Sekiz yıl önce Manisa Soma’da 301 madencinin yaşamını yitirdiği katliamın yıldönümünde Soma’da bir anma yapıldı. Madenci ailelerinin adalet arayışına Soma halkı, partiler, sivil toplum örgütleri, CHP milletvekilleri ve sanatçılar da anmaya katılarak destek verdiler
Anmaya katılanlar öğretmenevinden Beşyol’daki Madenci Anıtı’na kadar yürüdü ve burada ortak bir basın açıklaması yaptı.
”Tam sekiz yıldır adalet arıyoruz” diye başlayan basın açıklaması şöyle devam etti:
“Bizler, tam sekiz yıldır adalet arıyoruz. Yitirdiğimiz 301 can için, 301’in anneleri, babaları, çocukları ile birlikte adalet arıyoruz. Davaya bakan hakimlere zorla görevlerinden el de çektirseler adalet arıyoruz.
Bu davada olası kasıttan karar verilemezse, hiçbir davada olası kasıttan ceza verilemez diyen Yargıtay hakimlerini görevden de alsalar adalet arıyoruz. Davayı takip eden avukatları tutuklayıp hapsetseler de adalet arıyoruz.
Soma Maden Katliamı’nın sorumlularının yargılandığı davada ne olmuştu hatırlayalım!
Soma Davası’nı ilk günden beri takip eden, mağdurları, tanıkları, sanıkları dinleyen mahkeme heyeti karar celsesinden hemen önce değiştirilmiş, mahkeme başkanı başka bir yerde görevlendirilmişti. Yeni gelen heyet, ödül gibi cezalar verdiği Can Gürkan ve diğer sorumluları kurtarmak için elinden geleni yapmıştı.
Yargıtay 12. Ceza Dairesi, oybirliği ile verdiği 30 Eylül 2020 tarihli kararıyla, öldürülen işçilerin olası kasıt ile öldürüldüğünü vurgulamış ve patron Can Gürkan’ın olası kastla insan öldürme suçundan 301 kez ayrı ayrı cezalandırılması gerektiğine hükmetmişti. Mahkeme kararında, ‘Böyle bir davada olası kasıttan karar verilemezse, hiçbir davada olası kasıttan ceza verilemeyeceği’ açıkça belirtilmişti.
Bizler Yargıtay’ın bozma kararı sonrası dosyanın Akhisar’a dönmesini beklerken, birileri, binbir türlü dalavere ile bu kararı veren beş kişilik Yargıtay heyetinin üç üyesini değiştirmiş ve yerlerine atanan bürokrat üyeler Yargıtay 12. Ceza Dairesi’nin daha önce vermiş olduğu tarihi kararını bozdurmuştu. Sonuç olarak, patron Can Gürkan da dahil olmak üzere sanıklara 12 yıl ile 20 yıl arasında cezalar verildi. Haluk Evinç hakkında verilen beraat kararı ise onandı. 301 canın karşılığı 20 yıl denildi.
Katliamda sorumluluğu bulunan kamu denetçilerinin, bundan sonra bu görevi yapmalarını engelleyen karar ise kaldırıldı. Yani bu katliamda sorumluluğu bulunan denetçiler, başka madenlerde benzer şekilde denetim yapmaya devam edebilecek.
Bütün bunlar, sosyal cinayetleri görmezden gelen, ‘işçi canını basit bir maliyet kalemi’ sayan, ‘kader ve fıtrat’ anlayışının ürünüdür. Bu dosya için özel olarak görevlendirilmiş olan üç üye hâkim tarafından verilmiş olan bu kararla, iş cinayetlerine dair yargısal içtihadın ve işçi sınıfı tarihi açısından en ileri yargı kararlarından birisi gasp edilmiştir.
Her yıl yüzlerce işçinin iş cinayetlerinde hayatını kaybettiği Türkiye’de sermaye sahiplerine, ‘siz rahat olun, gerekirse avukatlarını tutuklarız, yine de hesap sormalarına engel olmak için elimizden geleni yaparız’ denmektedir. Bir kez daha tekrar ediyoruz: Soma’yı unutma, unutturma!”
