“Yer Üstünde Olağanüstü Hal Olabilir Ama Yerin Altı Bize Ait “

0
1758

IMG_0510Torba yasaya tepki gösteren GMİŞ Genel Başkan Yardımcısı İsa Mutlu, “Yer üstünde olağanüstü hal olabilir ama yerin altı bize ait. Gerkekirse 7.500 maden işçisiyle birlikte kendimizi yerin altına kitleriz” dedi.

Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) ve Türkiye Kömür İşletmeleri’nin (TKİ) özelleştirilmesinin önünü açan Torba Yasa tasarısına tepkiler devam ediyor. Ülkenin yer altı kaynaklarının bulunduğu sahaların satılmasının üç-beş tane işadamından başka kimseye kazandırmayacağını ifade eden GMİS Genel Başkan Yardımcısı İsa Mutlu, “Gerekirse 7 bin 500 madenciyle kendimizi yerin altına kilitleriz” dedi.

TTK’da örgütlü Genel Maden İşçileri Sendikası (GMİS), gelişmeler üzerine Genişletilmiş Başkanlar Kurulu’nu olağanüstü olarak toplamış ve eylem kararı almıştı. GMİS Genel Başkanı Ahmet Demirci ile Genel Başkan Yardımcısı İsa Mutlu, Genel Sekreter Satılmış Uludağ, Genel Mali Sekreter Adnan Tıska, Genel Teşkilatlandırma ve Eğitim Sekreteri Kahraman Kabasakal ve GMİS’e bağlı Karadon, Kozlu, Üzülmez, Armutçuk, Merkez Servisleri, Amasra Şubelerinin başkanları ve yönetim kurulu üyeleri, TTK Üzülmez Müessesesi’nde çalışan maden işçilerini ziyaret ederek eylem süreci ile ilgili bilgi verdi.

‘ÖZELLEŞTİRME ÖLÜM DEMEKTİR’

Evrensel’de yer alan habere göre, GMİS Genel Başkanı Ahmet Demirci, “Türkiye Taşkömürü Kurumu’nu, müesseselerini, hatta işletmelerini parçalayarak ruhsatı ile birlikte özelleştirmenin yolunu açıyorlar. Türkiye Taşkömürü Kurumu’nun bir çakıl taşının dahi özelleştirilmesineizin vermeyeceğiz. Çünkü özelleştirme ölüm demektir. Bu yasa tasarısı derhal geri çekilmelidir” dedi.

‘SOMA MODELİNİ DAYATMAK İSTİYORLAR’

Türkiye’nin, taş kömürü ithalatı için yılda yaklaşık 4-5 milyar dolar ödediğini ifade eden Demirci, “TTK küçüldü, ama Hükümetin beklediğinin aksine özel sektör bu boşluğu dolduramadı. Bize Soma modelini dayattılar. Biz bunu kabul etmedik ve işçi alınması için mücadelemizi sürdürdük. Ancak 15 Temmuz günü hain darbe girişimi oldu ve devamında gelen OHAL uygulamasıyla bu mücadelemiz kesintiye uğradı” diye konuştu. Çıkartılmak istenen Torba Yasa’ya dikkat çeken Demirci, “Çeşitli vergilerle faturayı bizlere kesmek istiyorlar. Bu Torba Yasa tasarısı içerisine TTK ve TKİ’yi yani madenlerimizi de koydular. Ekonomik krizin bedelini bize canımızla ödetmek istiyorlar. Çeşitli baskılarla kabul ettiremedikleri Soma modelini bunca faciadan sonra göz göre göre bize dayatıyorlar. Soma modeli, Soma faciasıyla birlikte çökmüştür” dedi.

‘ÖZELLEŞTİRMEYE İZİN VERMEYECEĞİZ’

Türkiye Taşkömürü Kurumu’nun bir çakıl taşının dahi özelleştirilmesine izin vermeyeceklerini ifade eden Demirci, “Çünkü özelleştirme ölüm demektir. Bu yasa tasarısı derhal geri çekilmelidir. Eğer Hükümet bu sese kulak vermezse 1990-1991 ve 1994 yıllarında olduğu gibi madenciler ve bölge halkı olarak tek yürek, tek ses meydanlarda olacağız.
Atalarımızın bize emaneti olan maden ocaklarımıza, işimize, aşımıza, ülkemizin ve milletimizin geleceğine sahip çıkacağız” diye konuştu.

‘YERİN ALTI BİZE AİT’

GMİS Genel Başkanı Ahmet Demirci’nin ardından ilgili maddenin TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda görüşülmesi sırasında sendikanın görüşlerini anlatan GMİŞ Genel Başkan Yardımcısı İsa Mutlu da şunları söyledi: “Çıkarılmak istenen yasa ülkemize ihanettir. Sadece maden işçisine değil, bölgeye değil, ülkemize bir ihanettir. Çünkü ülkemizin yeraltı kaynaklarının bulunduğu sahaları parsel parsel satmak üç-beş tane işadamından başka kimseye kazandırmayacaktır. Biz bunu komisyonda açık yüreklilikle, açık ve net bir şekilde ifade ettik, ifade etmeye de devam edeceğiz. Ama ne acıdır ki tüm gerçekleriyle anlatmamıza rağmen, iktidar partisi milletvekillerinin de anlattıklarımızı takdir etmelerine rağmen sayı çokluğuyla bu yasa tasarısının ilgili maddesi komisyondan geçti. Sendikanız olarak her türlü eylem planını masaya yatırdık. Eylemlerimiz sürecin gelişmesine göre artarak devam edecek. Bizi yer üstünde olağanüstü hal ile tehdit edenlere bir şey söylüyoruz; yer üstünde olağanüstü hal olabilir ama yerin altı bize ait. Eylemlerimizde en son aşamasına geldiğimizde, inşallah bununla karşılaşmak zorunda bırakılmayız, ama gerektiğinde 7 bin 500 maden işçisiyle birlikte yerin altına kendimizi kilitleyeceğimizi ve isteklerimiz yerine getirilinceye kadar çıkmayacağımızı ifade ediyoruz.”

ODAK – 25 Ekim 2017
Kaynak: Evrensel

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.