HAFTANIN ÖZETİ

0
969

Bu haftaki özetimize Erdoğan hükümetinin geleceği hakkındaki tartışmaları özetleyerek başlıyoruz. Son Avrasya Araştırması AKP’nin hızla oy kaybettiğini ortaya koyarken 17/25 Aralık yolsuzluk skandallarında ismi geçen Erdoğan Bayraktar’ın bir gazeteciye itirafları da gündemi sarstı. Eski bakanın 17/25 Aralık kayıtlarının doğru olduğunu söylemesi, muhalif kesimde AKP’nin dağılıyor olmasına yorumlandı. Bayraktar şahsen hırsızlık yapmadığını ama yolsuzluklara korkudan ses çıkaramadığını belirtti. AKP ve Erdoğan’ın yerine büyük olasılıkla Kılıçdaroğlu’nun gelmesiyle, güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçileceği yorumları yapıldı.

Diğer yandan Erdoğan iktidarının Libya ve Doğu Akdeniz’de geri adımlar atarak Mısır, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ile ilişkilerini düzeltme yolundaki çabalarını artırarak içinde bulunduğu tecridi kırma yolundaki çabalarını yükselttiği görüldü. Erdoğan ekonomik sıkışıklıktan kurtulmak için yabancı sermaye arıyor ve egemenliğinde bulundurduğu ülkemizin varını yoğunu satmaya hazır durumda.

Bir çok yorumcu ABD’nin İslami gericilikle arasına mesafe koyduğunu düşünürken ABD’nin Ortadoğu’daki en büyük askeri üssü olan Katar’ın Taliban’la ilişkisi gözden kaçırılıyor. Müslüman Kardeşler (İhvan) isimli uluslararası gericiliğin finans merkezi olan Katar, Taliban’ı da İhvan’dan görüyor. Bu durumda Erdoğan’ın “Taliban’la aramızda fazla fark yoktur” yolundaki sözleri, Kabil Havaalanı’na talip olma ve Taliban’la yakınlaşma yolundaki ısrarlı çabaları özel önem kazanıyor. Bilindiği gibi Taliban’la ABD arasındaki görüşmeler Katar vasıtasıyla sürdürülmüştü. Erdoğan’ın Biden ile Afganistan hakkında gizlice anlaşmış olduğu, yüzbinlerce Afgan mültecinin Türkiye’ye sokulmasıyla ortaya çıkmıştı. Arap Baharı adı verilen gerici süreçte Suriye’de yaşananların şimdi de Orta Asya’da yaşanmasından kaygı duyuluyor. Erdoğan’ın iktidar için her şeyi yapabileceği, işbaşına gelmesinden bugüne kadarki yaptıklarından biliniyor.

Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO) hazırladığı bir rapor ile devam ediyoruz. Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) 4 milyarı aşkın insanın, yani 7,6 milyar olan dünya nüfusunun yarısından fazlasının, sosyal korumadan yoksun olduğunu açıkladı. Bu kurumun hazırladığı rapora göre KOVID-19 küresel salgını, yüksek ve düşük gelirli ülkeler arasındaki eşitsizliği derinleştirdi. Bu yüzden insanlığın daha büyük bir kısmı sosyal korumadan mahrum kaldı. ILO, fakir ülkeleri ve zor durumdaki insanları koruyan sosyal politikalar ve uluslararası dayanışmanın tüm insanlığın çıkarına olacağını hatırlattı. Bu tavsiyenin kapitalist dünyada yüksek bir etki yaratmasını beklemiyoruz ancak durumun ortaya konulması önemlidir.

Dinci AKP rejiminin her fırsatta tartışmaya açtığı yeni bir anayasa oluşturma planı 2021-2022 Adli Yılı açılışında da gündeme gelirken; açılışta ortaya çıkan tablo nasıl bir anayasa değişikliği istendiğini açıkça ortaya koydu. Yeni adli yıl, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın yaptığı duayla açıldı. Üzerinde cübbesiyle duaya katılan Yargıtay Başkanı Mehmet Akarca, “Yeni bir anayasa hazırlanması, iktidar ve muhalefet partilerinin gündemine yeniden girmiştir. Biz de bu arayışı destekliyoruz” açıklaması yaptı. Hukuk devleti ve yargı bağımsızlığı söylemiyle ne amaçlandığı bir kez daha ortaya çıkmış oldu. Bütün basını yandaş basın haline getiren Erdoğan’ın, muhalif sosyal medyayı da engellemek amacıyla “yalan haber ve dezenformasyonla mücadele” için kanun hazırlıkları hızlandırdığı belirtildi. Erdoğan dinci diktatörlüğü kurumlaştırmaya çalışıyor.

Muhalefet partileri iktidarı “devralmaya” hazırlanırken AKP’nin seçmen desteği hızla azalan ortağı MHP’yi kurtarmak için seçim barajını yüzde 10’dan yüzde 5’e indirmek ve hatta seçim sistemini değiştirmek istediği tartışılıyor. Hızla eriyen AKP’nin iktidarda kalmak ve güvenceler almaksızın iktidarı vermemek için her şeyi yapmaya hazır olduğu biliniyor.

İlerici sanatçı Ferhan Şensoy’un tedavi gördüğü hastanede yaşamını yitirmesi (31 Ağustos) haftanın önemli gördüğümüz gelişmelerinden biri oldu. 70 yaşında ölen Ferhan Şensoy geliştirdiği müzikal tiyatro ile faşizmin ve gericiliğin karşısında durdu. LİNKTE onun ünlü oyun müziklerinden birini veriyoruz. 2 Eylül günü de dünyaca ünlü Yunanlı müzisyen Mikis Theodorakis öldü. Theodorakis uzun yıllar Komünist Partisi (KKE) üyesiydi. İtalyan ve Alman faşizmi ile birlikte Albaylar Cuntasına karşı direnişte yer aldı. Yunanistan İç Savaşı sırasında direnişçi idi. Filistin davasını destekledi ve ABD’nin Irak’ı işgal etmesine ve Yugoslavya’yı bombalamasına karşı çıktı.

Haftalık özetimizi emek cephesinden bir haberle ve çağrıyla sonlandıralım! İşçiler iktidara ve sermayeye karşı mücadele verirken, aynı zamanda bürokratik ve yozlaşmış sendikacılığın anti-demokratik tutumlarıyla da mücadele etmek zorunda kalıyorlar.

Geçtiğimiz günlerde DİSK Genel-İş Sendikası’na üye Ataşehir Belediyesi’nde çalışan 4 işçi, geçtiğimiz aylarda yönetimi devralan İstanbul Anadolu Yakası 1 No’lu Şube tarafından hiçbir gerekçe gösterilmeksizin iş yeri temsilciliklerinden alındı. DİSK Genel-İş İstanbul Anadolu Yakası 1 No’lu Şube yönetiminin bu baskıcı ve dayatmacı tutumuna karşı tavır alan işçiler sendikanın Kadıköy’de bulunan şubesi önünde bir oturma eylemi başlattı.

30 Ağustos’ta başlattıkları oturma eylemlerini 3 Eylül Cuma günü sonlandıracak olan işçiler, demokratik kamuoyunu DİSK Genel-İş İstanbul Anadolu Yakası 1 No’lu Şube’nin Kadıköy’de bulunan binası önünde düzenleyecekleri basın açıklamasına çağırıyorlar. Biz de tüm işçi dostlarını bu çağrıya kulak vermeye davet ediyoruz. Gelin, DİSK Genel-İş’in bu kabul edilemez kararını protesto etmek için işçilerin yanında olalım!

Tarih: 3 Eylül Cuma

Yer: DİSK Genel-İş İstanbul Anadolu Yakası 1 No’lu Şube’nin önü (Kadıköy)

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.