise iki kutuplu dünyanın iki tarafının da içeriği kapitalisttir. Biri, daha geleneksel ve eski olan Amerikan kapitalizmi ile kendisine vücut bulan NATO’da ve AB’de örgütlüdür. Bu Atlantikçi hat karşısında büyüyen ise Rusya’nın ve İran’ın da dahil olduğu ama esasında Çin’in başını çektiği, öteki kapitalist odaktır. Bu iki kamp arasında doğal olarak bir hegemonya kavgası bulunmaktadır. Bütün bu Ukrayna ve Suriye savaşları, bu büyük paylaşım yarışından bağımsız değildir. Ukrayna’daki savaş şu an Rusya ile NATO’nun desteklediği Zelensky iktidarı arasında geçiyor görünse bile savaşın arka planında olan asıl neden, ABD ile Çin arasındaki yarış şeklinde değerlendirilmelidir. Böylelikle Çin’in ve müttefiklerinin zayıflatılmaya çalışıldığı bir durum söz konusudur. Ukrayna savaşında Rusya’ya yapılan müdahalenin amacı budur. Amaç Rusya’yı krizin içerisine sokmak, etkisiz kılmak ve zayıflatmaktır ve dolayısıyla Çin’i de aynı şekilde.

Suriye’ye baktığımızda da Çin’in, Rusya’nın ve İran’ın müttefiki olabileceği güçler sahadan tasfiye edilmektedir ve ABD, İngiltere ve İsrail’in dayandığı güçlerin önü açılmaktadır. Ukrayna, Suriye ve Filistin savaşı emperyalist güçler arasındaki yarışın arenasına dönüşmüş haldedir. Bu kavganın özü budur. Yeni ittifaklar ve yeni şekillendirmeler oluşmaktadır. NATO’nun karşısında Şanghay İşbirliği Örgütü, AB’nin karşısında BRICS ekonomi topluluğu, Kuşak Yolu Projesi’nin karşısında ABD enerji koridoru diye alternatifler oluşturulmaya çalışıyor. Dünyada iki emperyalist kutup arasında güç kavgası devam ediyor. Tabi ki bu iki kutubun birisi daha saldırgan ve yayılmacıdır.

Bizim açımızdan tablo şudur ki biz başka bir dünya istiyoruz. Kapitalist kutuplar arasında bir tarafın yanında duramayız fakat bugünkü düzleme baktığımızda biri daha saldırgan ve yayılmacı durmaktadır. Ana tehlike ABD emperyalizminin başını çektiği güçtür ve durdurulması gerekmektedir. Bu, bir güce karşı diğer gücün yanında olacağız anlamına gelmemektedir. Biz kendi dünyamızı oluşturmak istiyoruz. Bu dünyayı da bu mücadelenin içerisinde oluşturabiliriz. 

ODAK: Emperyalist saldırganlık karşısında ülkemiz emekçileri, halkımız ve ezilen insanlık lehine barışı nasıl savunabiliriz?

Alper Taş: Türkiye devrimci hareketinin yakın geçmişte önemli deneyimleri oldu. Irak’ta savaşa son platformu buna örnek olabilir. Savaş karşıtı söylemi öne çıkardığımız, güçlü bir mücadele dönemi yaşamıştık ve aynı şekilde dünyada da bunun birçok örneği vardı. Şu an ise düzenli, kurumsal ve savaş karşıtı bir cephe hem dünyada hem ülkemizde bulunmamaktadır.

Emperyalist savaşlar çağında bu çelişkiler arasında savaş karşıtı anti-emperyalist bir cephe kurulması gerekmektedir. Emperyalizmi ve kapitalizmi teşhir eden; savaşsız, sömürüsüz bir dünyanın kendisini ifade edeceği bir alternatif cephe ihtiyacı görünmektedir. Anti-emperyalist ve doğalında anti-kapitalist bir söylem bu cephenin içeriğini oluşturmalıdır. Biliyorsunuz ki ülkemizde NATO zirvesine karşı büyük protestolar düzenlenmişti. 60’larda, 70’lerde ve yakın dönemde büyük çaplı eylemler düzenleniyordu. Büyük bir deneyime sahibiz fakat Türkiye sosyalist hareketi şu an bu durumdan çok uzak fakat büyük potansiyeller barındıran devrimci hareketimizin tekrardan bu konuları gündemine alması gerekmektedir.

1 Yorum

  1. Alper Taş’ın cevapları gayet güzel olmuş. Çin’i kapitalist görmesine katılmak zor. Çin’de kapitalizm elbette var fakat sistemin sosyalist yönleri de var. Çin dünyada barıştan yana bir rol oynuyor.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.