Odak Dergisi- 08/08/2013
ODAK: Gezi Parkı direnişini Ankara’da yaşadınız. Odak olarak siz de bu direnişin içerisinde bulundunuz. Bize biraz direniş sürecini ve sonrasındaki tutuklanma sürecinizi anlatabilir misin?
ODAK: Sizi hangi gerekçelerle tutukladılar? Bildiğimiz kadarıyla polis senin için “seninle de görüşeceğiz” demişti. Bir hafta sonra tutuklandın.
Murat Bozkurt: Beni tutuklama gerekçeleri terör örgütüne üye olmak, propaganda, kamu malına zarar, mala zarar, polise mukavemet, görevi yaptırmamak için direnme ve toplantı, gösteri yürüyüşlere katılmaktı. Asıl sebebi benim toplumsal olaylara duyarlı bir kişi olmamdı, örgütlü olmamdı. Daha öncede gözaltına alınmam ve davalarımın da devam etmesinden dolayı polisin beni tanımasıydı. Benden bir hafta önce tutuklanan ODAK dergisi çalışanı Gizem BAYRAM’ın ev aramasında bulunduğum sırada polisin bana ‘’ Seninle de görüşeceğiz, seni de alacağız’’ vb. tehditleri de gösteriyor ki yapılan bu operasyonlar polisin daha önce bildiği kişilerin bir listesini çıkarıp gözaltına alarak hükümete yaranma çabalarından başka bir şey değildir. Hem bizleri hem de bizler üzerinden halkı sindirme politikalarına hizmet eden hareketlerdir. Polisin bu tehditleri yeni karşılaştığımız bir şey değildir. Daha önce birçok arkadaşımız gibi şuan hala Sincan Kadın Kapalı Hapishanesi’nde bulunan Gizem BAYRAM’ında ailesini aramış tehditlerde bulunmuşlardı.
ODAK: Gözaltı sürecinden bahsedebilir misin? Siz içerideyken arkadaşların sizlere sahip çıkmaya çalışıyordu.
Murat Bozkurt: Gözaltına alındıktan sonra ilk 24 saat avukatlarımızla görüşmemiz engellendi. Biz hemen açlık grevine başladık. Ayrıca bu süre içerisinde yakınlarımızın getirdiği su ve şekerler de bizlere verilmedi. Poliste herhangi bir ifade vermedik. Gözaltı sürecinden sonra mahkemeye getirilirken arkadaşları adliye önünde gördüm ilk olarak. Hepsi coşkulu ve heyecanlı görünüyordu. Arkadaşlarımızı orada görmek tabii ki bizleri de heyecanlandırdı ve bizlerin direnişini de perçinledi. 24 saat süren mahkeme sürecinden sonra tutuklandık. Bu süre zarfında adliye önünde bekleyen arkadaşlarımızın yaptığı etkinlikleri avukatlardan öğreniyorduk. Adliyeye çıkartılırken arkadaşlarımızı aynı coşku ve heyecan içerisinde gördük ve onları sloganlarımızla selamladık. Hapishanede ise dışarıda oluşan dayanışmadan haberler alıyorduk. Bu haberlerde bizleri hem sevindiriyor hem de bizlere direnç aşılıyordu.
ODAK: Sanırım devletin son yıllarda kısa süreli tutuklamalara ve operasyonlara yıldırma amaçlı başvurduğu görülüyor. Bizim de üzerimize defalarca operasyonlar ile gelmeye çalıştılar. Senin için ne diyebiliriz?
Murat Bozkurt: Sizin de söylediğiniz gibi bu tutuklamalar tamamen yıldırma amaçlı yapılıyordu. Egemenler kendisine karşı zararlı gördüğü kurum ve kişileri baskı altına tutarak yaşayacağı sonun süresini uzatmaya çalışıyor. Bizler her zaman attığımız sloganı şimdide atıyoruz ‘’ Baskılar bizi yıldıramaz!’’
ODAK: Son olarak söylemek istediğin şeyler var mı?
Murat Bozkurt: Türkiye tarihi boyunca örneğine pek rastlamadığımız bir halk hareketini hep beraber yaşadık. Özellikle bizlerin bahsettiği dayanışma örneklerine tanık olduk. Bu süreçten sonra bizlere düşen görev bu direnişi ve dayanışmayı örgütleyerek hedeflerimize yürümektir. Röportaj için teşekkür ederim.